Türkiye siyasi sahnesi 2025 Kasım ayına damgasını vuran iki kritik gelişmeyle çalkalanıyor. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tahliyesine yönelik "Türkiye için hayırlara vesile olacaktır" şeklindeki sözleri siyasi kulislerde deprem etkisi yarattı. Aynı saatlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında tamamlanan iddianamede istenen 828 yıldan 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası ise muhalefet cephesinde şok dalgası oluşturdu. İşte bu iki kritik olayın perde arkası ve hukuki süreçlerin son durumu.
Devlet Bahçeli'nin 4 Kasım 2025 tarihinde MHP grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlarken yaptığı açıklama, uzun süredir kapalı kapılar ardında tartışılan bir konuyu ilk kez açıkça gündeme taşıdı. Kendisine yöneltilen "Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi konusunda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna verdiği yanıt, MHP tabanı başta olmak üzere tüm siyasi aktörleri derinden etkiledi. Bahçeli, "Sayın Selahattin Demirtaş hukuki yollardan sonuca ulaşmıştır. Tahliyesi Türkiye için hayırlara vesile olacaktır" ifadelerini kullandı. Bu sözler, Demirtaş'ın 2016 yılından bu yana süren tutukluluk hâlinin sona erebileceği yönündeki beklentileri zirveye taşıdı.
Hukuki zeminde ise süreç oldukça netleşmiş durumda. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 8 Temmuz 2025 tarihinde Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğunun "siyasi nedenlerle" devam ettiğine hükmederek derhal tahliyesi yönünde karar vermişti. Türkiye'nin bu karara yönelik yaptığı itirazı ise AİHM 3 Kasım 2025'te reddetti. Böylelikle Demirtaş'ın tahliyesi yönündeki karar kesinleşti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 5 Kasım 2025'te yaptığı yazılı açıklamada, "Karar kesinleşti, mahkeme değerlendirecek" diyerek sürecin yerel mahkemeler tarafından sonuçlandırılacağını duyurdu. Ceza hukuku uzmanlarına göre, AİHM kararlarının bağlayıcılığı nedeniyle Türkiye'deki mahkemelerin önümüzdeki günlerde Demirtaş hakkında tahliye kararı verme yükümlülüğü bulunuyor.
Edirne F Tipi Cezaevi'nde sağlık sorunları da günden güne ağırlaşan Demirtaş'ın durumu, sadece hukuki değil insani boyutlarıyla da kamuoyunun gündeminde. Avukatları son görüşmelerde müvekkillerinin kalp rahatsızlığı ve tansiyon sorunlarının yanı sıra psikolojik baskı altında olduğunu dile getiriyor. Avrupa Konseyi'nin Türkiye'yi "mahkeme kararlarını uygulamamakla" suçladığı son raporunda da Demirtaş örneği özel bir yer tutuyordu. Siyasi kulislerde konuşulanlara göre, Bahçeli'nin bu açıklamasının arkasında hem AİHM kararlarının uygulanması yönündeki uluslararası baskı hem de iç siyasette yeni bir iyimser hava oluşturma çabası yatıyor.
Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürütülen soruşturma, 11 Kasım 2025'te yeni bir boyut kazandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve tamamlanan iddianamede, Başkan Ekrem İmamoğlu'nun "suç örgütü kurmak ve yönetmek", "ihaleye fesat karıştırmak", "zimmet" ve "rüşvet" gibi 142 ayrı eylemden sorumlu tutulduğu belirtildi. 432 sayfalık iddianamede, İmamoğlu'nun 828 yıl 2 aydan 2 bin 352 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. İddianamede ayrıca İmamoğlu'nun, diğer şüphelilerin işlediği öne sürülen suçlardan da sorumlu tutularak ayrıca cezalandırılması istendi. Savcılık, İmamoğlu'nun belediye kaynaklarını usulsüz kullandığı, bazı ihaleleri belirli firmalara yönlendirdiği ve bu süreçte organize bir yapı kurduğu iddiasında bulunuyor.
CHP cephesinde ise bu gelişme karşısında sert tepki var. CHP Grup Başkanı Özgür Özel, iddianamenin açıklanmasının ardından "Siyasi bir kumpasın son halkası" yorumunu yaparak, "Ekrem İmamoğlu, halkın oyuyla seçilmiş bir belediye başkanıdır. Bu iddianame, sarayın İstanbul'daki kaybını telafi etme çabasının ürünüdür" dedi. Siyasi analistler, İmamoğlu hakkındaki bu davanın 2028 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde muhalefetin önde gelen ismini zayıflatma stratejisinin parçası olduğu yorumunu yapıyor.
Kamuoyu araştırmaları, iki gelişmenin de toplumun farklı kesimlerinde karşılık bulduğunu gösteriyor. Demirtaş'ın tahliyesi konusunda MHP tabanının önemli bir bölümü Bahçeli'nin açıklamasını "devlet adamına yakışır bir tavır" olarak yorumlarken, bazı kesimler "yeri ve zamanı uygun değil" eleştirisinde bulunuyor. İmamoğlu hakkındaki iddianame ise AK Parti seçmeninde "adaletin işleyişi" olarak algılanırken, muhalefet seçmeninde "siyasi linç" olarak değerlendiriliyor.
Hukukçular, Demirtaş'ın tahliyesi sürecinin önümüzdeki hafta içinde netleşebileceğini belirtiyor. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı'nın AİHM kararını bekleyen dosyayı öncelikli olarak görüp karara bağlaması bekleniyor. İmamoğlu'nun ise önümüzdeki günlerde savunma yapmak üzere çağrılacağı ve tutuklanma ihtimalinin de bulunduğu kulislerde konuşuluyor. Özellikle iddianamedeki "suç örgütü kurmak" suçlamasının CMK gereği tutuklama yaptırımını zorunlu kıldığı hatırlatılıyor.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye'nin hem iç politikada hem de uluslararası arenada yeni bir dönemece girdiğini gösteriyor. Bahçeli'nin Demirtaş çıkışı, iktidar bloğunun "hukuk devleti" vurgusunu güçlendirme çabası olarak yorumlanırken, İmamoğlu'na yönelik iddianame ise muhalefetin "demokrasi mücadelesi" retoriğini yükseltmesine neden oluyuor. Her iki olay da 2025 yılı sonunu 2028 seçimlerinin provası şeklinde yaşanırken, siyasi aktörlerin hamleleri ve yargı süreçlerinin sonuçları yakından takip ediliyor. Gözler şimdi hem Edirne hem de İstanbul Adliyesi'nden çıkacak kararlara çevrildi.