Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaki uzun zamandır beklenen görüşme nihayet başladı. Siyasi kulisleri hareketlendiren bu zirve, Cumhur İttifakı'ndaki son dönemde dolaşan spekülasyonlara son noktayı koymak için adeta bir dönüm noktası niteliğinde. Görüşme, planlandığı saatten 26 dakika gecikmeyle, saat 18:26'da Devlet Bahçeli'nin Ankara'daki özel konutunda start aldı. Bu gecikme, her iki liderin de yoğun programları ve hazırlıkların titizliği nedeniyle yaşandı, ancak asıl odak, ittifakın geleceği ve olası yeni adımlar üzerine yoğunlaştı.
Zirvenin duyurusu, Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un sosyal medya hesabından gelmişti. Altun, görüşmenin detaylarını paylaşarak, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bugün saat 18.00'de Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi ziyaret edeceklerdir. Ziyaret, Sayın Devlet Bahçeli'nin Ankara'daki konutunda gerçekleşecektir," diye belirtmişti. Bu açıklama, siyasi arenada anında yankı buldu ve son dakika haberleri arasında hızla yayıldı. Erdoğan'ın Bahçeli'yi ziyaret etmesi, ittifakın geleneksel yapısını yansıtan bir jest olarak yorumlandı; zira böyle kritik buluşmalar genellikle ev sahibi liderin konutunda, daha samimi bir ortamda gerçekleştiriliyor.
Görüşmenin başlamasıyla birlikte, Devlet Bahçeli kapıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bizzat karşıladı. İki lider, kameralara poz vererek ittifakın sembolik birliğini sergiledi. Ardından kapalı kapılar ardında başlayan sohbet, muhtemelen saatlerce sürecek. Dışarıdan sızan bilgilere göre, gündemin merkezinde Cumhur İttifakı'nın geleceği, yerel seçim stratejileri ve ulusal güvenlik meseleleri yer alıyor. Ancak asıl merak, son haftalarda alevlenen "çatlak" iddialarının nasıl ele alınacağı. Bu iddialar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinde yaşanan bir dizi olayla tetiklenmişti.
Hatırlanacağı üzere, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Ekim'de Anıtkabir'deki resmi törene katılmamayı tercih etmiş ve partisini temsilen bir yetkili göndermişti. Aynı akşam Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen geleneksel Cumhuriyet resepsiyonuna da iştirak etmemişti. Bu karar, siyasi çevrelerde hemen "Cumhur İttifakı'nda ayrılık rüzgarları mı esiyor?" sorusunu gündeme getirdi. Kulislerde dolaşan söylentilere göre, Bahçeli'nin bu tutumu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki son seçim sonuçlarına dair farklı yaklaşımlardan kaynaklanıyordu. KKTC'deki gelişmeler, hem Ankara hem de MHP cephesinde hassas bir konu haline gelmiş, ittifak ortaklarının bu konuda uyum sağlaması gerektiği tartışılıyordu.
Bu spekülasyonlar, Bahçeli'ye yakın medya organlarında hızla yayıldı. Hatta 4 Kasım'da MHP liderinin "çok önemli açıklamalar" yapacağı öne sürülerek, kamuoyunun beklentisi daha da artırıldı. Nitekim Bahçeli, o tarihte düzenlediği basın açıklamasında iddialara net bir yanıt verdi ve 'İttifakta çatlak yok' diyerek spekülasyonlara son noktayı koymaya çalıştı. Bu sözler, MHP tabanında büyük yankı uyandırdı ve partililer, liderlerinin kararlılığını alkışladı. Ancak kamuoyu, Erdoğan'ın da bu konuya değinmesini bekliyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım'daki Kabine Toplantısı sonrası yaptığı değerlendirmede tam da bu noktaya değinerek ittifakın gücünü vurguladı. Toplantı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, 'Cumhur İttifakı'nda birlik' mesajını net bir şekilde iletti ve 'Ayrılığa düşmeden yolumuza devam ediyoruz' diye ekledi. Ayrıca, Bahçeli'nin 29 Ekim dolayısıyla gönderdiği özel bir hediyeye teşekkür ederek, 'Devlet Bahçeli'nin jesti bizi onurlandırdı' ifadesini kullandı. Bu açıklama, Erdoğan'ın ittifakı koruma konusundaki samimiyetini ortaya koydu ve çatlak iddialarını bir nebze olsun dindirdi. Erdoğan'ın sözleri, sadece diplomatik bir nezaket değil, aynı zamanda stratejik bir hamle olarak değerlendirildi; zira ittifakın yerel seçimlerdeki başarısı, bu tür jestlere dayanıyordu.
