Muğla’nın Bodrum ilçesi Göltürkbükü Mahallesi’nde tartışma yaratan bir düzenleme, yargı tarafından durduruldu. 26 Ocak 2023 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 117,96 metrekarelik bir bölümün orman vasfından çıkarılmasını öngören işlem, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından yürütmesi durdurularak iptal edildi. Kararın arka planı, prosedür eksiklikleri ve mahkemenin vurguladığı hukuki gerekçeler karar metninde net biçimde yer aldı.
Danıştay kararında, söz konusu arazinin “turizm merkezi sınırları içinde” kaldığı; dolayısıyla mevzuat gereği orman vasfından çıkarılamayacağı belirtildi. Kurul, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarını da referans göstererek bölgenin orman niteliğinin açıkça ortaya konduğunu ifade etti. Mahkeme, raporlar ışığında küçük bir bölüm için kamu yararı gerekçesinin oluşturulamadığını vurguladı ve işlemin „"kişiye özel nitelik taşıdığı yönünde kuvvetli işaretler bulunduğunu"“ kaydetti.
Kararda daha sert bir ifade ile, uygulamanın devam etmesi halinde telafisi güç zararlar doğabileceğine dikkat çekildi. Danıştay üst kurulunun sonuç bölümünde, Cumhurbaşkanlığı kararının „"açıkça hukuka aykırı"“ olduğu tespiti yapıldı ve yürütmeyi durdurma kararı oy çokluğuyla verildi; iki üyenin karşı oy kullandığı belirtildi. Bu çoğunluk kararının ardından uygulamanın durması ve hukuki süreçlerin işletilmesi öne çıktı.
Kararın pratik sonucu olarak, villasının müştemilat alanları orman sınırına taşan AKP'li siyasetçi Aydın Ayaydın hakkında hukuki yükümlülükler doğdu. Danıştay kararının uygulanması halinde Ayaydın’ın ilgili yapılaşmayı sonlandırması gerekecek; ayrıca Orman Müdürlüğü’ne, yürütmeyi durdurma kararını en geç 30 gün içinde uygulayarak işgalin sona ermesini sağlaması yasal zorunluluk olarak bildirildi. Bu süreç, hem yerel idareler hem de orman idaresi açısından izlenmesi gereken bir takvim başlatıyor.
Kararın kamuoyunda yarattığı etki, “kişiye özel düzenleme” tartışmalarını yeniden alevlendirdi. 2024 yerel seçimlerinde Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Ayaydın’ın isminin gündemde olması, düzenlemenin hangi motivasyonlarla yapıldığı sorusunu güçlendiriyor. Mahkeme kararının altını çizdiği hukuki ilkeler, benzer düzenlemeler için emsal nitelik taşıyabilecek mahiyette bulunuyor.
Uzmanlar ve hukukçular, Danıştay’ın bu tür işlemlerde bilirkişi raporlarına verdiği önemi ve kamu yararı kriterinin somutlaştırılmasının gerekliliğini vurguluyor. Tartışmanın odak noktası; bir yere ilişkin statü değişikliklerinin normatif çerçeve içinde, şeffaf ve eşitlikçi bir biçimde mi yoksa belirli çıkar gruplarına yönelik mi gerçekleştirildiğinin denetlenmesi olacak. Bu karar, gelecekte benzer başvuruların akıbeti için belirleyici olma potansiyeli taşıyor.
Kararın ardından atılması gereken fiili adımlar net: İlgili idarelerin Danıştay kararına uygun hareket etmesi, 30 günlük sürede uygulamanın sağlanması ve bölgede orman niteliğini gösteren bilirkişi bulgularının çerçevesinde gerekli işlemlerin tamamlanması gerekiyor. Hukuki süreç devam ederken, kamuoyunun da süreci yakından izlemesi bekleniyor; çünkü bu karar, yerel imar ve orman rejimleri açısından uzun vadeli etkiler bırakabilir.
Okuyucuların bilmesi gereken temel noktalar açık: söz konusu alanın 117,96 metrekarelik bölümüne ilişkin yürütmeyi durdurma kararı verildi, kararın hukuki gerekçeleri bilirkişi raporları ve mevzuata referansla açıklanmış durumda ve uygulamayı sağlayacak idari organların 30 gün içinde yükümlülüklerini yerine getirmesi bekleniyor. Bu gelişme, benzer dosyaların seyrini etkileyebilecek bir yargı müdahalesi olarak kayda geçti.