Dünya

Haiti Açlık Krizi: 5.7 Milyon İnsan Yaşam Mücadelesi Veriyor

Çete şiddeti yayılırken Haiti'de nüfusun yarısı gıda güvensizliği yaşıyor. 2026'ya kadar 6 milyon kişinin kritik açlık seviyesine ulaşması bekleniyor.

Karayip ülkesi Haiti, tarihin en büyük insani krizlerinden biriyle karşı karşıya kalırken, nüfusun yarısından fazlası gıda güvensizliği yaşıyor. Son veriler, 5.7 milyon Haitili'nin akut gıda güvensizliği ile mücadele ettiğini ortaya koyuyor. Bu sayı, yaklaşık 11 milyonluk ülke nüfusunun yüzde 51'ine denk geliyor ve durumun ne kadar kritik boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor.

Kritik Boyutlara Ulaşan Açlık Krizi

Haiti'deki mevcut durum, ülke tarihinin en ağır gıda krizlerinden birini yaşadığını gösteriyor. 5.7 milyon kişinin akut gıda güvensizliği yaşadığı bu ortamda, durumun en çarpıcı yanı 1.9 milyon kişinin acil durum seviyesindeki gıda güvensizliği ile karşı karşıya olması. Bu grup, nüfusun yüzde 17'sini oluşturuyor ve büyük gıda açıkları ile yüksek akut malnütrisyon seviyesiyle mücadele ediyor. Geri kalan 3.8 milyon kişi ise kriz seviyesinde gıda güvensizliği yaşayarak nüfusun yüzde 34'ünü temsil ediyor.

Durum gelecek yıllarda daha da kötüleşmesi bekleniyor. Mart-Haziran 2026 döneminde, kuru mevsimde, 5.91 milyon kişinin akut gıda güvensizliği yaşaması öngörülüyor. Bu rakam nüfusun yüzde 53'üne karşılık gelirken, yaklaşık 2 milyon kişinin acil durum seviyesine, 3.9 milyon kişinin ise kriz seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu projeksiyonlar, Haiti'nin gıda güvenliği açısından çok daha zorlu günlerle karşılaşacağını işaret ediyor.

Çete Şiddetinin Yıkıcı Etkisi ve Güvenlik Sorunu

Haiti'deki krizin temel nedenleri arasında çete şiddetinin hızla yayılması öne çıkıyor. Silahlı gruplar başkent Port-au-Prince'in yüzde 80'ini kontrol ederken, şiddet metropolitan bölgeden ülkenin diğer bölgelerine de yayılmaya devam ediyor. Çeteler, sadece bölgesel kontrolü ele geçirmekle kalmıyor, aynı zamanda insani yardım dağıtımını sistematik olarak engelleyerek krizin derinleşmesine doğrudan neden oluyor.

Şiddetin artması sonucunda 1.3 milyon kişi evlerinden edilmiş durumda. Bu rakam, Aralık 2024'e kıyasla yüzde 24'lük bir artışı temsil ediyor ve durumun ne kadar hızlı kötüleştüğünü gösteriyor. Haziran ve Temmuz 2025 arasında yerinden edilmiş kişiler için açılan spontane yerleşim yerlerinin sayısı 246'dan 272'ye yükseldi. Bu artışın arkasında, Nisan 2025'ten bu yana Merkez bölgesindeki silahlı saldırılar yatıyor.

Temmuz 2025 itibariyle yaklaşık 210.000 kişi spontane yerleşim yerlerinde barınmak zorunda kalıyor. Bu insanlar en temel yaşam koşullarından yoksun, aşırı kalabalık ve geçici barınaklarda yaşam mücadelesi veriyor. Dessalines, Verettes, Liancourt ve Petite Rivière gibi Aşağı Artibonite bölgesindeki belediyelerde yaşanan silahlı saldırılar, tarımsal üretimi sekteye uğratarak gıda krizini daha da ağırlaştırıyor.

