Gerçek Gündem Haberleri

Erdoğan Gazze'ye mi Gidiyor? "Önce Ben Giderim" Demişti...

Erdoğan'ın Gazze açıklamaları gündemi sarsıyor mu? Bu video, Türkiye'nin Orta Doğu politikalarını kökten değiştirebilecek gizli detayları ortaya döküyor – okumaya devam edin, gerçekler sizi hayrete düşürecek!

Siyaset dünyasındaki ani gelişmeler, her zaman insanların aklını karıştırıyor ve özellikle Orta Doğu gibi hassas bir bölgede yaşananlar, Türkiye'nin geleceğini doğrudan etkileyebiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son açıklamaları, hem yurt içinde hem de dışarıda büyük yankı uyandırıyor çünkü bunlar sadece sözlerden ibaret değil, belki de somut adımların habercisi. İnsanlar, bu tür beyanların arkasında yatan gerçek niyetleri merak ediyor ve Gazze gibi bir yerde Türkiye'nin rolü, tartışmaları alevlendiriyor. Bu haber, diplomasiden askeri müdahaleye kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor ve okudukça kendi ülkemizin bu karmaşık oyundaki yerini sorgulamadan edemeyeceksiniz. Belki de bu, barışın kapısını aralayan bir dönüm noktası ama riskleri de göz ardı etmemek lazım.

Şimdi asıl konuya odaklanalım: BirGün TV'nin yayınladığı bu video, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze'ye dair yaptığı çarpıcı açıklamaları mercek altına alıyor. Video, BirGün TV sunucusu tarafından anlatılıyor ve müzikle başlıyor, ardından sunucu selam vererek konuya giriyor: "Merhaba BirGün TV'den. İsrail ile Hamas arasında 9 Ekim 2025'te ateşkes anlaşması sağlandı." Sunucu, bu anlaşmanın ilk aşamasının rehineler ve tutukluların değişimiyle tamamlandığını belirtiyor ve devam ediyor: "Şimdi işin daha zor kısmı olan sonraki adımlara odaklanılıyor. Bunlar Hamas'ın silahsızlandırılması, Gazze'de uluslararası istikrar gücü konuşlandırılması ve geçiş yönetimi kurulması." Burada sunucu, Türkiye'nin hem anlaşmanın hazırlanmasında hem de uygulanmasında yer aldığını vurguluyor.

Video ilerledikçe, sunucu Erdoğan'ın 16 Ekim'deki kabine toplantısı sonrası açıklamalarına değiniyor: "Erdoğan, Mısır'da 13 Ekim'de ABD Başkanı Donald Trump'ın davetiyle katıldığı zirvede imzalanan deklarasyona sadık kalacaklarını belirtti." Sunucu, Erdoğan'ın daha önce Gazze için kurulacak görev gücünde Türkiye'nin yer alacağını duyurduğunu ekliyor. Ardından, Erdoğan'ın bir konuşmasındaki direkt alıntıyı aktarıyor: "Gençlerin 'Bizi Gazze'ye gönder' sloganı üzerine Erdoğan, 'Önce ben giderim, sonra siz gidersiniz' dedi." Sunucu, bu sözlerin birçok soru işareti yarattığını söylüyor: "Erdoğan Gazze'ye mi gidecek? Eğer gidecekse ne zaman ve neden? 'Sonra siz gidersiniz' sözü, Türkiye'den Gazze'ye asker mi gönderilecek anlamına mı geliyor?"

Sunucu, Erdoğan'ın başka bir alıntısını da paylaşıyor: "Gazze'de iki yıldır süren katliam ve soykırımı kalıcı olarak sona erdirecek her projeyi tam olarak destekliyoruz." Video burada Türkiye'nin anlaşmanın uygulanmasında rol oynayacağını, insani yardımın teslimi ve yıkılan şehirlerin yeniden inşasında katkı sağlayacağını belirtiyor. Ancak sunucu, anlaşma kapsamındaki görevlerin teknik detaylarının henüz netleşmediğini ekliyor ve en merak edilen soruyu soruyor: "Türkiye Gazze'ye asker mi gönderecek?"

Bu soruya cevap ararken sunucu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in açıklamalarına geçiyor: "15 Ekim'deki NATO Savunma Bakanları toplantısında Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Gazze'de kurulacak çok uluslu görev gücünde yer almaya hazır olduğunu vurguladı." Sunucu, Güler'in bu iradeyi NATO müttefiklerine ilettiğini ve bunun önemli bir gelişme olduğunu söylüyor. Ardından Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarının 16 Ekim'deki basın bilgilendirmesinde bu hazır olunurluğu tekrarladığını belirtiyor.

Sunucu, Avrupa ülkelerinin Türkiye'nin Gazze'deki güce katkı sağlamasını istediğini aktarıyor: "Bu konudaki ilk toplantı, İsrail-Hamas anlaşmasının yapıldığı 9 Ekim'de Paris'te yapıldı." Fransız diplomatik kaynaklarının Türkiye'nin bu süreçte kilit rol oynayabileceğini değerlendirdiğini ve Fransız basınında yer aldığını söylüyor. Ayrıca, Erdoğan ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Mısır'daki görüşmelerinde konunun gündeme geldiğini ekliyor.

