Piyasaların hızlı nabzı, bazen en beklenmedik köşelerden gelen bir fısıltıyla bile değişiverir. Borsa salonlarında, ekranların yeşil-kırmızı dansı arasında, yatırımcılar her gün yeni bir hamle bekler. Bu hafta, o hamle bir haber ajansının kaleminden sızdı: Türkiye'nin en büyük market zincirlerinden birinin, belki de en sevilenlerinden birinin geleceği masaya yatırılıyor gibiydi. Sokaklardaki alışveriş arabaları, raflardaki günlük indirimler, hepsi bir anda spekülasyonun gölgesine düştü. Ama bu gölge, ne kadar gerçekti? Yoksa sadece bir yansıma mı? O yansımanın peşine düşmek, hem ekonomi meraklılarını hem de sıradan tüketicileri ayağa kaldırdı. Ve tam bu noktada, bir resmi ses yükseldi – sessizliği bozan, ama yeni soruları doğuran bir ses.
Şimdi, o sesin yankısını takip edelim. Her şey, 3 Ekim 2025 Cuma günü Sabancı Holding'in üst düzey yöneticilerinin analistlerle yaptığı kapalı kapılar ardındaki bir toplantıyla başladı. Toplantı, holdingin stratejik yol haritasını masaya yatırıyordu: Öz karlılığı düşük birimlerin geleceği, verimlilik hamleleri ve uzun vadeli büyüme planları. Bu sohbetlerin sıcak havasından, Reuters haber ajansı bir kıvılcım yakaladı – ya da öyle sandı. Ajans, "Sabancı Holding, düşük performanslı şirketlerini satışa çıkarabilir; ilk hedefler CarrefourSA ve Teknosa" diye bir bomba patlattı. Haber, anında piyasalara sıçradı: CarrefourSA hisseleri (CRFSA), Borsa İstanbul Ana Pazar'ında adeta roketlendi. Dakikalar içinde yüzde 5'lik, hatta daha fazla bir sıçrama – yatırımcılar, "Satış mı geliyor, yoksa fırsat mı?" diye hesap kitap yapmaya koyuldu. Teknosa hisseleri de hafif bir kıpırdanma yaşadı, ama asıl fırtına CarrefourSA etrafında esti. Neden mi? Çünkü bu zincir, Türkiye'nin 81 ilinde 1.000'e yakın mağazasıyla, milyonlarca ailenin günlük alışveriş durağı. Satış haberi, sadece borsa için değil, tüketici için de bir soru işaretiydi: Raflar değişir mi, indirimler biter mi?
Bu spekülasyon dalgasının ortasında, Borsa İstanbul devreye girdi. Olağandışı fiyat ve hacim hareketlerini fark eden borsa yetkilileri, E-18454353-100.06-40025 sayılı bir yazı gönderdi. Bu, standart bir prosedür: Şirketlerden, bu tür ani dalgalanmaların ardındaki nedeni açıklamalarını istemek. CarrefourSA, vakit kaybetmeden harekete geçti. Sermaye Piyasası Kurulu'nun II-15.1 sayılı Özel Durumlar Tebliği'nin 8. maddesi gereği, Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) resmi bir bildirim yaptı. Bildirimde, şu net ifadeler yer alıyordu: "Borsa İstanbul A.Ş.'nin E-18454353-100.06-40025 sayılı yazısına istinaden Sermaye Piyasası Kurulu'nun II-15.1 sayılı Özel Durumlar Tebliği'nin 8. maddesi gereği yapılan açıklamamızdır: Borsa İstanbul Ana Pazar'da işlem gören Şirketimiz payları (CRFSA) üzerinde son dönemde gerçekleşen olağandışı fiyat ve miktar hareketlerine yol açabilecek nitelikte kamuya açıklanmamış herhangi bir özel durum bulunmamaktadır." Bu cümleler, bir kılıç gibi keskin: Hiçbir gizli plan, hiçbir satış görüşmesi, hiçbir stratejik hamle yok. Şirket, iddiaları doğrudan reddediyor; hisse hareketinin sadece piyasa dedikodularından kaynaklandığını ima ediyor. Hemen ardından, hisseler bir miktar geriledi – spekülatörler pozisyonlarını gözden geçirdi, uzun vadeli yatırımcılar ise derin bir nefes aldı.
