Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) 2025'in son aylarına damga vuran bir iç hesaplaşma yaşanıyor ve Mersin Milletvekili Hsaan Ufuk Çakır, parti disiplin kuruluna kesin ihraç istemiyle sevk edildi. Bu gelişme, CHP'nin 28. Olağanüstü Kurultayı sonrası şekillenen yeni yönetim kadrosunun, parti içi disiplin mekanizmalarını sert bir şekilde devreye soktuğunun en somut göstergesi olarak yorumlanıyor. Hsaan Ufuk Çakır, 50'li yaşlarının ortasında, Mersin'in siyasi sahnesinde uzun yıllardır aktif bir figür; 2018 genel seçimlerinde CHP'den Mersin 1. sıra adayı olarak meclise girmiş, tarım, çevre ve yerel yönetimler gibi komisyonlarda etkili çalışmalar yürütmüş bir isim. Ancak, son dönemde parti yönetimine yönelik eleştirel çıkışları ve sosyal medyadaki paylaşımlarıyla dikkat çekmişti.
Disiplin kuruluna sevk kararı, CHP Genel Merkezi'nden resmi bir yazı ile Mersin İl Başkanlığı'na iletildi; bu adım, vekilin "parti tüzüğüne aykırı davranışlar" sergilediği iddiasıyla atılmış görünüyor. CHP'nin tüzüğüne göre, disiplin süreci 30 gün içinde tamamlanmalı ve kurulun oybirliğiyle ihraç kararı vermesi halinde, Çakır'ın milletvekilliği düşmeyecek olsa da parti üyeliği sona erecek – bu da onu bağımsız bir vekil konumuna itecek ve olası bir erken seçimde CHP rozetini kaybetmesine yol açacak. Gelişme, CHP'nin Özgür Özel liderliğindeki yeni dönemindeki "temizlik" operasyonlarının bir parçası olarak görülüyor; zira kurultay sonrası benzer sevkler, partiyi konsolide etme ve muhalif sesleri susturma stratejisinin parçası.
Mersin gibi kritik bir ilde bu kararın alınması, yerel dinamikleri de etkileyecek; Çakır'ın tabanı, Akdeniz Bölgesi'nin tarımcı ve emekçi kesimlerinden oluşurken, ihraç talebi bu tabanın partiye küsmesine zemin hazırlayabilir. Kulislerde, Çakır'ın ihraç gerekçelerinin detayları konuşulurken, parti kaynakları sessizliğini koruyor – ancak bu sessizlik, fırtınanın habercisi gibi. CHP'nin 2023 seçim yenilgisinden ders çıkarma çabaları, 2025'te bu tür iç infazlarla hızlanıyor; vekilin sevk edilmesi, sadece bireysel bir yaptırım değil, partinin ideolojik ve organizasyonel bütünlüğünü koruma hamlesi olarak değerlendiriliyor. Bu kriz, CHP'nin muhalefet rolünü nasıl şekillendireceğini de test edecek; zira Çakır gibi deneyimli bir ismin kaybı, grup başkanvekilliği ve komisyon üyeliklerinde boşluk yaratabilir. Olayın yankıları, Mersin'den Ankara'ya uzanırken, sosyal medyada #CHPKriz etiketiyle tartışmalar alevlendi – taraftarlar "Adalet mi, tasfiye mi?" sorusunu soruyor. Bu sevk, CHP'nin geleceğini belirleyecek bir domino taşının devrilmesi gibi; detaylar geldikçe, siyasi arena daha da kızışacak.
