Ortadoğu'nun göbeğinde, savaşın gölgesinde bir insanlık dramı tüm hızıyla devam ediyor. Gazze Şeridi, sadece bombaların değil, açlığın ve çaresizliğin de pençesinde; özellikle çocuklar, bu korkunç tablonun en masum kurbanları. Yetersiz beslenme, minik bedenleri bir bir tüketirken, uluslararası toplumun sessizliği bu krizi daha da büyütüyor. Belki de bu haber, dünya çapında bir uyanışın fitilini ateşleyecek ve Gazze'nin çocukları için umut ışığı olacak. Ancak asıl hikaye, istatistiklerin ötesinde, bir avuç yiyecek için mücadele eden çocukların gözlerinde saklı.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze'deki çocukların yaşadığı yetersiz beslenme krizine dikkat çeken çarpıcı bir açıklama yaptı. Resmi internet sitesinde yayınlanan verilere göre, Gazze'de her beş çocuktan biri akut yetersiz beslenme sorunuyla karşı karşıya. Özellikle Gazze kentinde, geçtiğimiz ay kıtlığın resmi olarak doğrulandığı bölgede yapılan taramalar, durumun vahametini gözler önüne seriyor: Temmuzda yüzde 16 olan yetersiz beslenme nedeniyle hastaneye kaldırılan çocuk oranı, ağustosta yüzde 19'a fırladı. Gazze geneline bakıldığında ise akut yetersiz beslenme oranı, temmuzdaki yüzde 8,3 seviyesinden ağustosta yüzde 13,5'e yükseldi. Bu rakamlar, sadece bir istatistik değil; her biri bir çocuğun hayatta kalma mücadelesinin sayısal yansıması. Geçmişte, 2014 ve 2021'deki çatışmalar sırasında da Gazze'de insani krizler yaşanmıştı, ancak 2023'ten bu yana devam eden abluka ve saldırılar, açlık sorununu daha önce görülmemiş bir seviyeye taşıdı. Gelecekte, eğer acil önlemler alınmazsa, bu oranların daha da artması ve daha fazla çocuğun hayatını kaybetmesi kaçınılmaz görünüyor.
UNICEF'in açıklamasında, özellikle "şiddetli akut yetersiz beslenme" oranının alarm verici şekilde yükseldiği vurgulanıyor. Altı ay önce yüzde 12 olan bu oran, ağustos itibarıyla yüzde 23'e ulaşmış durumda; bu, çocukların ölümle burun buruna geldiği en tehlikeli beslenme yetersizliği türü. Gazze genelinde, taramalar sonucunda 12 bin 800 çocuğun akut yetersiz beslendiği tespit edildi, ancak bu sayı, İsrail'in zorla yer değiştirme emirleri ve artan askeri operasyonları nedeniyle tarama yapılamayan çocuklar düşünüldüğünde çok daha yüksek olabilir. Örneğin, Gazze kentindeki askeri tırmanış, yaklaşık bir düzine beslenme merkezinin kapanmasına neden oldu, bu da çocukların tedavi imkanlarını ellerinden aldı. Geçmişte, 2008'deki Dökme Kurşun Operasyonu gibi çatışmalar sırasında da yardım kuruluşları benzer engellerle karşılaşmış, ancak bugünkü kriz, hem sürekliliği hem de şiddetiyle tarihte eşine az rastlanır bir boyutta. Eğer bu merkezler yeniden açılamazsa, gelecekte binlerce çocuk daha bu sessiz katliamın kurbanı olabilir.
UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, krize dair çarpıcı bir uyarıda bulundu: "Gazze kentinde ve Gazze genelinde beslenme hizmetleri korunmalıdır. Hiçbir çocuk yetersiz beslenmeden mustarip olmamalıdır." Russell'ın bu çağrısı, Gazze'deki çocukların savunmasızlığını ve acil müdahale ihtiyacını vurguluyor. Ancak, İsrail'in gıda ve insani yardım girişlerini engelleyen sıkı ablukası, bu çağrının hayata geçmesini zorlaştırıyor. Filistin Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle 141'i çocuk olmak üzere 404 kişi hayatını kaybetti; sadece 22 Ağustos 2025'te Birleşmiş Milletler destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) tarafından kıtlık ilanından bu yana ise 26'sı çocuk 126 kişi öldü. Bu rakamlar, Gazze'deki insani felaketin boyutlarını açıkça ortaya koyuyor; altyapının yüzde 88'inin tahrip edilmesi, 2,3 milyon nüfusun neredeyse tamamının defalarca yerinden edilmesi, hijyen eksikliği ve bulaşıcı hastalıkların artışı, çocuk ölümlerini körüklüyor. Gelecekte, eğer uluslararası toplum harekete geçmezse, IPC'nin uyarısına göre kıtlık Deyr el-Belah ve Han Yunus gibi bölgelere de yayılabilir, bu da felaketi bölgesel bir trajediye dönüştürebilir.
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'taki Al-Nasr Gazze Şehri Çocuk Hastanesi Müdürü Doktor Ahmed El-Farra, durumun ciddiyetini şöyle özetliyor: "İsrail ordusunun bölgeye giriş çıkışları tamamen kapattığı, tarım arazilerine el koyduğu ve kullanımını yasakladığı Mart ayından bu yana Gazze Şeridi'nde yetersiz beslenme sorunu yaygın hale geldi." El-Farra, özellikle hamile kadınların yüzde 67'sinin açlık ve kansızlıkla mücadele ettiğini, 43 bin çocuk ve 55 bin hamile kadının yetersiz beslenmeden muzdarip olduğunu belirtiyor. Ağustos ayındaki ölüm oranlarının, eylül ayında da devam etmesi bekleniyor; bu, her geçen gün daha fazla çocuğun hayatını kaybettiği anlamına geliyor. Geçmişte, 1990'larda Somali'deki kıtlık gibi krizler dünya gündemine oturmuş ve uluslararası yardım seferberlikleri başlatılmıştı; ancak Gazze'deki durum, siyasi engeller nedeniyle benzer bir tepkiyi henüz göremedi. Gelecekte, eğer bu abluka kaldırılmazsa, Gazze'deki çocuklar için hayatta kalma şansı giderek azalacak ve bu, insanlık adına utanç verici bir leke olarak kalacak.
Gazze'deki bu kriz, sadece bir sağlık meselesi değil; uluslararası hukuk ve insan hakları bağlamında da bir sınav. Yerel ve uluslararası gözlemciler, İsrail'in açlığı bir savaş silahı olarak kullandığını ifade ediyor; altyapının tahrip edilmesi, yardım dağıtım noktalarına saldırılar ve zorunlu göç politikaları, bu iddiayı güçlendiriyor. Örneğin, Gazze'deki Netzarim kavşağında yardım bekleyen sivillere yönelik saldırılar, en az 1516 kişinin ölümüne neden oldu. Bu durum, 1949 Cenevre Sözleşmeleri gibi uluslararası anlaşmalara aykırı bulunurken, Filistinli Sivil Toplum Ağı Direktörü Amjad Shawa'nın sözleri, halkın çaresizliğini özetliyor: "Bunu aylardır söylüyoruz, bunu yaşıyoruz, buna tanıklık ediyoruz. Çok güçsüz, çok hasta ve çok yorgunuz." Eğer dünya liderleri bu sese kulak vermezse, Gazze'deki çocuklar için gelecek, karanlık bir tablo sunuyor; ancak bir ateşkes ve...