Gerçek Gündem Haberleri

CHP'nin İmralı Resti İktidarı Köşeye Sıkıştırdı: Tarihi Detaylar Ortaya Çıktı

CHP'nin İmralı ziyareti kararı AKP'de soğuk duş etkisi yarattı. İktidarı zora sokan hamlenin perde arkası ve İmralı Adası'ndaki 'zehirleme' önlemlerine dair ilk kez duyulan şok detaylar bu yazıda.

Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun son toplantısı, siyaset kulislerinde uzun süre konuşulacak bir gelişmeye sahne oldu. Komisyonun gündeminde yer alan İmralı Adası ziyareti ve Abdullah Öcalan ile görüşme planı, ana muhalefet partisinin net tavrıyla bambaşka bir boyuta taşındı. CHP yönetiminin, komisyonun bu ziyaretine katılmayacağını ve “Biz İmralı Adasına gidip Abdullah Öcalan'la görüşmeyiz” şeklinde kesin bir dille tavır koyması, Ankara’daki hesapları altüst etti.

Bu beklenmedik hamle, özellikle iktidar kanadında tam anlamıyla bir şok etkisi yarattı. AKP kurmayları, böylesine hassas ve riskli bir süreçte ana muhalefet partisini de yanlarında görerek sorumluluğu paylaşmak ve meşruiyet zeminini genişletmek istiyordu. Ancak CHP’nin bu stratejik geri çekilişi, iktidarı bu zorlu yolda tek başına bıraktı. Siyasi kulislerde konuşulanlara göre, AKP’nin "CHP'siz adım atmama" stratejisi bu kararla suya düşmüş oldu. Öte yandan, CHP'nin bu tavrı toplumun geniş kesimlerinde, özellikle şehit aileleri, gaziler ve bölgeyi yakından tanıyan güvenlik bürokrasisi nezdinde büyük bir memnuniyetle karşılandı.

Konunun sıcaklığı devam ederken, İmralı Adası’nın tarihine ve güvenlik protokollerine dair bugüne kadar bilinmeyen çarpıcı detaylar da gün yüzüne çıktı. 1999 yılının o hareketli günlerinde, dönemin Kocaeli 15. Kolordu Komutanı Korgeneral Hurşit Tolon’a gece yarısı gelen bir telefon, sürecin ne kadar kritik yönetildiğini gözler önüne seriyor. Saat 03.00 sularında Genelkurmay Harekât Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından aranan Tolon, “Acele Ankara'ya gelmesi” emrini aldığında, Türkiye tarihinin en önemli güvenlik operasyonlarından birinin parçası olacağını henüz bilmiyordu.

Kenya'da yakalanan terör örgütü elebaşının İmralı'ya getirileceğinin kesinleşmesiyle birlikte, adada olağanüstü hal ilan edildi. Tolon Paşa’nın aktardığına göre, o dönemde İmralı Adası 2. derecede "Yasak Bölge" ilan edilmiş ve adeta bir kaleye dönüştürülmüştü. Güvenlik o kadar üst düzeyde tutuluyordu ki, adaya kalem ve kâğıt sokmak bile yasaktı. Tolon, bu yasağın gerekçesini şu sözlerle açıklıyor: “Evet, yanınızda bozuk para, kalem bile götüremiyordunuz. Kalemi, defteri biz her türlü güvenlik kontrolünden sonra veriyorduk. Çünkü, o dönemde kalem silahlar vardı. Bununla Öcalan'a ya da avukatları, akrabalarına dönük bir saldırı olabileceğini dikkate aldık.”

Alınan önlemler sadece fiziksel güvenlikle sınırlı değildi; teröristbaşının yargılama sürecinde güvenliği için uluslararası standartların bile üzerine çıkılmıştı. Duruşma salonunda kullanılan cam bölmelerin sıradan camlar olmadığı, Fransa’dan özel olarak getirtilen kurşun geçirmez camlar olduğu ortaya çıktı. Hem havadan hem karadan hem de denizden kuşatılan adada, ASELSAN’ın en gelişmiş elektronik sistemleri devreye sokulmuş, Deniz Kuvvetleri ve komando birlikleri kuş uçurtmayacak bir düzen kurmuştu.

Belki de en dikkat çekici detay, zehirlenme ihtimaline karşı geliştirilen "yemek tadım zinciri" protokolüydü. Teröristbaşına verilecek yemeğin güvenliği için üç kişilik özel bir tim görevlendirilmişti. Bu süreçte yemek kazandan alınmadan önce karıştırılıyor, önce yemeği pişiren aşçı, ardından nöbetçi astsubay tadına bakıyordu. Ancak tüm bu kontrollerden sonra, imzalı tutanaklar eşliğinde yemekler kaplara konulup cezaevine götürülüyordu. Bu prosedür, her öğün ve her kap yemek için tavizsiz bir şekilde uygulanıyordu.

Bugün gelinen noktada ise geçmişteki bu "demir yumruk" disiplini ile mevcut durum arasındaki farklar, tecrübeli isimlerin endişelerine neden oluyor. Hurşit Tolon, o dönemdeki sıkı tedbirlerin bugün gevşetildiği izleniminin yaygınlaştığını belirterek, terörle mücadelenin rehavet kaldırmayacağı konusunda hayati bir uyarıda bulunuyor: “Son dönemde Ada'ya görevi gereği gidenler, bir zamanlar uygulanan önlemlerin sıkılığının bugün olmadığı izlenimi edinmiş. Aslında benzer durum Güneydoğu'da da var. Terör boşluk kaldırmaz. Aman dikkat!” CHP'nin son kararı ve ortaya çıkan bu tarihi gerçekler, İmralı konusunun daha uzun süre Türkiye'nin bir numaralı gündem maddesi olacağını gösteriyor.