Gazeteci ve yazar Memduh Bayraktaroğlu, son değerlendirmelerinde Türkiye siyasetini sarsacak tespitlerde bulunarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin siyasi kariyerlerinin sonuna geldiklerini öne sürdü. Gündemdeki sıcak gelişmeleri kendine has üslubuyla yorumlayan Bayraktaroğlu, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir konuşması sırasında yaşanan teknik aksaklığa verdiği tepkiyi ve MHP Lideri Bahçeli’nin “Silivri, İmralı’nın dengi değildir” çıkışını mercek altına aldı. Bayraktaroğlu, bu iki liderin artık siyasi bir "jübile hazırlığı" içinde olduklarını ve tribünlere çekilmeye hazırlandıklarını iddia etti.
Bayraktaroğlu’nun analizinin merkezinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uluslararası bir toplantıda yaşadığı anlar vardı. Erdoğan konuşmasına başlarken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kendisine eğilerek "İngilizce çeviri yok efendim, sadece bekleniyor" uyarısında bulunmasına rağmen, Cumhurbaşkanı’nın konuşmasına devam etmesi dikkat çekmişti. Bayraktaroğlu bu durumu, Erdoğan’ın ya duyma yetisinde ya da olayları anlama kapasitesinde bir kopukluk olduğu şeklinde yorumladı. "Erdoğan’ın bu durumunun doktorlar tarafından kontrol altına alınması kanaatindeyim" diyen yazar, bu tür aksaklıkların sadece teknik bir hata olmadığını, liderin çevresiyle olan iletişiminin de zayıfladığını savundu.
Siyasetin bir diğer sıcak başlığı olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları da Bayraktaroğlu’nun hedefindeydi. Bahçeli’nin geçmişte "Silivri, İmralı’nın dengi değildir" derken, bugün İmralı ile Silivri arasında fark olmadığını ima eden sözlerini sert bir dille eleştiren Bayraktaroğlu, bu durumu ahlaki açıdan sorunlu bulduğunu ifade etti. Ekrem İmamoğlu gibi milyonların oyunu almış seçilmiş bir siyasetçi ile on binlerce kişinin ölümünden sorumlu tutulan Abdullah Öcalan’ın aynı kefeye konulmasının vicdanları yaraladığını belirtti. "Hiçbir vicdan bu lafı kabul etmez" diyerek tepkisini dile getiren yazar, Bahçeli’nin bu çıkışlarının MHP tabanında da rahatsızlık yarattığını öne sürdü.
Analizinde "Akrep ile Kurbağa" kıssasına da yer veren Bayraktaroğlu, terör örgütü lideriyle müzakere süreçlerine dair uyarılarda bulundu. Akrebin doğası gereği sokacağını, katilin de katilliğini yapacağını vurgulayan yazar, devletin en üst kademesinin bu tür figürlerden medet ummasını eleştirdi. "Akrep akrepliğini, katil katilliğini yapacaktır" diyen Bayraktaroğlu, barışın terör örgütü elebaşlarıyla değil, meclisteki meşru temsilcilerle ve hukuk çerçevesinde aranması gerektiğinin altını çizdi. Öcalan’ın ayağına milletvekili gönderilmesi fikrinin, devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını savundu.
Siyasi kulislerde konuşulan bir diğer iddia olan bazı muhalif gazetecilerin iktidar partisine geçeceği söylentilerine de değinen Bayraktaroğlu, bu tür iddiaları ciddiye almadığını belirtti. Özellikle CHP içindeki tartışmalara ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Milletimize" başlıklı videosuna değinen yazar, Kılıçdaroğlu’nun "CHP rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz" sözlerini "Laf olsun torba dolsun" türünden açıklamalar olarak niteledi. CHP’nin kendi içindeki arınma sürecini hukuka bırakması gerektiğini, parti yönetiminin yargıç rolüne soyunmaması gerektiğini ifade etti.
Tüm bu karamsar tabloların arasında iyi bir haber olarak Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıklamasına yer veren Bayraktaroğlu, Tuz Gölü yer altı doğal gaz depolama tesislerinin kapasitesinin artırıldığını ve depoların yüzde yüz doluluğa ulaştığını belirtti. "Bu kadar felaket haberin arasında bu güzel haberi de paylaşmak istedim" diyen yazar, kış öncesi bu gelişmenin vatandaşlar için sevindirici olduğunu, ancak alım gücü düşük olan halkın faturaları nasıl ödeyeceğinin hala bir soru işareti olduğunu ekledi.
Son olarak Erdoğan ve Bahçeli’nin siyasi geleceklerine dair kesin konuşan Bayraktaroğlu, her iki liderin de artık sona geldiğini yineledi. "Erdoğan da Bahçeli de artık belli ki jübile hazırlığı yapıyorlar" diyen yazar, bu sürecin sonunda her iki ismin de siyaset sahnesinden çekilerek tribündeki yerlerini alacaklarını iddia etti. MHP’nin oy oranlarının eridiğini ve Bahçeli’nin Erdoğan’ı da beraberinde "gayya kuyusuna" çektiğini savunan Bayraktaroğlu, önümüzdeki dönemin Türk siyasetinde köklü değişikliklere gebe olduğunun sinyallerini verdi.