Bölgesel dinamikler, Türkiye'nin iç siyasetini doğrudan etkileyen bir unsur haline geliyor. Son olaylar, sınır ötesi ilişkilerin ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Vatandaşlar, bu gelişmeleri "devlet ciddiyeti" bağlamında değerlendirirken, muhalefet baskıyı artırıyor. Bu tartışmalar, sadece bir ziyaretin ötesinde, yılların ittifak ve çatışma tarihini yansıtıyor. Adım adım, olayın detaylarını ve yankılarını inceleyelim.
Mesud Barzani'nin Şırnak Cizre'deki sempozyum ziyareti, korumalarının uzun namlulu silahlarla üniformalı görüntülenmesiyle tepki çekti. İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı, ancak Bakan Yerlikaya detay vermedi. Erdoğan, görüntüleri yorumlamazken, Barzani ofisinin Bahçeli'ye "kabul edilemez" tepkisine sert çıktı: "Hata düzeltilmeli." Ofis, "Türkiye'yle imzalanan protokole uygun" dese de, muhalefet "Protokolü yayınlayın" diyor. Dervişoğlu, "Devlet hassasiyeti ihlal edildi" derken, Davutoğlu "Ahlaksızlığa izin verenler hesap versin" çağrısı yaptı. Bu, 2014 Kobani olaylarındaki Barzani ziyaretlerini hatırlatıyor; o zaman da güvenlik protokolleri tartışılmış, ancak kamuoyu paylaşımı yapılmıştı. Bugün, Suriye'deki PKK bağlantılarıyla ilişkilendiriliyor ve "Mazlum Abdi'ye yol" iddiaları yükseliyor.
Muhalefet, bunu "devlet zayıflığı" olarak görüyor: "Cumhuriyet şehrinde yabancı ev sahibi gibi." İktidarın sessizliği, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'yle ittifakı koruma olarak okunuyor. 2016'daki Musul Operasyonu sonrası benzer ziyaretler yaşanmış, PKK karşıtlığı vurgulanmıştı. Bu olay, Kürt meselesinin bölgesel boyutunu güçlendiriyor ve iç tartışmalara malzeme sağlıyor. Protokolün şeffaflığı, 2023'te imzalanan benzer anlaşmaların aksine gizli kalıyor, bu da şüpheleri artırıyor.