Bu yalanlamanın perde arkasına bir göz atalım ki, olayın katmanlarını anlayalım. Sabancı Holding, yıllardır portföyünü optimize etmek için adımlar atıyor. Hatırlayın, 2020'lerdeki pandemi dalgası, perakende sektörünü sarsmıştı: Online alışverişin yükselişi, tedarik zinciri tıkanıklıkları, enflasyonun raflara yansıması... CarrefourSA, bu fırtınalarda dimdik durdu, ama karlılık baskısı hep gündemdeydi. 2024 bilançosunda, şirketin net karı yüzde 20'lerde gezinirken, öz sermaye getirisi rakiplerin altında kalmıştı. Teknosa ise, elektronik perakendesinin zorlu rekabetinde benzer bir baskı altında. Reuters'un haberi, bu verilerden beslenmiş gibi: Analist toplantısında, holding CEO'su ve CFO'su, "Düşük performanslı varlıkları gözden geçireceğiz" demiş – ama bu, satış anlamına mı geliyor? Yoksa sadece iç iyileştirmeler mi? Holdingden henüz bir yorum yok; sessizlikleri, spekülasyonu besliyor. CarrefourSA yönetimi ise, KAP açıklamasıyla yetinmedi; iç yazışmalarda, "Stratejik ortaklıklara açığız, ama satış gündemimizde yok" fısıltıları dolaşıyor. Piyasa uzmanları, bu tür yalanlamaların standart olduğunu söylüyor: SPK kuralları gereği, söylentilere yanıt vermek zorunlu, ama detay vermek opsiyonel.
Tarihsel bir çerçeve çizelim ki, bu olayın köklerini görelim. CarrefourSA, 2005'te Sabancı ile Fransız devi Carrefour'un ortaklığıyla doğdu; o günden beri, Türkiye perakendesinin amiral gemisi. 2010'larda agresif mağaza açılışıyla büyüdü, 2020'de pandemiyle online'a sıçradı. Satış söylentileri de yeni değil: 2018'de birleşme dedikoduları, 2022'de yabancı fon ilgisi... Her seferinde, şirket daha güçlü çıktı. Teknosa ise, 2000'lerin başından beri Sabancı çatısı altında; sabit telefonlardan akıllı cihazlara evrildi. Holdingin genel stratejisi, çeşitlendirme: Enerji, finans, perakende... Ama son yıllarda, ekonomik dalgalanmalarla "temizlik" ihtiyacı doğdu. Enflasyonun yüzde 60'ları aştığı, TL'nin değer kaybının hızlandığı bir ortamda, düşük karlı birimler yük olabilir. Reuters'un haberi, bu hassas dengeyi bozdu; ama CarrefourSA'nın net ret'i, güveni yeniden tesis etti. Hisseler, yalanlama sonrası yüzde 2 civarı toparlandı – yatırımcılar, "Dedikodu bitti, gerçekler konuşsun" moduna geçti.
Peki, bu ret'in ötesinde ne yatıyor? Gelecek senaryoları düşünün: Eğer Sabancı, gerçekten bir satışa giderse – ki KAP bunu yasaklamıyor, sadece gizliliği koruyor – alıcı kim olur? Yabancı devler mi, yerli rakipler mi, yoksa halka arz mı? CarrefourSA'nın 10 milyar TL'lik piyasa değeri, cazip bir lokma. Tüketici için ise, değişiklikler minimal: Marka aynı kalır, raflar dolmaya devam eder. Ama ya satış olmazsa? Şirket, iç verimlilikle toparlanır; belki yeni mağazalar, belki dijital yatırımlar. Piyasa analistleri, "Bu tür haberler, hisse likiditesini artırır" diyor – kısa vadede kazançlı, uzun vadede stabil. Teknosa için de benzer: Elektronik talebi artarken, satış söylentisi motivasyon olabilir. SPK'nın gözetimi altında, her hamle şeffaf; bir sonraki KAP, yeni bir kapı aralayabilir.
Bu olay, Türkiye ekonomisinin aynası gibi: Hızlı söylentiler, resmi retler, sürekli bir denge oyunu. CarrefourSA, raflardaki sütlerden başlayıp, borsa ekranlarına uzanan bir hikaye. 3 Ekim toplantısı, belki bir tohum attı; Reuters onu büyüttü, KAP budadı. Yatırımcılar izliyor, tüketiciler alışverişe devam ediyor. Satış mı, kalmak mı? Cevap, zamanın cebinde. Ama bir şey net: Bu dev zincir, kolay lokma değil – ve o ret, gücünü bir kez daha gösterdi. Piyasalar nefesini tutmuş; bir sonraki hamle, hepimizi yeniden ayağa kaldırabilir.