Çocukların Çaresiz Durumu ve Gelecek Endişeleri

Krizden en çok etkilenen grup çocuklar oluyor ve bu durum Haiti'nin geleceği açısından son derece endişe verici. 680.000 çocuğun şiddet nedeniyle yerinden edildiği tespit edilirken, bu sayının bir yıl içinde neredeyse iki katına çıkmış olması durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Özellikle 5 yaş altı çocuklarda malnütrisyon oranının yüzde 7'den yüzde 14'e yükselmiş olması, sağlık sistemi üzerindeki baskıyı artırıyor.

1.2 milyon beş yaş altı çocuğun akut gıda güvensizliği yaşanan bölgelerde yaşadığı tahmin ediliyor. Bu durum, sadece mevcut sağlık durumlarını değil, aynı zamanda fiziksel ve zihinsel gelişimlerini de olumsuz etkiliyor. Bazı bölgelerde çocuk malnütrisyon oranları ulusal ortalamanın çok üzerinde seyrederek, yerel sağlık sistemlerini çöküş noktasına getiriyor.

Eğitim sistemi de çete şiddeti ve ekonomik krizin etkisiyle çökmüş durumda. Okulların kapatılması ve öğretmenlerin görev yapamaması, çocukların eğitim haklarından mahrum kalmasına neden oluyor. Bu durum, Haiti'nin uzun vadeli kalkınma potansiyelini ciddi şekilde zedeliyor.

Ekonomik Çöküş ve Altyapının Tahribatı

Haiti altı yıldır ekonomik durgunluk yaşıyor ve bu sürekli gerileme, ülkenin her alanında hissediliyor. Ekonomik krizin gıda fiyatlarında yarattığı artış, zaten zor durumda olan halkın gıdaya erişimini daha da zorlaştırıyor. Enflasyon oranlarının kontrolden çıkması, temel gıda maddelerini ortalama bir Haytili aile için ulaşılmaz hale getiriyor.

Ülkenin altyapısı da çete kontrolü altında sistematik olarak tahrip ediliyor. Hastaneler, okullar ve mahkemeler işlevlerini yerine getiremiyor. Elektrik, su ve ulaşım sistemleri düzenli olarak saldırılara maruz kalıyor. Bu durum, sadece günlük yaşamı değil, aynı zamanda ülkenin üretim kapasitesini de olumsuz etkiliyor.

Tarım sektörü, ülkenin temel geçim kaynağı olmasına rağmen, güvenlik sorunları nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyor. Çiftçiler tarlalarına güvenli şekilde ulaşamıyor, ürünlerini pazara taşıyamıyor. Bu durum hem yerel gıda üretimini azaltıyor hem de kırsal nüfusun şehirlere göç etmesine neden oluyor.

İnsani Yardım Yetersizliği ve Finansman Krizi

Haiti'nin insani yardım planı, dünyada en az finanse edilen programlar arasında yer alıyor. Sadece yüzde 13'lük bir finansman oranıyla, yardım kuruluşları sürekli olarak rasyon kısıtlamaları ve program askıya almaları yapmak zorunda kalıyor. 139 milyon dolarlık acil yardım ihtiyacı bulunmasına rağmen, uluslararası toplumdan gelen destek bu ihtiyacın çok altında kalıyor.

Yardım dağıtımı da çete kontrolü nedeniyle son derece zorlaşıyor. Silahlı gruplar, insani yardım konvoylarını hedef alıyor, depolar basıyor ve yardım malzemelerini çalıyor. Bu durum, yardım kuruluşlarının operasyonlarını sürdürmesini neredeyse imkansız hale getiriyor.

Finansman yetersizliği, özellikle çocuklara yönelik programları etkiliyor. Okul beslenme programları kesilmek zorunda kalırken, sağlık hizmetleri minimum seviyeye düşürülüyor. Bu durum, zaten kırılgan olan nüfusun durumunu daha da ağırlaştırıyor.

Sağlık Sisteminin Tamamen Çöküşü

Sağlık hizmetlerinin çöküşü, krizin belki de en trajik boyutunu oluşturuyor. Hastanelerin büyük bir kısmı işlevini yitirirken, sağlık personeli güvenlik endişeleriyle görev yapamıyor. Tıbbi malzeme ve ilaç temini durmuş, hasta nakil sistemleri çalışmıyor.

