Karaman kent merkezinde, görünüşte sıradan bir Cuma sabahı, eşine az rastlanır bir olay yaşandı ve tüm bölgeyi dehşete düşürdü. Güzellik ve kişisel bakım ürünlerine olan doyumsuz ilgi, bu kez sadece cüzdanları değil, aynı zamanda can güvenliğini de tehdit etti. Bir takı ve kozmetik ürünleri mağazasının duyurduğu açılış kampanyası, beklenen ilgiyi kat kat aşarak, şehrin sokaklarında adeta bir kaosa neden oldu. Bu sıradan alışveriş arayışı, çok kısa bir süre içinde bir felaket senaryosuna dönüştü.
Fenari Mahallesi 9. Sokak, o sabah yaşanan olaylarla hafızalara kazınacak türden görüntülere sahne oldu. İnsanlar, kampanyalı ürünlere ulaşabilmek adına sabahın çok erken saatlerinden itibaren mağaza önünde toplanmaya başlamışlardı. Oluşan bu devasa kuyruklar nedeniyle, sokak trafiğe tamamen kapanmak zorunda kaldı ve bölgedeki hareketlilik durma noktasına geldi. Ancak asıl gerilim, saat 11.00'i gösterdiğinde, yani mağaza kepenklerinin açılmasıyla başladı. O ana kadar sakinliğini korumaya çalışan kalabalık, kapıların açılmasıyla birlikte bir anda kontrolden çıktı.
Özellikle kadınlar, mağazaya ilk giren olabilmek ve indirimli ürünlere sahip olabilmek için birbirleriyle inanılmaz bir yarışa girdi. Kapı önündeki itiş kakış ve hızlı ilerleme çabası, yoğunluğun aniden tehlikeli bir seviyeye ulaşmasına neden oldu. Mağaza çalışanları, bu kontrol edilemeyen insan selini zapt etmekte büyük zorluk yaşadı ve durumun ciddiyetini anlayarak acil bir destek talebinde bulundu. Olay yerindeki güvensiz ortam, kolluk kuvvetlerinin derhal müdahalesini gerektirdi.
İhbar üzerine bölgeye hızla sevk edilen polis ekipleri, yaşanan izdihamı önlemek ve kalabalığı kontrol altına almak için büyük bir mücadele başlattı. Ancak durum o kadar kritik bir boyuttaydı ki, deneyimli polis memurları dahi çaresiz kaldı. Görevini yapmaya çalışan bir polis memuru, bu kontrolsüz insan kütlesinin tam ortasında kalarak korkunç bir ezilme tehlikesi atlattı. Kalabalığın şiddeti altında adeta boğulan memur, ciddi yaralanma riskine karşı büyük bir panik yaşadı.
Can pazarının yaşandığı bu anlarda, polis memuru büyük bir güçlükle kalabalığın arasından dışarıya çıkmayı başardı. Hayati tehlikeyi atlatan memur, nefes nefese kalmış bir halde, vatandaşları geri çekilmeleri ve sakin olmaları konusunda defalarca uyarmak zorunda kaldı. Güzellik tutkusunun ve ucuz ürün alma arzusunun, insanların sağlığını ve hatta görev başındaki bir polisin hayatını tehlikeye atacak boyuta gelmesi, tüm Türkiye'yi derinden düşündüren bir olay olarak kayıtlara geçti. Bu olay, ucuzluğa olan rağbetin ve kampanya çılgınlığının toplumsal düzeni nasıl tehdit edebileceğinin çarpıcı bir örneği oldu. Yaşanan bu olay, sadece bir açılış kampanyası olarak değil, aynı zamanda güvenlik güçlerinin bile ezilme tehlikesi geçirdiği, toplum psikolojisinin sınırlarını zorlayan bir kaos anı olarak hatırlanacaktır.