Avrupa'nın en büyük ekonomilerinden biri olan Almanya'da, milyonlarca çalışanın hayatını doğrudan etkileyecek olan asgari ücret zammı kararı, beklenmedik bir hukuki tartışmanın merkezine oturdu. Ülkenin en önemli sosyal politika mekanizmalarından biri olan Asgari Ücret Komisyonu'nun 2026 ve 2027 yılları için belirlediği yeni oranlar, bazı hukukçular tarafından "yasaya aykırı" olduğu gerekçesiyle sert eleştirilere maruz kaldı. Bu iddialar, sadece ücret artışının miktarını değil, aynı zamanda kararın hukuki geçerliliğini de tehlikeye atarak, asgari ücretle çalışanların maaşlarının düşük yatma riskiyle karşı karşıya kalabileceği endişesini doğurdu.
Alman kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu tartışma, asgari ücretin belirlenme sürecindeki şeffaflık ve yasalara uygunluk konularını yeniden gündeme taşıdı. Asgari Ücret Komisyonu'nun bağımsız bir yapı olmasına rağmen, aldığı kararın yasal ölçütlere uymadığı yönündeki güçlü itirazlar, sürecin yargıya taşınma ihtimalini ortaya çıkardı. Bu durum, hem işçi hem de işveren kesiminde belirsizliğe yol açarken, hükümetin kararı onaylamış olmasına rağmen, hukuki sürecin sonucunun ne olacağı merakla bekleniyor.
Hukukçulardan Şok İddia: "Komisyon Önerisi Hükümsüz Sayılmalı"
Tartışmanın fitilini ateşleyen açıklama, Tübingen Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Prof. Christian Picker'dan geldi. Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ)'a konuşan Prof. Picker, Asgari Ücret Komisyonu'nun, Asgari Ücret Yasası'nda (Mindestlohngesetz) belirtilen referans ölçütleri ihlal ettiğini savundu. Picker'a göre, yasa komisyonu ücret artışını belirlerken toplu sözleşmelerdeki gelişmeleri esas almaya zorluyor. Ancak komisyon, bunun yerine tam zamanlı çalışanların medyan ücretinin yüzde 60'ına dayanan bir hesaplama yöntemi kullandı.
Prof. Picker, bu durumu açıkça ifade ederek, "Komisyon önerisi üstün normlara aykırı, bu nedenle hükümsüz sayılmalı" ifadesini kullandı. Bu ciddi hukuki değerlendirme, komisyonun belirlediği iki yıllık ücret artışının yasalara göre yetersiz olduğu ve "yasaya aykırı kriterlerin" kullanıldığı iddiasını güçlendirdi.
Belirlenen Saatlik Ücretler ve Siyasi Hedefler
Asgari Ücret Komisyonu'nun yaz aylarında aldığı karara göre, Almanya'da saatlik asgari ücret, 2026 yılında 13,90 Euro'ya, 2027 yılında ise 14,60 Euro'ya çıkarılacak. Geçtiğimiz hafta Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan bu kararın, hükümetin bazı ortaklarının siyasi hedeflerinin gerisinde kalması da tartışmaları derinleştirdi. Özellikle iktidar ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD), seçim kampanyasında saatlik asgari ücret hedefini 15 Euro olarak açıklamıştı. Komisyonun kararı, bu siyasi hedefin altında kalmasıyla da eleştirilere neden oldu.
|
Yıl |
Saatlik Brüt Asgari Ücret (Euro) |
|
2026 (Planlanan) |
13,90 |
|
2027 (Planlanan) |
14,60 |
|
SPD Seçim Hedefi |
15,00 |
Süreç Yargıya Taşınabilir: Şirketler Ödeme Yapmayabilir
Prof. Picker'ın hukuki değerlendirmesi, asgari ücret zammı sürecinin seyrini tamamen değiştirebilecek bir potansiyele sahip. Uzmanlar, bu değerlendirmenin yargıya taşınması durumunda, açılacak bir davanın komisyonun hesaplama yönteminin ve hükümetin onay kararının yasal geçerliliğini test edeceğini belirtiyor.
Bu hukuki belirsizlik, iş dünyası için de önemli sonuçlar doğurabilir. Eğer mahkeme, komisyonun kararını yasaya aykırı bulursa, şirketlerin yeni asgari ücret oranlarını ödeyip ödemeyeceği de mahkeme kararına bağlı hale gelebilir. Bu durum, asgari ücretle çalışan milyonlarca kişinin maaşlarının düşük yatması veya ödeme konusunda gecikmeler yaşanması gibi ciddi mağduriyetlere yol açabilir.
Almanya'da asgari ücretin belirlenmesi, doğrudan siyasetçiler tarafından değil, işçi ve işveren temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Komisyonu tarafından yapılıyor. Ancak bu son tartışma, komisyonun bağımsızlığı, kararlarının hukuki sınırları ve hükümetin bu kararlar üzerindeki etkisi konularındaki tartışmaları yeniden alevlendirmiştir. Asgari ücret zammının hukuki akıbeti, önümüzdeki günlerde Almanya'nın en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam edecektir.