Ekonomi dünyasında her gün yeni bir sürprizle karşılaşmak, piyasaları yakından takip edenler için alışılmış bir durum haline geldi. Siyasi kararlar, faiz hareketleri ve enflasyon beklentileri gibi unsurlar, yatırımcıların kararlarını doğrudan etkiliyor. Bu dinamik ortam, hem fırsatlar hem de belirsizlikler sunarken, tarihi karşılaştırmalarla bugünü anlamak, geleceğe dair ipuçları veriyor.

Daha derine indiğimizde, Murat Muratoğlu videoda gençlere eski Türkiye'yi anlatma isteğiyle başlıyor ve 1978 yapımı "Kibar Feyzo" filminden bir sahneyi örnek veriyor. Filmde karakterin günlük yevmiyesinin 300 lira olduğunu belirterek hesap yapıyor. O dönemde bir kilo ekmeğin 4 lira 40 kuruş olduğunu söylüyor, bu da işçinin 68 kilo ekmek alabileceğini belirtiyor. Günümüze uyarladığında, 200 gram ekmeğin 15 lira olduğunu, yani bir kilonun 75 lira ettiğini hesaplıyor. Bu şekilde günlük ücretin 5.100 lira, aylık 153.000 lira eşdeğeri çıktığını ifade ediyor. Yıl sonu ekmek zammıyla bile aylık eşdeğerin 112.000 lira olduğunu vurguluyor, filmdeki matematiği masaya yatırarak eski dönemdeki alım gücünü öne çıkarıyor.

Muratoğlu, konuşmasını sosyal bir aktivite önerisiyle renklendiriyor. Kahve içmek yerine İngilizce pratik yapmayı tavsiye ediyor, ünlü bir kahve zincirinde iki orta boy mochaya 410 lira ödendiğini belirtiyor. Bunun yerine Cambly'nin Black Friday indirimini öne çıkarıyor: 12 aylık abonelikte yüzde 60 indirimle aylık 299 lira. Ünlü gazeteci Ümit Zileli'nin deneyiminden bahsediyor, Zileli'nin yurt dışında 10 yıl kalıp İngilizce konuştuğunu, yıllardır pratik yapmadığını söylüyor. Ardından bir deneme anını anlatıyor, müzik eşliğinde Zileli'nin ekranda Hollandalı biriyle sohbet ettiğini belirtiyor. Cambly'nin native speaker eğitmenlerle 7/24 erişilebilir olduğunu, çocuklar için Cambly Kids'in aynı indirimle mevcut olduğunu, kodların MuratBF25 ve MuratBF25Kids olduğunu belirtiyor.

Konuşmasını güncel ekonomiye çeviren Muratoğlu, normalde verilere dayalı kararlarla piyasaların şekillendiğini, ancak Türkiye'de durumun farklı olduğunu söylüyor. Bloomberg HT gibi kanallarda analizlerin yapıldığını, ancak asıl ekonominin mahkeme koridorlarında ve siyasi kulislerde döndüğünü belirtiyor. Bir grafik göstererek borsa işlem hacminin 260 milyar lira ile rekor kırdığını, ancak bunun kredi notu artışı veya yeni kaynaklardan değil, CHP'nin dava düşürmesinden kaynaklandığını belirtiyor. Piyasaların siyasete rehin düştüğünü, tutuklamalar, kayyum atamaları ve hükümet ortağının eleştirilerinin etkili olduğunu söylüyor. Netflix ve Amazon gibi şirketlere ekstra vergi isteğinden bahsediyor.

Haftanın başlangıcını hatırlatan Muratoğlu, İmamoğlu'nun casusluk iddiasıyla tutuklandığını, daha önce iki kez tutuklandığını, Tele1'e ifade alınmadan kayyum atandığını belirtiyor. Bunların Kuzey Kore benzeri uygulamalar olduğunu, asıl hedefin İstanbul Belediyesi'ne kayyum olduğunu söylüyor. Medya dilinin rahatsız edici bulunduğunu, Öcalan'ın rahatsızlığından bahsediyor. Sözcü TV ve Halk TV'ye kayyum veya lisans iptali gelebileceğini, ardından sosyal medyanın sırasının geleceğini belirtiyor. İzleyicilere veda eder gibi konuşarak, ilişkinin bitebileceğini, son bir sigara içmek istediğini söylüyor.