Bugünkü görüşme, bu arka planın doğal bir uzantısı olarak öne çıkıyor. Erdoğan ve Bahçeli'nin kapalı kapılar ardındaki müzakereleri, sadece geçmiş olayları masaya yatırmakla kalmayacak, aynı zamanda önümüzdeki dönem için yeni hedefler belirleyecek. Siyasi analistler, zirvenin ardından bir ortak bildiri veya Erdoğan'ın basın açıklaması yapılabileceğini öngörüyor. Özellikle, Cumhur İttifakı'nın 2024 yerel seçimlerinde karşılaştığı zorluklar ve muhalefetin yükselen sesi karşısında, iki liderin "birlikte daha güçlüyüz" temasını pekiştirmesi bekleniyor. Bahçeli'nin ev sahipliğinde gerçekleşen bu buluşma, MHP'nin ittifaktaki konumunu da güçlendirecek bir fırsat olarak görülüyor.
Görüşmenin rötarla başlaması, her iki tarafın da hazırlıklara ne kadar önem verdiğini gösteriyor. Saat 18:00'de planlanan zirve, 18:26'da kapıların açılmasıyla resmen başladı. Bu 26 dakikalık gecikme, muhtemelen Erdoğan'ın gün boyu süren resmi programından kaynaklandı; zira Cumhurbaşkanı, sabah saatlerinden itibaren birden fazla bakanlık toplantısına katılmıştı. Bahçeli ise konutunda misafirini ağırlamak için gerekli düzenlemeleri tamamlamıştı. İki liderin kapıdaki sıcak karşılaması, basına yansıyan görüntülerde net bir şekilde görüldü: El sıkışma, gülümsemeler ve kısa bir sohbet, ittifakın samimiyetini simgeliyordu.
Son dönemde Cumhur İttifakı, hem iç hem dış dinamiklerle test ediliyor. 29 Ekim olayları, sadece bir tesadüf değil, daha derin stratejik hesapların parçası olarak yorumlandı. Bahçeli'nin törenlere katılmama kararı, MHP'nin bağımsızlığını koruma çabasının bir yansıması olarak görüldü. Parti içinden sızan bilgilere göre, Bahçeli bu adımla tabanını konsolide etmeyi ve ittifak içinde eşitlik ilkesini vurgulamayı amaçlamıştı. Erdoğan ise bu durumu anlayışla karşılayarak, hediye jestiyle yanıt verdi ve kabine sonrası açıklamasıyla "yolumuza devam ediyoruz" diyerek netlik kattı.
4 Kasım'daki Bahçeli açıklaması ise tam bir dönüm noktasıydı. MHP lideri, partisinin genel merkezinde toplanan kalabalığa hitaben, 'Bizim ittifakımız demir gibi sağlamdır, çatlak iddiaları boş laftır' diyerek rakiplerin manipülasyonlarını eleştirdi. Bu sözler, MHP'lileri coşturdu ve sosyal medyada #İttifakBirlikte etiketiyle binlerce paylaşım yapıldı. Erdoğan cephesi de bu açıklamayı memnuniyetle karşıladı; zira cumhurbaşkanlığı kaynakları, Bahçeli'nin tutumunu "sadakat örneği" olarak nitelendirdi.
Bugünkü zirve, tüm bu gelişmelerin zirvesi. Erdoğan ve Bahçeli, muhtemelen Kuzey Kıbrıs meselesini de masaya yatıracak; zira KKTC seçimleri, Türkiye'nin dış politika ajandasının vazgeçilmezi. İttifakın bu konudaki uyumu, hem iç kamuoyuna hem de uluslararası arenaya mesaj verecek. Ayrıca, ekonomik zorluklar ve enflasyonla mücadelede alınacak ortak kararlar, zirvenin bir diğer boyutu olabilir. Siyasi gözlemciler, görüşmenin ardından iki liderin de kısa açıklamalar yapacağını tahmin ediyor; bu da son dakika haberlerini daha da hızlandıracak.
Erdoğan-Bahçeli görüşmesi, Türk siyasetinin nabzını tutan bir olay. 26 dakikalık rötar bile, bu zirvenin ciddiyetini gölgelemedi; aksine, liderlerin titizliğini ortaya koydu. Cumhur İttifakı'ndaki çatlak iddiaları, 29 Ekim'den beri gündemi meşgul etse de, her iki liderin de yalanlamaları ve birlik vurguları, ittifakın ayakta kalma gücünü kanıtladı. Bu görüşme, sadece bir ziyaret değil, Türkiye'nin siyasi geleceğini şekillendirecek bir strateji masası. Kamuoyu, kapalı kapılar ardındaki detayları merakla beklerken, Ankara'daki konutun ışıkları saatlerce yanacak gibi görünüyor. Gelişmeler oldukça, ittifakın yeni sayfası açılacak mı? Cevaplar, önümüzdeki saatlerde netleşecek.