Gerçek Gündem Haberleri

Demirtaş'tan Erdoğan'a Şok Teklif: "Hizmete Hazırım, Rakip Değilim!"

Selahattin Demirtaş, Bülent Arınç'a ilettiği mesajda Erdoğan'a el uzattı: "Adaylık düşünmüyorum, ülkem için her türlü hizmeti yapmaya hazırım!" İmralı görüşmesi öncesi bu çıkış siyaseti sarsacak mı? Erdoğan'ın cevabı ne olacak, detaylar ortaya çıktı!

Türkiye'nin siyasi gündemi son günlerde adeta bir fırtınaya dönüştü. Özellikle İmralı'ya yapılacak ziyaretle ilgili TBMM komisyonunun alacağı karar, herkesin nefesini tutarak beklediği bir dönüm noktası haline geldi. 21 Kasım itibarıyla komisyonun vereceği karar, ya umut yolunu açacak ya da mevcut gerilimi daha da derinleştirecek. Bu kritik süreçte, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Bülent Arınç'a ilettiği mesaj, gündeme bomba gibi düştü ve siyasi kulisleri hareketlendirdi.

Demirtaş'ın mesajı, doğrudan ülkeye hizmet etme isteğini vurguluyor. Bülent Arınç'ın aktardığına göre, Demirtaş şöyle demiş: "Sen de devlete hizmet ettin. Benim de senin kadar hatam olmuş olabilir. Bundan sonra asla böyle bir adaylık, siyaset, şu bu düşünmeyeceğim ama ülkem için yapabileceğim ne varsa yapacağıma söz vermek istiyorum." Bu sözler, Demirtaş'ın siyasi rekabetten uzaklaşıp, ülke yararına katkı sunma niyetini açıkça ortaya koyuyor. Özellikle bir dönem rakip olarak görülen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bu uzatılan el, birçok kişiye göre doğrudan bir barış jesti niteliğinde.

Bu mesajın zamanlaması da tesadüf değil. İmralı süreci hız kazanmışken, Devlet Bahçeli'nin "Gerekirse adaya yüzerim" şeklindeki kararlı açıklamaları ve MHP'li Fethi Yıldız'ın "Koşullar yüzde 100 karşılandığında umut yolu açılacak" sözleri, hükümet kanadında Öcalan'la görüşme ihtimalini güçlendiriyor. AKP ve MHP arasında bu konuda görüş ayrılığı olmadığı vurgulanırken, Erdoğan'ın tutumu ise dikkat çekici bir şekilde mesafeli.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, komisyonun kararına ilişkin yaptığı açıklamada sorumluluğu tamamen komisyona bırakıyor: "Komisyonun önümüzdeki dönemde de aynı yapıcı ortak akılla ilerleyeceğine, sonraki oturumlarında da buna devam edeceğine inanıyorum. Komisyonun Türkiye'nin güvenli geleceği için en doğru kararı vereceğine yürekten inanıyorum." Bu ifadeler, karar ne olursa olsun Erdoğan'ın kendini sürecin dışında tutma çabasını gösteriyor. Tıpkı geçmişte 1 Mart tezkeresi sürecinde yaptığı gibi, sorumluluğu askeri şûraya bırakarak faturayı başkalarına kesmişti. Benzer şekilde şimdi de komisyonun vereceği kararın tüm yükünü üzerine almaktan kaçınıyor. Ekonomik sıkıntıların zirve yaptığı bir dönemde, bu sürecin getireceği siyasi maliyetin farkında olduğu açık.

Muhalefet tarafında ise CHP Lideri Özgür Özel'in pozisyonu netleşiyor. Kulis bilgilere göre CHP, komisyonun İmralı'ya gitmesine onay verecek. Ancak Özel, "Herkes konuşsun, biz konuşmayalım" diyerek kapalı kapılar ardında karar alınmasını savunuyor. Bu yaklaşım, karar sonrası siyasi hesap yapma fırsatı yaratmayı amaçlıyor gibi görünüyor. Karar ne yönde olursa olsun, alternatif maliyetler ve sonuçları en çok MHP ve Bahçeli'yi etkileyecek. Erdoğan ise ortaya çıkacak maliyet tablosunun faturasını kişisel olarak ödeyecek konumda.

Bu arada süreçte dikkat çeken başka gelişmeler de var. Eski PKK yöneticilerinden Helin Ümit'in, C130 olayıyla ilgili yaptığı açıklama, "Bana Gürcistan'da 20 şehidimizin olduğu uçak kazasını ve 33 erin şehit edildiği olayı hatırlattı" sözleriyle milliyetçi duyguları kaşıma ihtimalini akıllara getiriyor. 33 erin şehit edilmesi olayı, Türkiye'nin hafızasında derin izler bırakan bir ihanet olarak yer ediyor ve asla unutulmaması gereken bir acı. Bu tür açıklamaların, milliyetçi dalga yaratma ve hükümet üzerinde baskı kurma amacı taşıyıp taşımadığı sorgulanıyor.

İmralı komisyonunun kararı, muhtemelen bir-iki ay içinde netleşecek raporla birlikte daha somut hale gelecek. Ancak Demirtaş'ın "Rakip değilim, hizmete hazırım" mesajı, sürecin en çarpıcı unsurlarından biri olarak hafızalara kazınacak. Bu teklif, Erdoğan tarafından nasıl karşılanacak? Kabul edilirse barış sürecine yeni bir ivme kazandırabilir mi, yoksa reddedilirse gerilimi mi artıracak? Siyasi gözlemciler, bu mesajın doğrudan Erdoğan'a yönelik bir adım olduğunu düşünüyor. Zira Bülent Arınç gibi konuşmayı seven bir isme söylenen bu sözlerin, kamuoyuyla paylaşılmadan durması imkansızdı.

Türkiye, Kürt sorunu ve terörle mücadelede yeni bir eşikte duruyor. Bahçeli'nin yüzme metaforuyla ifade ettiği kararlılık, MHP'nin süreçteki kilit rolünü gösterirken, Demirtaş'ın uzlaşı arayışı umut ışığı yakıyor. Erdoğan'ın ise dengeleri bozmadan yönetme stratejisi, önümüzdeki günlerin en kritik unsuru olacak. Bu gelişmeler, sadece bugünün değil, Türkiye'nin geleceğinin şekillenmesinde belirleyici rol oynayacak. Gözler komisyonda, kulaklar ise olası yeni mesajlarda...