Türkiye’nin ekonomik gündemi hiç olmadığı kadar hareketli. Asgari ücret için yapılan zam beklentileri her kesimde heyecan ve merak yaratırken, ülkenin dört bir yanında milyonlarca kişi yeni yılda geçerli olacak asgari ücrete dair gelecek açıklamaları yakından takip ediyor. Yüzde 25-30 zam oranının konuşulduğu bu günlerde, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, tartışmaları bambaşka bir boyuta taşıdı.
Fatih Erbakan, asgari ücretin 45 bin TL’ye çıkarılması gerektiğini ifade ederek, mevcut tablolarda sadece enflasyonun değil, büyümenin de asgari ücretliye yansıtılması gerektiğini savundu. Erbakan, çevresinden gelen işveren tepkilerine dikkat çekerek, devletin burada üzerine düşen büyük bir görev olduğunu belirtti. İşverenlere yük olmadan, kamudaki israf ve faize aktarılan devasa miktarların önemli bir kısmı ile bu adımın kolayca atılabileceğini vurguladı. Özellikle bir bakır madeninden tek bir holdinge aktarılan yüz milyarlarca liralık gelirlerle ilgili dikkat çekici örnekler verdi.
Erbakan, kamu-özel iş birliği projeleri, şehir hastaneleri ve vergi muafiyetleri gibi kalemlerdeki israfın önlenmesiyle, asgari ücretin 45 bin TL seviyesine çekilebileceğini ifade etti. Ayrıca yıllık olarak faize giden trilyonlarca liranın çok daha küçük bir kısmının bile işçilere ciddi bir refah artışı sağlayacağını belirtti. Erbakan’ın önerisinin altındaki hesaplamalarda, bağımsız kuruluşların yüzde 60, TÜİK’in ise %30’un biraz üstünde gösterdiği enflasyon verileri temel alınıyor; iki kurum arasında yapılan ortalama ise %45’ler seviyesine karşılık geliyor.
Olası bir %50’lik zam ile asgari ücretin 33 bin TL’yi bulacağına işaret eden Erbakan, yıllardır yalnızca enflasyon oranında yapılan zamların çalışanların ülke büyümesinden hak ettikleri payı almalarını engellediğini belirtti. Söz konusu önerinin temelinde ise yoksulluk sınırı hesabı var: İki asgari ücretlinin gelirinin toplamı, ailelerin yoksulluk sınırının üstünde olmalı; böylece evine iki asgari ücret giren bir hanenin herhangi birine muhtaç kalmadan hayatına devam edebilmesi hedefleniyor.
Fatih Erbakan’ın getirdiği çözüm önerisi ise çarpıcı: 45 bin TL’lik asgari ücretin maliyetini işveren ve devletin paylaşması. Aradaki 23 bin TL’lik artışın yarısını devlet üstlensin, kalan kısmı ise işveren tarafından karşılansın. Devasa boyutlara ulaşan faiz ve holding destek bütçelerinin kısmen kesilmesiyle, bu farkın devlet için kolaylıkla karşılanabileceği üzerinde duruluyor.
Görüşler, sosyal medyada ve iş dünyasında gündemi belirledi. Masadaki bu iddialı rakam, yeni zam pazarlıklarında önemli bir mihenk taşı olacak gibi görünüyor. Çalışanlar ve işverenler, devletin ekonomide adil paylaşım ve refah artışı için atacağı adımları artık daha büyük bir dikkatle izliyor.




