İstanbul’un göbeğinde, güvenin en kutsal olması gereken yerde, bir devlet hastanesinin poliklinik odasında dehşet verici bir skandal patlak verdi. 29 yaşındaki pratisyen hekim E.A., 2024-2025 yılları arasında muayene ettiği 38 kadın hastaya sistematik olarak cinsel saldırıda bulunmakla suçlanıyor. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında genç doktor, dün gece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Nefes Gazetesi’nin 00:25’te ilk duyurduğu ve saat 05:47’de güncellediği haber, Türkiye’nin en çok konuşulan gündemi haline geldi.
Dosyadaki deliller arasında gizli çekilmiş ses kayıtları, WhatsApp yazışmaları, muayene sırasında çekilen gizli kamera görüntüleri ve mağdur kadınların birbirini doğrulayan ifadeleri yer alıyor. Olay, bir hastanın cesaretle şikâyette bulunmasıyla zincirleme ortaya çıktı; ardından 37 kadın daha aynı doktoru işaret etti. Bu korkunç iddia, sadece bireysel bir suç dosyası olmanın ötesine geçti; sağlık sistemindeki güven krizini, hasta-hekim ilişkisini ve kadınların en savunmasız oldukları anda maruz kaldıkları istismarı yeniden tartışmaya açtı.
Skandalın fitili, 2025 Aralık 2025 sabahı ateşlendi. 20’li yaşlarının başında olan bir kadın hasta, muayene sonrası yaşadığı şüpheli dokunuşları ailesine anlattı. Aile, hemen hastaneye ve polise başvurdu. İlk şikâyetçi, telefonuna gizlice ses kayıt uygulaması açarak bir sonraki randevuda doktorun söylediklerini ve yaptıklarını kaydetmeyi başardı. Bu kayıt, savcılığa sunulunca domino etkisi yarattı. İstanbul Emniyeti Ahlak Büro Amirliği, hemen harekete geçerek E.A.’nın görev yaptığı hastanede arama yaptı. Doktorun odasında ve telefonunda yapılan incelemede, çok sayıda kadın hastayla WhatsApp üzerinden yazışmalar, muayene sırasında gizlice çekilmiş görüntü parçaları ve ses dosyaları ele geçirildi. Bu deliller, doktorun sadece fiziksel istismar değil, aynı zamanda bazı hastaları tehdit, şantaj ve duygusal manipülasyonla tacizini sürdürdüğünü ortaya koydu. Savcılık kaynaklarına göre, bazı mesajlarda E.A.’nın hastalara “Tedaviniz için bana güvenmelisiniz, bu aramızda kalacak” gibi cümleler kurduğu, muayene bahanesiyle gereksiz fiziksel temaslarda bulunduğu tespit edildi.
Mağdurların yaş aralığı 19 ile 42 arasında değişiyor. Çoğu ilk kez doktora giden, genç kadınlar. Bir kısmı jinekolojik muayene, bir kısmı dahiliye şikâyetlerle polikliniğe gelmiş. İfadelerde ortak nokta şu: Doktor, kapıyı kilitliyor, perdeleri kapatıyor ve “rahatsız olmamak için” diyerek ışığı kısıyor. Ardından “daha detaylı muayene gerekiyor” bahanesiyle cinsel organlara yönelik istismarda bulunuyor. Bir mağdur ifadesinde şöyle diyor: *“Bana ‘Korkmana gerek yok, bu tıbbi bir işlem’ dedi. Direnmeye kalktığımda ‘Bağırırsan kimse duymaz, hem zaten sen istedin’ diye tehdit etti.”* Bir başka bir kadın ise muayene sonrası doktorun “Bu akşam mesaj atacağım, tedaviye devam edeceğiz” diyerek numarasını verdiğini ve gece yarısı taciz mesajları attığını anlattı. 38 kadının ifadeleri, birbirini neredeyse birebir doğruluyor; tarihler, kullanılan cümleler, hatta doktorun aynı parfümü bile aynı.
Doktor E.A., ilk ifadesinde tüm suçlamaları reddetti ve “Hastalar bana iftira atıyor, tedavi amaçlı dokunuşlardı” dedi. Ancak savcılığa sunulan ses kayıtları ve mesajlaşmalar bu savunmayı çürüttü. Özellikle bir hastanın telefonundan çıkan 4 dakikalık ses kaydında, E.A.’nın açıkça cinsel içerikli sözler sarf ettiği ve mağduru susturmaya çalıştığı net bir şekilde duyuluyor. Bu kayıt, mahkemeye sunulunca doktorun tutuklanma talebiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. Hâkimlik, “delil karartma şüphesi, mağdur sayısı ve suçun ağırlığı” gerekçesiyle tutuklanmasına karar verdi.
Hastane yönetimi de şokta. Başhekimlik, olay duyulur duyulmaz E.A.’nın görevine son verdi ve hakkında idari soruşturma başlattı. Sağlık Bakanlığı, yazılı açıklama yaparak “Sıfır tolerans politikamız gereği, en ağır cezalar uygulanacaktır” dedi. İstanbul Tabip Odası ise skandalı “mesleğin yüz karası” olarak nitelendirdi ve doktorun üyeliğinin düşürüleceğini açıkladı. Kadın örgütleri hastane önünde toplanarak “Doktor değil, tecavüzcü!” pankartları açtı. Mağdur kadınlardan bazıları psikolojik destek almaya başladı; bir kısmı ise hâlâ konuşmaya cesaret edemiyor.
Soruşturma genişliyor. Savcılık, E.A.’nın görev yaptığı iki yıl içinde muayene ettiği toplam hasta sayısını tarıyor; yeni mağdurların ortaya çıkma ihtimali çok yüksek. Ayrıca doktorun telefonunda bulunan görüntülerin kimlerle paylaşıldığı, bir şebeke olup olmadığı da araştırılıyor. Şu an için yalnız hareket ettiği düşünülüyor ancak incelemeler sürüyor.
Bu olay, Türkiye’de hasta güvenliği ve kadın sağlığı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Uzmanlar, “Muayene odalarında kamera zorunluluğu, refakatçi hakkı ve acil panik butonu” gibi önerileri masaya yatırıyor. Mağdur avukatları ise toplu dava açmaya hazırlanıyor.
Sonuç olarak, 29 yaşındaki bir doktorun 38 kadının hayatını kararttığı bu skandal, sadece bir tutuklama ile bitmeyecek. Toplumun sağlık sistemine güveni sarsıldı, kadınlar muayeneye giderken bir kez daha korkuyor. Soruşturma devam ederken, adaletin tüm mağdurlar için tecelli etmesi tek temenni. Gözler İstanbul Anadolu Adliyesi’nde; çünkü bu dava, sadece E.A.’nın değil, tüm sistemin yargılanacağı bir dava olacak. Gelişmeleri anbean takip ediyoruz.





