Yılın son günlerinde ekonomi gündemi, Merkez Bankası bilançolarıyla hareketleniyor. Rezerv seviyelerindeki yükselişler kadar zarar rakamları da dikkat çekiyor, bu durum birçok tartışmayı beraberinde getiriyor.

Asıl tablo burada netleşiyor: Brüt döviz varlıkları 198.9 milyar dolara ulaşırken son hafta içinde 5 milyar dolarlık artış yaşandı. Bu yükselişle 21 Ekim'deki 197.9 milyar dolarlık rekor aşıldı. Önümüzdeki kısa işlem döneminde brüt döviz rezervinin 200 milyar doların üzerine çıkması kesinleşti. Yeni yıla 200 milyar dolarlık rekor bir rezervle girilecek. Merkez Bankası piyasadan döviz alımlarını durdurmuş olsa da ihracatçıların dövizlerini piyasanın yüzde 3 üzerinde satın aldığı için bozdurmalar devam ediyor.

Ancak bu rekorun arkasında önemli bir detay var: Altın fiyatlarındaki yüksek artış olmasaydı rezervler hâlâ 19 Mart krizindeki seviyenin altında kalacaktı. O dönem rezervler 175 milyar dolar seviyesindeydi. Altın fiyatlarının yükselişi nedeniyle rezervler durup dururken 40-50 milyar dolar büyüdü. Eğer 19 Mart krizinde altın fiyatları bugünkü seviyelerde olsaydı rezervler 200 milyar doların oldukça üzerinde olurdu. Bu nedenle gerçek anlamda 19 Mart seviyesi henüz yakalanamadı.

Zarar tarafı ise ayrı bir rekor kırıyor: Geçen cuma bilançosuna göre birikmiş zararlar 2.5 trilyonu geçti. Hafta başındaki yaklaşık 100 milyar TL'lik ödemelerle birlikte bu rakam 2.6 trilyonu aşacak. Ekonomi yönetimi rezerv artışını program başarısı olarak sunsa da altın etkisi olmadan tablo farklı olurdu.

Kur gelişmeleri de yakından izleniyor: Aralık ayında dolar kuru artışının yüzde 0.9'da kalması öngörülürken Euro'daki yükseliş nedeniyle sepet bazında kur artışı yüzde 1.3 civarında gerçekleşecek. Önümüzdeki yıl dolar bazında yüzde 1'in altında artışlarla yetinilmesi muhtemel. Sıcak para girişleri bunu desteklese de faiz indirimleri kur hassasiyetini artırabilir. Politika faizi yüzde 34'lere indiğinde yıl ortalarında dövize talep yükselebilir.

Enflasyon cephesinde ise zorluklar devam ediyor: 12 Şubat'taki ilk Enflasyon Raporu'nda 2026 enflasyon hedefinin yüzde 16'dan yüzde 19'a çıkarılması bekleniyor. Geçen yıl 2025 için yüzde 20'li rakamlar tartışılırken şimdi 2026'da benzer seviyelere inilip inilemeyeceği soru işareti. Bu durum enflasyonla mücadelede başarısızlık olarak değerlendiriliyor, aylık artışların hedefin üzerine çıkması gerekebilir.

Rezerv biriktirme stratejisi ihracatçı dövizlerinin yüksek fiyattan alınmasıyla destekleniyor olsa da altın fiyatlarının etkisi tartışmasız en büyük etken. Ekonomi yönetimi bu tabloyu başarı hikayesi olarak anlatacak ancak altın dışı bakışta rezervler hâlâ kriz seviyelerinin altında görünüyor.

Zararların trilyonları aşması da bilançodaki baskıyı artırıyor. Haftalık ödemeler ve birikmiş yükler dikkate alındığında tablo daha da ağırlaşıyor. Bu çift yönlü rekor, rezerv artışı kadar zarar büyüklüğünü de öne çıkarıyor.

Güncel Dolar Kuru Ne Kadar? Canlı Döviz Kurları 29 Aralık 2025
Güncel Dolar Kuru Ne Kadar? Canlı Döviz Kurları 29 Aralık 2025
İçeriği Görüntüle

Gelecek yıl kur ve enflasyon dinamikleri rezerv politikalarını doğrudan etkileyecek. Faiz indirimlerinin zamanlaması, sıcak para akımları ve altın fiyatlarının seyri belirleyici olacak. Enflasyon hedefindeki olası yukarı revizyonlar da mücadeledeki zorlukları teyit ediyor.

Bu gelişmeler ekonomi politikalarının etkinliğini sorgulatıyor. Rezerv rekoru altın sayesinde şişerken gerçek artışın sınırlı kalması, zararların ise hızla büyümesi dikkat çekici. Yeni yılda bu dengeler nasıl şekillenecek, herkesin merak ettiği bir süreç başlıyor.

Detaylar rezerv kompozisyonundan enflasyon beklentilerine kadar geniş bir yelpazede tartışılıyor. Altın etkisi olmadan rezerv tablosu, zarar rekoruyla birleşince ortaya karmaşık bir resim çıkıyor. Ekonomi aktörleri bu verileri yakından takip etmeye devam edecek.