Doğum yapan kadınlar ve yenidoğanlar en riskli grup olarak öne çıkıyor. Ana sağlığı hizmetlerinin çökmesi, anne ve bebek ölüm oranlarında dramatik artışlara neden oluyor. Kronik hastalığı olan kişiler, düzenli tedavi alamadıkları için yaşamlarını kaybediyor.

Cinsel şiddet vakalarında da ciddi artış gözleniyor. Çete üyeleri tarafından gerçekleştirilen sistematik cinsel saldırılar, kadınları ve kız çocuklarını hedef alıyor. Bu mağdurlar, hem psikolojik hem de tıbbi destek alamadıkları için çifte mağduriyet yaşıyor.

Malnütrisyon oranlarındaki artış, sağlık sistemine ek bir yük getiriyor. Özellikle çocuklarda görülen şiddetli malnütrisyon vakaları, uzman tıbbi müdahale gerektiriyor ancak bu hizmetler mevcut değil.

Bölgesel Etki ve Göç Krizi

Haiti'deki kriz, sadece ülke sınırları içinde kalmıyor. Komşu ülkelere kaçmaya çalışan Haitili sayısında sürekli artış gözleniyor. Özellikle Dominik Cumhuriyeti sınırında yaşanan göç dalgaları, bölgesel istikrarsızlığı artırıyor.

Deniz yoluyla kaçmaya çalışan Haitililerin yaşadığı trajediler, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor. Güvenli olmayan teknelerle açık denizlere açılan aileler, sıklıkla denizde yaşamlarını kaybediyor.

Göç krizi, aynı zamanda Haiti'nin nitelikli insan gücü kaybına neden oluyor. Eğitimli kesim ülkeyi terk ederken, kalkınma için gerekli olan beşeri sermaye hızla eriyor.

Geleceğe Yönelik Karanlık Tablo

Mevcut eğilimlerin devam etmesi durumunda, Haiti'nin durumu 2026 yılında daha da ağırlaşacak. 5.9 milyondan fazla kişinin akut gıda güvensizliği yaşaması beklenen bu ortamda, ülkenin tamamen çöküş noktasına gelebileceği endişeleri artıyor.

İklim değişikliğinin etkileri de krizi derinleştiren faktörler arasında. Kasırgalar ve kuraklık, zaten kırılgan olan tarım sektörünü daha da zor duruma düşürüyor. Deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı bölgelerindeki nüfusu tehdit ediyor.

Çete şiddetinin kontrolden çıkması, ülkeyi tam anlamıyla başarısız devlet statüsüne götürüyor. Merkezi otoritenin tamamen ortadan kalkması durumunda, Haiti'nin komşu ülkeler için de güvenlik tehdidi haline gelebileceği uyarıları yapılıyor.

Acil Müdahale ve Uzun Vadeli Çözüm İhtiyacı

Haiti'deki durum, sadece insani bir kriz değil, aynı zamanda uluslararası güvenlik ve istikrar sorunu haline geliyor. 3.3 milyondan fazla çocuğun insani yardıma ihtiyaç duyduğu bu ortamda, uluslararası toplumun koordineli ve kararlı bir şekilde harekete geçmesi kritik önem taşıyor.

Acil gıda yardımı, tıbbi destek ve güvenli barınma ihtiyaçlarının yanı sıra, uzun vadeli güvenlik, yönetişim ve kalkınma stratejilerinin de hayata geçirilmesi gerekiyor. Çete şiddetinin durdurulması, devlet otoritesinin yeniden tesis edilmesi ve ekonomik istikrarın sağlanması, Haiti'nin yeniden ayağa kalkması için vazgeçilmez şartlar.

Eğer acil müdahale edilmezse, Haiti krizi sadece bölgesel değil, küresel bir sorun haline gelebilir. Göç dalgaları, güvenlik tehditleri ve insani trajedi, uluslararası toplumun ortak sorumluluğunda olan bir mesele olarak karşımızda duruyor.