Muratoğlu, casusluk iddiası sonrası borsanın geri çekildiğini, ekonomik gerekçe olmadığını, her şeyin siyasi olduğunu belirtiyor. İş Bankası'nın tehlikede olduğunu, kuyruğa girdiğini söylüyor. Can Holding olayından Ciner Holding'e, Turgay Ciner'in en büyük ortağının Şişecam olduğunu belirtiyor. 2019'da şirket kurduklarını, 2021'de 450 milyon dolar, 2024'te 285 milyon dolar pay alındığını, eski yönetici Ahmet Kırman'ın soruşturulduğunu söylüyor. Şişecam'ın İş Bankası'na bağlı olduğunu, zincirin oraya uzandığını belirtiyor. Bir alıntıyla İş Bankası'nın masada olduğunu, hazineye geçeceğini, bunu daha önce ilan edildiğini belirtiyor. İş Bankası'nın üç kamu bankasına ek olacağını, ama Şişecam ve İş Bankası'nın arazi ve gayrimenkullerinin küçük bir ülke kuracak kadar büyük olduğunu, Karadağ'dan fazla olduğunu belirtiyor. Varlık fonuna gidebileceğini, CHP davasının düşürülmesiyle bağlantılı olabileceğini söylüyor.

1 Ocak 2026'dan İtibaren Telefon Faturalarında Dev Zam Dönemi Başlıyor!
1 Ocak 2026'dan İtibaren Telefon Faturalarında Dev Zam Dönemi Başlıyor!
İçeriği Görüntüle

Borsanın ucuz olduğunu ama ucuz kalabileceğini söyleyen Muratoğlu, hangi şirketin krizden sağlam çıkacağını, hangisine kayyum geleceğini, hangisinin cezalandırılacağını sorguluyor. Riskin değip değmediğini soruyor. Küçük şirketlerde fon dolandırıcılıklarından bahsediyor: 10-15 kişilik grupların kapalı fon kurup hisseleri şişirdiğini, 10 liralık hisseyi 500 liraya çıkardığını, SPK'dan izin alıp halka açtığını, yeni yatırımcı girerken kurucuların sattığını belirtiyor. Kurt kuzuyu yerken SPK'nın izlediğini söylüyor. Siyasette çöküş ve dolandırıcılık varken ekonominin nerede olduğunu, serbest piyasanın kaybolduğunu belirtiyor.

Muratoğlu, Rus fabrikalarına çarpan FSP'nin durumunu soruyor, şirketin borsada olduğunu, ortağı olduğunu, devletin bir şey yapmadığını belirtiyor. Ekonomik yönetimde Merkez Bankası'nın bağımsız taklidi yaptığını, faizleri 100 baz puan indirdiğini söylüyor. Enflasyon trendinin arttığını, dezenflasyonun yavaşladığını, risklerin belirginleştiğini, açıklamada olumlu satır olmadığını belirtiyor. Yine de faiz indirildiğini, son dakika talimatı olabileceğini söylüyor. Metnin sabit kalıp indirimin eklendiğini belirtiyor.

Türk lirasının cazibesini kaybettiğini belirten Muratoğlu, mevduat faizlerinin yüzde 42-43 olduğunu, yüzde 17,5 stopajla aylık yüzde 2,9 getiri verdiğini söylüyor. Enflasyonun yüzde 3,23 çıktığını, mevduat yatırımcısının reel zararda olduğunu belirtiyor. Faizlerin daha düşeceğini, stopajın azalması veya paranın TL'den kaçması gerektiğini söylüyor. Sıkı para politikası iddialarına rağmen, yüzyılın konut projesinin duyurulduğunu belirtiyor.

Güncel araştırmalara göre, Ekim 2025'te enflasyon beklentileri artarken, Merkez Bankası faizleri yüzde 39,5'e düşürdü. Borsa İstanbul, siyasi gelişmelerle dalgalandı; CHP kurultay davasının reddi piyasaları rahatlattı, ancak kayyum iddiaları İş Bankası hisselerini etkiledi. Banka iddiaları yalanladı, suç duyurusu yapacağını belirtti. İhracat rekoru 390 milyar dolara ulaştı, altın ve döviz piyasaları hareketli. Global etkenler gibi Trump'ın vergileri ve Çin ticaret fazlası, Türkiye'yi etkiliyor. Bu ortamda, alım gücü karşılaştırmaları ve siyasi belirsizlikler, yatırımcıları dikkatli olmaya yöneltiyor. Gelecekteki politika adımları, sektör performanslarını ayrıştıracak, borsa volatilitesi devam edecek.