Uluslararası istikrar gücünün görevlerini anlatırken sunucu şöyle diyor: "Güvenliği sağlamak ve gelecekte güvenliği sağlayacak yerel Filistinli güvenlik güçlerini eğitmek." Pakistan, Azerbaycan, Endonezya ve Katar gibi ülkelerin katkı sağlayabileceği iddia edildiğini belirtiyor, ancak İsrail tarafının onayının gerektiğini not düşüyor. Sunucu, Fransa ve Mısır gibi ülkelerin bu gücün kurulması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı gerektiğini söylediğini ve İsrail'in buna karşı çıktığını vurguluyor.

Erdoğan'ın 9 Ekim'deki açıklamasını tekrarlıyor sunucu: "Erdoğan, Türkiye'nin sahada uygulanmayı denetleyecek görev gücüne dahil olacağını söyledi." Erdoğan'ın Mısır dönüşü sonrası değerlendirmelerine devam ettiğini, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın bölge muhataplarıyla görüşmelerini sürdürdüğünü aktarıyor. Sunucu, Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile kurduğu diplomasinin çok önemli olduğunu ve Trump'ın kendisine telefon diplomasisini ihmal etmemesini söylediğini belirtiyor.

Mısır zirvesini hatırlatan sunucu: "Trump, Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Es-Sisi ve Katar Emiri Tamim bin Hamad Al Sani, kalıcı barış ve refah için Trump memorandumu imzaladı." Anlaşma metninden alıntı yapıyor: "Filistinlilerin ve İsraillilerin temel insan haklarını ve onurunu koruyarak, güvenliklerini garanti altına alarak kalıcı barışın sağlanabileceğini biliyoruz. Gelecekteki anlaşmazlıkları uzatılmış çatışma yerine diplomatik angajman ve müzakerelerle çözmeye kararlıyız."

Sunucu, Türkiye'den Gazze'ye atanabilecek kurumlardan biri olarak Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nı (AFAD) gösteriyor: "İsrail-Hamas anlaşmasına göre, Gazze'deki kayıp İsrailli rehinelerin cesetleri bulunup İsrail'e iade edilmezse uygulama süreci devam etmez." İsrail'in bu süreç tamamlanana kadar Refah sınır kapısından insani yardım geçişine izin vermeyeceğini söylüyor. Sunucu, Gazze'deki yıkım nedeniyle enkaz altındaki cesetlere ulaşmanın kolay olmadığını ve ABD'nin cesetleri bulan Filistinlilere para ödülü teklif etmeyi planladığını belirtiyor. Özel teknik ekiplere ihtiyaç duyulduğunu ve Ankara'dan doğrulanmasa da AFAD'ın bu görev için ekip kurduğu ve prosedürler tamamlanınca Gazze'ye gönderilebileceği iddia edildiğini ekliyor. Bu sürecin haftalar alabileceğini ve Hamas'ın mevcut kapasitesiyle yalnız başına başaramayacağını söylüyor.

İnsani yardımın yanı sıra Türkiye'nin sivillerin barınma sorunu için Gazze'ye konteyner göndermeyi planladığını belirtiyor sunucu. Çatışma bölgelerindeki görevler için en önemli kriterin güvenlik sağlamak olduğunu söylüyor. Türkiye'nin ilk somut adımı olarak Filistin İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi'ni kurduğunu aktarıyor: "Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre, Büyükelçi Mehmet Güllüoğlu Filistin İnsani Yardım Koordinatörü olarak atandı." Güllüoğlu ve ekibinin 15 Ekim'de sahaya ulaştığını söylüyor ve görevlerini listeliyor: "İhtiyaç duyulan insani yardım malzemelerini ve öncelikleri belirlemek, Birleşmiş Milletler ajanslarıyla koordinasyon sağlamak, sahada faaliyet gösteren Türk kurumlarıyla koordinasyon yapmak, Mısır ve Ürdün üzerinden gönderilecek yardımlar konusunda yerel yetkililerle istişarelerde bulunmak ve Gazze'ye yönelik sağlık desteğini güçlendirmek, hasta tahliyeleri dahil."

Sonuç kısmında sunucu şöyle diyor: "Gazze'de imzalanan ateşkes anlaşması barış için dönüm noktası olarak görülüyor. Ancak sahadaki gerçeklik, diplomatik masadaki iyimserliğin oldukça gerisinde." Tarafların güvenlik, silahsızlandırma ve yeniden inşada atacağı adımların ve bunların nasıl denetleneceğinin önemli olduğunu, hangi ülkelerin sahada olacağının kritik olduğunu belirtiyor. Türkiye'nin üstleneceği rolün sadece diplomatik değil sembolik anlamı da olduğunu söylüyor: "Bölgesel güç iddiasını güçlendirmeye ve insani diplomasi söylemini somut adımlarla desteklemeye çalışacak." Ancak Ankara'nın askeri veya sivil her adımının yurt içi siyaset ve uluslararası dengelerde yeni tartışmalar doğuracağını ekliyor. Gazze'nin kaderinin imzalanan anlaşmalara değil, sahada ne kadar iyi uygulanacağına bağlı olduğunu vurguluyor.