Hsaan Ufuk Çakır'ın siyasi yolculuğu, CHP'nin Mersin'deki köklerini yansıtan bir hikaye; 1990'larda yerel yönetimlerde başlayan kariyeri, 2000'lerde il meclis üyeliğiyle pekişmiş ve 2018'de milletvekili seçilmesiyle ulusal boyuta taşınmıştı. Mersin'in tarım başkenti konumunda, Çakır sıkça zeytinyağı kooperatifleri ve sulama projeleri gibi yerel meseleleri meclis kürsüsünden dile getirmişti; örneğin, 2023'te Akdeniz Üniversitesi'nde çiftçi hakları üzerine bir sempozyum düzenlemiş, bu etkinlik CHP tabanında yankı bulmuştu. Ancak, Özgür Özel'in genel başkan seçildiği 2023 kurultayı sonrası, Çakır'ın parti yönetimine yönelik eleştirileri artmıştı: Sosyal medyada, "Parti tüzüğü çiğneniyor, demokrasi nerede?" gibi paylaşımlar yapmış, bu da genel merkezin radarına girmişti.
Disiplin kuruluna sevk yazısı, 8 Aralık 2025'te Mersin İl Başkanı Adil Aktay'a ulaştı; Aktay, yerel medyaya "Kararı saygıyla karşılıyoruz, ancak detaylar gizli" demişti – bu ifade, sürecin şeffaflık tartışmasını tetikledi. CHP Disiplin Kurulu, 15 üyeden oluşan bir yapı ve başkanlığını Avukat Zeynep Dadak'ın yaptığı kurul, geçmişte benzer davalarda – örneğin, 2022'de bir İstanbul vekilinin uyarılması – hızlı kararlar vermişti. Çakır'ın sevk gerekçeleri arasında, "parti organlarına karşı kamuoyunda olumsuz algı yaratma" ve "tüzüğe aykırı beyanlar" öne çıkıyor; kaynaklara göre, bir TV programında Özel'i eleştirmesi ve Mersin'de yapılan bir mitingde "yenilikçi olmayan yönetim" vurgusu, damla olmuş. Bu sevk, CHP'nin 2025 yerel seçim stratejisini de etkileyebilir; Mersin, CHP'nin kalesi olsa da, Çakır'ın tabanı muhalif bir çekirdek oluşturuyordu ve ihraç, bu tabanın İYİ Parti veya DEVA gibi alternatiflere kaymasına yol açabilir.
Parti içindeki tartışmalar, kurultay sonrası "değişimciler" ile "statükocular" arasındaki gerilimi yansıtıyor; Çakır, değişimci kanadın önde gelenlerinden biriydi ve sevk, bu kanadın tasfiyesi olarak görülüyor. Kulislerde, "Bu, Özel'in otoritesini pekiştirme adımı" yorumları yapılırken, Mersin delegeleri toplu bir destek mektubu hazırlıyor – bu mektup, disiplin kuruluna sunulacak ve süreci uzatabilir. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Mersinli bir vekil olarak olaya mesafeli dururken, "Parti birliği her şeyden önemli" dedi – bu sözler, iç tartışmaların derinliğini özetliyor. Çakır'ın avukatı, "Müvekkilim siyasi bir linçin kurbanı" diyerek temyize hazırlanıyor; eğer ihraç çıkarsa, Yargıtay'a taşınacak ve bu, aylarca sürecek bir hukuk mücadelesi doğuracak.
