Eyüpspor-Göztepe Maçı Ücretsiz Olacak: İşte Detaylar ve Futbolseverleri Bekleyen Heyecan Dolu Anlar!
Eyüpspor-Göztepe Maçı Ücretsiz Olacak: İşte Detaylar ve Futbolseverleri Bekleyen Heyecan Dolu Anlar!
İçeriği Görüntüle

Ülker Spor ve Etkinlik Salonu'nun ışıkları, sonbahar gecesinin karanlığını delerken, İstanbul'un basketbol kalbi bir kez daha attı. Tribünler sarı-lacivert bir denize dönüşmüş, tezahüratlar gökyüzünü inletiyordu. Bu, sıradan bir maç gecesi değildi; EuroLeague'in 2025-26 sezonunun açılış perdesi, son şampiyonun sahaya inişiydi. Hava, beklenti ve heyecanla elektriklenmişti; taraftarlar, ellerinde bayraklar, yüzlerinde umutla bekliyordu. Fenerbahçe Beko, bir yıl önceki zaferin tadını damağında taşırken, yeni sezona damga vurmak için hazırdı – ama rakip Paris Basketbol, kolay lokma olmayacaktı.

Maç, karşılıklı basketlerle bir anda alevlendi; ilk 5 dakikada Fenerbahçe Beko, 11-10'luk üstünlüğüyle nabzı eline aldı. Biberovic'in üç sayılık isabetiyle ilk çeyreğin son 56 saniyesinde 20-17 önde giden sarı-lacivertliler, çeyreği 25-19'la noktaladı. Savunma sertliği ve hızlı hücumlarla rakibi bunaltan Fener, tribünleri coşturuyordu; Paris'in direnci, henüz kırılmamıştı ama işaretler netti – bu gece, ev sahibinin olacaktı. İkinci çeyreğe hızlı giren Fenerbahçe, 13. dakikada Birch'in pota altındaki dominasyonuyla farkı çift hanelere taşıdı: 32-21. Hall'un 15. dakikadaki üçlüğü, skoru 35-21'e getirerek farkı 14 sayıya çıkardı; salon, ayakta alkışlıyordu.

Ama Paris pes etmedi; üst üste üçlüklerle boş atışlar bulan konuk ekip, 18. dakikada farkı 6 sayıya indirdi: 40-34. Bu direnç, maçı renklendirmişti – Fener'in soyunma odasına 43-40 önde gitmesi, nefesleri kesti. İkinci yarının başında Paris'in çıkışı devam etti; 24. dakikada Hifi'nin basket faulüyle 51-53 öne geçmesi, tribünlerde bir anlık sessizlik yarattı. Tucker'ın üçlüğüyle toparlanan Fenerbahçe, üstünlüğünü koruyamadı ve 27. dakikada Herrera'nın basketiyle skor 57-57'ye eşitlendi. Bu an, maçın dönüm noktasıydı; savunma sertliğini artıran sarı-lacivertliler, son bölümde Colson, Melli ve Tucker'ın üst üste skorlarıyla rakibi ezdi ve son çeyreğe 70-59 önde girdi. Üçüncü çeyrek, Fener'in karakterini göstermişti – şampiyonluk DNA'sı, sahada can buluyordu.

Final periyodunda Baldwin önderliğinde patlama yapan Fenerbahçe Beko, rakibini tamamen dağıttı; hızlı kontralar, pota altı hakimiyeti ve üçlük yağmuruyla skoru 96-77'ye taşıdı. Bu 19 sayılık fark, sadece bir galibiyet değil; sezona müthiş bir girişin ilanıydı. Son şampiyon, EuroLeague'in kürsüsünü korumak için ilk adımı atmıştı – Paris Basketbol ise, bu fırtınada savrulmuştu. Maç sonrası tribünler "Şampiyon Fener!" tezahüratlarıyla inlerken, oyuncular taraftarlara sarılıyordu; bu zafer, bir yıl önceki Final Four'un hatırasını tazeliyordu.

