Döviz kurları Türkiye'de her zaman hassas bir konu olmuş, özellikle ekonomik belirsizliklerin gölgesinde. Son dönemde Türk lirasının değer kaybı hız kesmeden devam ederken, uluslararası finans devlerinden gelen yeni öngörüler adeta deprem etkisi yarattı. Alman merkezli Commerzbank bankası, son raporunda dolar/TL ve euro/TL için uzun vadeli tahminlerini güncelledi ve bu tahminler, yatırımcıları derin bir endişeye sevk etti. Bankanın analistleri, TL'nin önümüzdeki yıllarda kademeli ama kaçınılmaz bir erozyona uğrayacağını vurguluyor; bu da hem bireysel tasarruf sahiplerini hem de şirketleri yeni bir maliyet dalgasıyla karşı karşıya bırakabilir.
Commerzbank'ın raporuna göre, dolar/TL kuru mevcut seviyelerinden başlayarak kontrollü bir yükseliş trendine girecek. Güncel verilere bakıldığında, dolar/TL şu sıralar 42,32 TL civarında işlem görüyor. Ancak bankanın projeksiyonları, bu seviyenin hızla geride kalacağını işaret ediyor. 2025 Aralık ayı için öngörülen 44,00 TL seviyesi, yıl sonuna kadar yaklaşık yüzde 4'lük bir artış anlamına geliyor. Bu, enflasyonun yüksek seyretmesi ve Merkez Bankası politikalarının etkisiyle açıklanabilir. Daha da ürkütücü olan kısım ise 2026 yılı: Mart ayında 45,00 TL'ye ulaşması beklenen kur, Haziran'da 50,00 TL'ye fırlayacak ve Aralık sonunda tam 55,00 TL'yi test edecek. Bu, 2026 genelinde yüzde 30'luk bir sıçrama demek; yani doların TL karşısındaki gücü, bir yılda neredeyse üçte bir oranında artacak.
Bu tahminler sadece sayılardan ibaret değil; arkasında somut ekonomik dinamikler yatıyor. Commerzbank analistleri, raporlarında TL'nin bu zayıflığının temel nedenlerini enflasyon görünümündeki bozulma, Türkiye'nin kronik dış finansman ihtiyacı ve küresel para politikalarındaki belirsizlikler olarak sıralıyor. Örneğin, ABD Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine rağmen doların global gücünü korumasını, Avrupa Merkez Bankası'nın euro politikalarındaki dalgalanmalarını ve jeopolitik riskleri hesaba katmışlar. Bu faktörler birleştiğinde, TL'nin direnci kırılıyor ve kur baskısı kaçınılmaz hale geliyor. Yatırımcılar için bu, ithalat maliyetlerinin artması, ihracatçıların geçici rahatlama yaşaması ama genel olarak enflasyonun tetiklenmesi anlamına gelebilir.
Euro/TL cephesinde durum daha da vahim görünüyor. Mevcut kur 49,15 TL seviyesindeyken, Commerzbank'ın 2025 Aralık tahmini 51,48 TL olarak belirlenmiş. Bu, yıl sonuna kadar yüzde 4,7'lik bir yükseliş demek ve euro'nun TL karşısındaki üstünlüğünü pekiştirecek. Ancak asıl patlama 2026'da gerçekleşecek: Mart ayında 53,55 TL'ye ulaşması beklenen euro, Haziran'da tam 60,00 TL'ye sıçrayacak. Bu seviye, Avrupa Birliği'nin ekonomik toparlanmasının yavaşlaması ve euro'nun güvenli liman statüsünü kaybetmesiyle ilişkilendiriliyor. Yıl sonunda ise 67,10 TL'ye varması öngörülüyor; bu da 2026 genelinde yüzde 36,5'lik bir artışa işaret ediyor. 2027 Aralık ayı için ise 68,40 TL tahminiyle, euro'nun 70 TL sınırına yaklaşacağı belirtiliyor. Banka, bu hızlı tırmanışın özellikle 2026 ortalarından itibaren yoğunlaşacağını, küresel ticaret gerilimleri ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların euro'yu destekleyeceğini savunuyor.
Bu öngörüler, Commerzbank'ın detaylı makroekonomik modellemesine dayanıyor. Raporunda, dolar/TL’nin yıl içinde kontrollü biçimde yükselişini sürdüreceği ve 2026’dan itibaren hızlanacağı vurgulanıyor. Benzer şekilde, euro/TL için özellikle 2026 ortasından itibaren hızlı bir tırmanış yaşanacağı ve 2027’de 70 TL sınırına yaklaşılacağı ifade ediliyor. Analistler, kurdeki bu yükseliş öngörülerinin enflasyon görünümü, dış finansman ihtiyacı ve küresel para politikalarındaki belirsizliklerle bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor. Bu alıntılar, bankanın sadece rakamlarla sınırlı kalmadığını, arkasında derin bir analiz olduğunu gösteriyor. Örneğin, Türkiye'nin cari açık sorunları ve rezerv seviyelerinin yetersizliği, bu tahminleri daha da gerçekçi kılıyor.
Piyasalar bu raporu nasıl karşıladı? Kısa vadede, döviz kurlarında hafif bir oynaklık gözlendi; dolar/TL 42,32 TL'den 42,50 TL'ye doğru bir hareketlenme yaşandı. Uzun vadede ise, bu tahminler hükümetin para politikalarını yeniden şekillendirebilir. Merkez Bankası'nın faiz kararları, enflasyon hedeflemesi ve rezerv artırma çabaları, bu senaryoyu yumuşatmak için kritik öneme sahip. Ancak Commerzbank gibi bir kurumun dolar/TL 2026’da yüzde 30’luk bir yükseliş öngörmesi ve euro/TL bir yılda yüzde 36,5 yükselmesi beklentisi, iyimser senaryoları gölgeliyor. Tasarruf sahipleri için altın ve döviz gibi araçlara yönelme eğilimi artabilir, şirketler ise hedging stratejilerini güçlendirmek zorunda kalacak.
Bu gelişme, sadece finansal piyasaları değil, günlük hayatı da etkileyecek. Dolar/TL'nin 55 TL'ye, euro/TL'nin 67 TL'ye ulaşması, ithal ürün fiyatlarını roket gibi fırlatabilir; akaryakıttan elektronik eşyalara kadar her şey zamlanır. Enflasyonun çift hanelere doğru yol alması, alım gücünü eritecek. Öte yandan, turizm sektörü euro'nun gücünden nemalanabilir, ancak genel ekonomik baskı bu kazanımları sınırlayabilir. Commerzbank'ın yükseliş durdurulamayacak vurgusu, tam da bu noktada devreye giriyor: TL'nin toparlanması için yapısal reformlar şart, yoksa bu kabus senaryo gerçek olabilir.
Sonuç olarak, Alman bankasının bu ürkütücü döviz tahmini, 2025 ve 2026 için dolar TL tahmini arayan herkesi alarma geçiriyor. 44 TL'den başlayıp 55 TL'ye uzanan dolar yolu, 51,48 TL'den 67,10 TL'ye çıkan euro rotası, küresel fırtınaların habercisi. Piyasalar nefesini tutmuş beklerken, bireysel yatırımcılar ne yapmalı? Portföylerini çeşitlendirmek, uzman tavsiyesi almak ve haberleri yakından takip etmek en doğrusu. Bu tahminler değişebilir, ama Commerzbank'ın analizi, TL'nin zor günler geçireceğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Gelecek aylarda atılacak adımlar, bu hikayenin nasıl biteceğini belirleyecek.