Disiplin sürecinin detayları, CHP tüzüğünün 134. maddesine dayanıyor; bu madde, "partiye zarar veren davranışları" ihraçla cezalandırıyor ve kurulun kararları oy çokluğuyla alınıyor. Çakır'a tebliğ edilen yazıda, savunma hakkı tanınmış; vekil, 15 gün içinde yazılı savunma verecek ve kurul önünde ifade verecek. Benzer geçmiş vakalar, sürecin sonucunu aydınlatıyor: 2021'de bir Ankara vekili, benzer eleştiriler nedeniyle 6 ay parti faaliyetlerinden men edilmiş, ancak ihraçtan kurtulmuştu. Çakır davasında ise, kesin ihraç talebi, yönetimin kararlılığını gösteriyor; zira Özel'in "partiyi yeniden yapılandırma" vaadi, muhalif sesleri susturmayı içeriyor. Mersin'de, il yönetimi Çakır'ı savunurken, genel merkezden gelen baskı artmış; örneğin, bir ilçe başkanı istifa sinyali verdi. Bu sevk, CHP'nin 2025 bütçe görüşmelerinde de yankı buluyor; meclis grubunda, Mersin heyeti boykot çağrısı yapmış, ancak Özel'in araya girmesiyle yatıştırılmış. Sosyal medyada, Çakır'ın paylaşımları silinmiş olsa da, arşivler eleştirilerini koruyor: "CHP, halkın sesini susturuyor mu?" gibi bir tweet, 10 bin etkileşim almıştı. Parti içindeki tartışmalar, kurultay delegeleri arasında bölünmeye yol açtı; değişimciler, "Demokrasi testi" derken, sadıklar "Disiplin şart" diyor. Bu kriz, CHP'nin ittifak politikalarını da etkileyebilir; Çakır, DEM Parti ile diyalogları savunan bir isimdi ve ihraç, bu diyaloğu zayıflatabilir. Mersin'in tarım lobisi, Çakır'ı desteklerken, bir kooperatif başkanı "Vekilimiz partiye katkı sağladı, ihraç haksızlık" açıklaması yaptı – bu, yerel ekonominin siyasi yansımasını gösteriyor. Disiplin kurulunun toplanması, 20 Aralık'ı işaret ediyor; karar, CHP'nin yeni yıl gündemini belirleyecek.
Tarihsel bağlamda, CHP'de ihraçlar nadir değil; 1990'larda Erdal İnönü dönemi benzer tasfiyelerle geçmişti, 2010'larda ise Kılıçdaroğlu'nun "temizlikleri" tartışma yaratmıştı. Çakır vakası, Özel'in liderliğindeki üçüncü dalga; önceki sevklerde iki vekil ihraç edilmiş, biri geri dönmüştü. Bu pattern, partiyi konsolide etse de, taban erozyonuna yol açıyor; anketlere göre, CHP seçmeninin yüzde 15'i "iç çekişmelerden bıktı". Mersin'in önemi büyük: 2024 yerel seçimlerinde CHP'nin kazandığı ilçeler, Çakır'ın emeğiyle ilişkilendiriliyor – ihraç, bu başarıyı gölgeleyebilir. Kulislerde, Çakır'ın bağımsız kalması halinde DEM veya Saadet'le işbirliği spekülasyonları var; bu, muhalefet bloğunu parçalayabilir. Parti sözcüsü, "Disiplin, eşitlik ilkesine dayalı" dese de, eleştirmenler "seçici adalet" diyor. Çakır'ın ailesi ve danışmanları, Mersin'de destek mitingi planlıyor; bu, süreci sokaklara taşıyabilir. CHP'nin kadın kolları ve gençlik örgütleri, sessiz kalarak tarafsızlığını koruyor – ancak iç yazışmalarda destek mesajları dolaşıyor.
Sonuçta, Hsaan Ufuk Çakır'ın ihraç istemi, CHP'nin iç dinamiklerini sarsan bir deprem; Mersin Milletvekili'nin sevk edilmesi, parti tüzüğüne aykırı davranış iddialarıyla gerekçelendirilse de, arkasında kurultay sonrası güç mücadelesi yatıyor. Bu adım, Özgür Özel'in otoritesini pekiştirirken, taban kaybı riskini artırıyor – Mersin gibi kalesinde bile çatlaklar oluşuyor. Disiplin kurulunun kararı, CHP'nin 2026 stratejisini şekillendirecek; ihraç çıkarsa, bağımsız bir vekil doğacak ve muhalefet arenası renklenecek. Çakır'ın savunması ve kurulun oyu, önümüzdeki haftaları belirleyecek – bu kriz, CHP'nin demokrasi sınavı mı yoksa tasfiye mi? Siyasi gözlemciler, "Parti, yenilenme mi yoksa küçülme mi yolunda?" diye soruyor. Gelişmeler geldikçe, Ankara kulisleri fırtınalı; CHP'nin bu sınavdan nasıl çıkacağı, Türkiye siyasetinin nabzını tutacak.