Fenerbahçe Beko'nun yıldızları, sahayı domine etmişti: Tucker 20 sayıyla skorer kimliğini kanıtladı, Hall 22 sayıyla üçlük hattından adeta şov yaptı. Baldwin 10 sayı, 5 ribaund ve asistlerle yeni transferin vaadini gerçekleştirdi; Melli 9 sayı, 7 ribaundla pota altını kilitleyen isimdi. Colson 7, Biberovic 9, Jantunen 5, Bacot 4, Boston 5, Metecan Birsen 3, Birch 2 ve Onuralp Bitim'in katkılarıyla takım, tam bir orkestra gibi uyum içindeydi. Paris cephesinde Hifi 23 sayıyla direndi, Robinson 17 sayıyla parladı ama yeterli olmadı; Herrera 2, Faye 2, M'Baye 6, Ouattara 5, Cavaliere 5, Dokossi 2, Morgan 2, Hommes 9 ve Willis 4 sayıyla dağıldı. Hakemler Juan Carlos Garcia, Arturas Sukys ve Sergio Silva, tempolu bir maç yönetti – ama asıl hakem, Fener'in iradesiydi.

Tribünlerdeki manzara, zaferi taçlandırıyordu: Fenerbahçe Kulübü Başkanı Sadettin Saran, başkan vekili Murat Salar, yöneticiler Orhan Demirel, Gürhan Taşkaya, Murat Emanetoğlu, Ozan Vural, Ufuk Şansal, Eren Ergen, Ertan Torunoğulları, Adem Köz, Taner Sönmezer, Erdem Sezer ve Cem Ciritçi tribündeydi. Eski başkan Ali Koç ile eski yöneticiler Burak Kızılhan, Hamdi Akın, Hulusi Belgü ve Sertaç Komsuoğlu'nun da maçı izlemesi, kulübün birliğini simgeliyordu – geçmiş ve gelecek, sarı-lacivertte kenetlenmişti. Bu kalabalık, sadece bir maç değil; Fener'in EuroLeague tahtını koruma yeminini haykırıyordu.

Bu galibiyet, Fenerbahçe Beko'nun 2024-25 sezonundaki şampiyonluğunun devamı gibiydi; Final Four'da Olympiakos'u yenerek kupayı kaldıran ekip, kadrosunu Baldwin gibi yıldızlarla güçlendirmişti. Paris Basketbol ise, son yıllarda yükselen bir güç olsa da, Ülker'in büyüsüne dayanamamıştı – bu maç, ev sahibinin Avrupa'daki dominasyonunu pekiştirdi. Gelecek haftalarda Real Madrid, Barcelona gibi devlerle karşılaşacak Fener, bu açılışla moral depoladı; koç'un taktik dehası, oyuncuların enerjisi, taraftarın ateşi – hepsi, yeni bir kupa için hazırdı. Analistler, "Fenerbahçe, bu sezon da favori" diyor; ama yol uzun, rakipler dişli.

Zaferin yankıları, sosyal medyada fırtına estirdi; #FenerEuroLeague etiketi trend olurken, hayranlar "Şampiyonluk yolunda ilk adım!" paylaşımlarıyla dolup taştı. Baldwin'ın eski Lakers günlerinden kalma şutları, Hall'un üçlükleri – her an, highlight'lara dönüştü. Paris'in Hifi'si gibi dirençli isimler bile, Fener'in kolektif gücüne boyun eğdi. Bu gece, Ülker Arena sadece bir salon değil; Avrupa basketbolunun kalbiydi. Fenerbahçe Beko, şampiyonun yükünü taşıyor – ve bu yük, zaferlerle hafifleyecek.

Tarih, Fener'in EuroLeague hikayesini yazmaya devam ediyor: 2017'deki ilk kupa, geçen sezonun finali – şimdi, üçleme mi geliyor? Paris maçı, sadece bir başlangıç; ama ne başlangıç! Oyuncular soyunma odasında kutlarken, taraftarlar sokaklara taştı. Gelecek maçlar, bu coşkuyu test edecek; ama bir şey kesindi: Sarı-lacivert fırtına, Avrupa'yı sallamaya başlamıştı. Şampiyon, geri döndü – ve bu dönüş, efsanevi olacak!