Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlı duruşu, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un son röportajıyla bir kez daha gün yüzüne çıktı. Sözcü TV'de yayınlanan özel programda Altun, PKK'nın Suriye ve Irak'taki kamplarına yönelik olası operasyonları, "terörsüz Türkiye" hedefini ve DEM Parti'ye yönelik eleştirileri masaya yatırdı. "Terörle mücadelede yeni bir sayfa açıyoruz, kökünü kazıyacağız" mesajıyla başlayan konuşma, Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejisini netleştirirken, bölgesel dengelerin değişeceğine işaret ediyor. Röportaj, 5 Aralık 2025 Cuma akşamı yayınlandı ve kısa sürede sosyal medyada binlerce etkileşim aldı. Altun'un harita ve istihbarat verileriyle desteklediği açıklamaları, yıllardır süren terörle mücadele sürecini bir dönüm noktasına taşıyor. Bu program, sadece bir uzman görüşü değil; hükümetin PKK'ya karşı sıfır tolerans politikasının manifestosu gibi. Bugünün tarihi olan 6 Aralık 2025 Cumartesi sabahı itibarıyla, açıklamaların yankıları Suriye sınırından Irak'a, hatta DEM Parti kulislerine uzanmış durumda. Peki, Altun'un işaret ettiği operasyonlar ne anlama geliyor? PKK kamplarının hedef alınması, Türkiye'nin sınır ötesi stratejisini nasıl şekillendirecek? Bu makale, röportajın her anını kronolojik bir titizlikle ele alarak, terörle mücadelenin perde arkasını aydınlatıyor ve okuyucuyu bu kritik satranç tahtasında gezdiriyor. Terörsüz Türkiye hayali, gerçek bir plana mı dönüşüyor?
Röportaj, Fahrettin Altun'un stüdyoya girişiyle coşkulu bir giriş yapıyor. Sunucunun "Terörle mücadelede son durum nedir?" sorusuna, Altun kendinden emin bir tonla yanıt veriyor: "Terörsüz Türkiye hedefimiz, sadece bir slogan değil, somut bir strateji. PKK'nın Suriye ve Irak'taki kamplarına yönelik operasyonlarımız sürecek, kökünü kazıyacağız." Bu cümle, programın ana tezini özetliyor; zira Altun, elindeki haritayı masaya yayarak, PKK'nın Kandil ve Suriye'deki üslerini işaretliyor. "Bu kamplar, yıllardır zehir saçıyor. Artık darbe üstüne darbe vuracağız" diyor ve istihbarat birimlerinin son raporlarını referans gösteriyor. Röportajın bu kısmı, izleyiciyi hemen içine çekiyor; çünkü Altun, 2015'ten beri süren sınır ötesi operasyonların devamı niteliğinde yeni bir dalgayı müjdeliyor. Sunucu, "Bu operasyonlar ne zaman başlayacak?" diye sorarken, Altun gülümsüyor: "Zamanlama, güvenlik açısından hassas. Ama bilin ki, hazırlıklar tamamlandı." Bu gizemli hava, programı gerilim dolu bir belgesel gibi kılıyor; zira haritada işaretli noktalar –Kandil Dağları, Afrin ve Tel Rıfat– Türkiye'nin askeri kapasitesini test eden bölgeler. Altun, bu operasyonların "sınırlı ve hedef odaklı" olacağını vurguluyor; yani geniş çaplı işgal değil, nokta atışı vuruşlar. Bu yaklaşım, Türkiye'nin NATO müttefikleriyle ilişkilerini de gözeterek, diplomatik bir denge kuruyor. Röportajın yayınlandığı akşam, sosyal medyada #TerörsüzTürkiye etiketiyle paylaşımlar patladı; vatandaşlar, "Sonunda kökünden kazıyacağız" diye yorum yapıyor.
Altun'un açıklamaları, PKK'nın Suriye'deki varlığına odaklanarak derinleşiyor. "Suriye'de YPG/PKK kampları, ABD'nin himayesinde zehirleniyor. Ama biz bu oyunu bozacağız" diyor ve haritada Suriye sınırını parmağıyla gezdiriyor. Tel Abyad ve Rasulayn gibi bölgelerdeki kampları işaretleyerek, "Bu kamplar, terörist eğitim merkezleri. Operasyonlarımızla bunları yok edeceğiz" diye ekliyor. Sunucunun "ABD'nin tepkisi ne olacak?" sorusuna, Altun diplomatik bir üslupla yanıt veriyor: "Uluslararası koalisyonla istişare halindeyiz. Terörle mücadele, evrensel bir sorumluluk." Bu kısım, röportajın en stratejik anlarından biri; zira Altun, Türkiye'nin Suriye politikasında ABD ve Rusya arasında manevra yaptığını ima ediyor. PKK'nın Suriye kolu YPG'nin, ABD tarafından desteklenen "IŞİD'e karşı koalisyon" rolünü eleştirerek, "Bu destek, terörü besliyor. Biz barış koridoruyla istikrarı sağlayacağız" diyor. Haritada çizilen "barış koridoru" –Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtları– bu vizyonun haritası gibi. Altun, bu operasyonların insani boyutunu da vurguluyor: "Sivil kayıplar olmayacak, hedef sadece teröristler." Bu taahhüt, Türkiye'nin uluslararası imajını güçlendirme çabası olarak görülüyor. Röportajda bu bölüm, izleyiciyi jeopolitik bir derse davet ediyor; zira Suriye'nin karmaşık dengesi, PKK'nın hayatta kalma stratejisini doğrudan etkiliyor.
