İsrail—Hamas çatışmalarında gündemi belirleyen ana başlık, Gazze’de yürütülen ateşkes anlaşmasının kırılgan yapısı ve bunun arka planında yapılan diplomatik çabalar oldu. Serdar Cebe’nin moderatörlüğündeki yayında, ateşkesin bir barış anlaşmasından ziyade geçici ve çok kolay bozulan bir mutabakat olduğu vurgulanarak, sürecin ne denli hassas bir dengede sürdüğü ayrıntılarıyla ele alındı.
Yayın boyunca özellikle ateşkes anlaşmasının maddeleri tartışıldı. Hamas’ın silahsızlandırılması şartı üzerinde durularak, bazı maddelerin Hamas üyelerinin Gazze’de kalıp kalamayacağına dair karmaşıklıklar içerdiği belirtildi. Gazze’de süregelen çatışmaların, Hamas ile yerel örgütler ve aşiretler arasında da devam ettiğine dikkat çeken Cebe, yapının kırılganlığının yardımların aksamasına neden olduğunu belirtti. İsrail’in, ateşkes öncesinde Gazze’ye günlük minimum 600 tır yardım girmesi gerekirken bunun, şu an 200’ün altına düştüğü, insani krizin ağırlaştığı vurgulandı.
İsrail’in, yardım konusunda cesetlerin iadesi gibi şartlara bağlı kalmasındaki ısrarı, uluslararası kamuoyunda tartışma konusu haline geldi. Cebe, “Ateşkes sağlansa bile insanlar aç mı kalacak, bunun adı barış mı?” sorusunu dillendirerek, anlaşmanın insani boyutunun göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlattı. Yorumlarda; ateşkesin başarı getirmesinin zor olduğu, anlaşmaya imza atan ülkelerin katkılarının netleşmesinin beklendiği ifade edildi.
Türkiye’nin bu süreçte oynadığı diplomatik rol ise özel bir paranteze alındı. İbrahim Kalın’ın, hem İsrail hem de Hamas taraflarıyla yürüttüğü yoğun temaslar, İsrail basınında dahi övgüyle karşılandı. Programda, Hakan Fidan’ın yaklaşımının ise İsrail tarafından yeterli bulunmadığı, Amerika ve Beyaz Saray’ın ara buluculuk girişimlerinin zaman zaman krizi çözmek için devreye girdiği de aktarıldı.
Serdar Cebe, diplomasi trafiğinin spontane ve hızlı geliştiğini; Amerika’nın Beyaz Saray üzerinden tarafları arayıp Türkiye’den Hamas’ın ikna edilmesini talep ettiğini, bu noktada İbrahim Kalın’ın kritik pozisyonunun önümüzdeki aşamada daha da önem kazanacağını belirtti.
Sonuç olarak; Gazze’deki ateşkes, bölgenin hassas dengelerini ve uluslararası siyasetin karmaşık ilişkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor. İnsanların yaşadığı ağır acı, yardımların önündeki engeller ve Türkiye’nin diplomatik hamleleri, haberin her satırına toplumsal ve insani heyecan katıyor. Bu krizin gerçek çözümünün ise diplomasi ile insani yardımın samimi şekilde buluşmasından geçtiği açıkça ortaya konuyor.
            
            
                            
                            
                            