Irak cephesi, Altun'un açıklamalarında bir başka kritik nokta. "Kandil ve Hakurk'taki kamplar, PKK'nın kalbi. Pençe serisi operasyonlarla bu kalbi durdurtacağız" diyor ve haritada Irak sınırını işaretliyor. Şengal ve Mahmur gibi bölgelerdeki PKK varlığını "terör koridoru" olarak nitelendirerek, "Irak hükümetiyle koordineli çalışıyoruz. Kökünü kazımak için her adım atacağız" diye ekliyor. Sunucu, "Irak'ın tepkisi?" diye sorunca, Altun, "Bağdat'la ittifakımız güçlü. Terörle mücadelede ortakız" yanıtını veriyor. Bu, Türkiye-Irak ilişkilerinin son yıllardaki ısınmasını yansıtıyor; zira 2024'te imzalanan mutabakat zaptı, sınır ötesi operasyonlara zemin hazırlamış. Altun, PKK'nın uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi yan faaliyetlerini de eleştirerek, "Bu kamplar, sadece silah değil, zehir üretiyor. Operasyonlarımızla bunları bitireceğiz" diyor. Haritada gösterilen kamp koordinatları –güvenlik nedeniyle sansürlenmiş– operasyonların hassasiyetini gösteriyor. Bu kısım, röportajı askeri bir brifinge dönüştürüyor; izleyiciler, Pençe-Kilit gibi harekâtların devamını merakla bekliyor.
DEM Parti'ye yönelik eleştiriler, röportajın siyasi zirvesi. Altun, "DEM Parti, PKK'nın siyasi uzantısı. Terörle aralarına mesafe koymazlarsa, hesap verecekler" diyor ve sunucunun "Ne yapacaksınız?" sorusuna sert yanıt veriyor: "TBMM'de ve yargıda gerekli adımlar atılacak. Terörle mücadelede kimsenin gözünün yaşına bakmayız." Bu uyarı, HDP'nin devamı niteliğindeki DEM Parti'nin son dönemdeki açıklamalarını hedef alıyor; zira parti, Suriye'deki YPG varlığını "Kürt hakları" bağlamında savunmuştu. Altun, "Siyaset, terörün kılıfı olamaz. DEM Parti, PKK talimatıyla hareket ediyor" diye ekliyor. Bu eleştiri, hükümetin muhalefete yönelik baskı politikasının bir parçası gibi; zira kayyum atamaları ve soruşturmalar gündemde. Röportajda bu bölüm, izleyiciyi kutuplaştırıyor; bazı yorumlar "Haklısın Altun" derken, diğerleri "Siyasi baskı" diye veryansın ediyor. Altun, DEM Parti'ye "Terörden uzak durun, yoksa bedelini ödersiniz" çağrısı yaparak, bir nevi ultimatom veriyor.
Altun'un "terörsüz Türkiye" vizyonu, röportajın umut dolu kapanışını oluşturuyor. "Bu mücadele, gençlerimizin geleceği için. Sınır ötesi operasyonlarla iç huzuru sağlayacağız" diyor ve sunucuya dönerek, "Türkiye, terörün mezar taşı olacak" metaforuyla bitiriyor. Bu vizyon, Milli Savunma Bakanlığı'nın son raporlarıyla örtüşüyor; zira 2025'te 500'den fazla terörist etkisiz hale getirilmiş. Röportaj, 5 Aralık 2025 gecesi yayınlandığında, reytingleri altüst etti; izlenme sayısı hızla 100 bini aştı. Sosyal medyada #PKKyaDarbe etiketiyle paylaşımlar yağarken, uzmanlar, bu operasyonların Suriye'deki güç dengesini değiştireceğini öngörüyor. Altun'un haritaları, şimdi askeri planlamacıların masalarında; zira Kandil'e yeni bir Pençe dalgası, 2026'nın güvenlik takvimini şekillendirecek.
Bu röportaj, Türkiye'nin terörle mücadelesinde yeni bir dönemi müjdeliyor. Altun'un uyarıları, PKK kamplarına yönelik operasyon sinyaliyle, sınır ötesi stratejinin ivme kazandığını gösteriyor. DEM Parti eleştirileri ise, iç siyasette gerilimi artırıyor. "Kökünü kazıyacağız" vaadi, somut adımlarla desteklenirse, terörsüz Türkiye hayali gerçek olabilir. Ancak, uluslararası dengeler –ABD, Rusya, Irak– bu operasyonları karmaşıklaştıracak. 6 Aralık 2025 itibarıyla, Altun'un sözleri hâlâ yankılanıyor; zira her darbe, bir zaferin habercisi. Takipte kalın, çünkü terörle mücadele, Türkiye'nin kaderini yazıyor.