Siyasi arenada hareketlilik hiç durmuyor. Özellikle son dönemde uluslararası mahkemelerin aldığı kararlar ve iç hukuk yollarındaki tartışmalar, birçok kişiyi yakından ilgilendiriyor. Bu süreçler, adalet arayışının ne kadar önemli hale geldiğini bir kez daha gösteriyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bazı davalara öncelik verme kararı, iç hukuk yollarının etkinliği konusunda yeni soru işaretleri doğuruyor. Özellikle "etkisiz iç hukuk yolu" kavramı öne çıkıyor; bu durum, hak ihlallerinin giderilmesinde yerel mekanizmaların yetersiz kaldığı durumlarda devreye giriyor. Bu kararlar, siyasi motivasyonlu olduğu iddia edilen soruşturmaların yıllarca sürmesi, binlerce sayfalık iddianameler hazırlanması ve uzun tutukluluk süreleri gibi uygulamaları da gündeme getiriyor. Medya üzerinden yürütülen tartışmaların yargı süreçlerini etkilemesi, toplumda güven sorununa yol açıyor.
2026 yılı, yargı takviminde oldukça yoğun geçecek gibi görünüyor. Özellikle büyükşehir belediye başkanlarını ilgilendiren davalar dikkat çekici. Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili ana dava, 40. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek ve duruşma tarihi 9 Mart 2026 olarak belirlenmiş. Dava dosyası yaklaşık 4.000 sayfa ve özel bir heyet oluşturulmuş; bu durum, adil yargılanma ilkesi açısından tartışma yaratıyor çünkü anayasal kurallara göre suç tarihi itibarıyla mevcut mahkemelerin görevli olması gerekiyor. Aynı kişinin diploma soruşturması ve belediye girişimleri gibi diğer dosyaları da devam ediyor.
Belediye düzeyinde başka soruşturmalar da hız kazanmış durumda. Adana Belediye Başkanı'na yönelik davalar, Antalya, Beykoz ve Avcılar belediye başkanlarını kapsayan bireysel incelemeler gündemde. Ayrıca, organize suç iddialarıyla bağlantılı dosyalar da yakından takip ediliyor. Milletvekillerinden gazetecilere uzanan geniş bir yelpazede davalar sürüyor; örneğin milletvekili dokunulmazlığı ve ifade özgürlüğüyle ilgili süreçler, anayasal kararların uygulanmaması nedeniyle eleştiriliyor.
Gazetecilik alanında da önemli gelişmeler var. Espiyonaj suçlamalarıyla yürütülen soruşturmalar, 2026'nın ana gündem maddelerinden biri olacak. Gezi Parkı olaylarıyla bağlantılı davalarda ise yeni umut verici adımlar beklenmiyor; mevcut kararların uygulanmasında tıkanıklıklar devam ediyor.
Öte yandan, uyuşturucu operasyonları ve para aklama iddiaları da yargı gündemini meşgul ediyor. Son dönemde televizyon kanalı yöneticilerinin tutuklanması gibi olaylar, bu dosyaların ne kadar karmaşık olduğunu gösteriyor. Cinayet soruşturmaları da unutulmamalı: Narin olayında Yargıtay incelemesi, Rojin Kabay dosyasında cinayet şüphesi, Fatih Acıacı ve Yiğit Cama cinayetlerinde kovuşturma aşamasına geçiş bekleniyor. Ayrıca, Kartalkaya'daki trajik olay ve otel odasında hayatını kaybeden aileyle ilgili incelemeler, deprem sonrası ihmal iddialarıyla birleşiyor.
Yargı reformu tartışmalarında ise 11. Yargı Paketi öne çıkıyor. Bu paket, 2023 öncesi suçlarda denetimli serbestlik süresini uzatıyor; 1 yıldan 4 yıla, hatta bazı durumlarda 6 yıla çıkarıyor. Bu değişiklikler, 12 yıl altındaki cezaların fiilen infaz edilmemesi anlamına geliyor ve af niteliği taşıdığı için eleştiriliyor. Kamu vicdanını zedeleyen bu yaklaşım, suçluların serbest kalıp tekrar suç işlemesi gibi vakaları artırıyor. Deprem mağdurları için olumlu adımlar atılmaya çalışılırken, müteahhitleri koruyan düzenlemeler tepki çekiyor. Cezasızlığın önlenmesi için daha etkin mekanizmalar gerektiği vurgusu yapılıyor.
Tüm bu gelişmeler, toplumun yargı bağımsızlığına olan güvenini doğrudan etkiliyor. Siyasi davaların uzun sürmesi, anayasal kararların uygulanmaması ve medya linçlerinin yargıyı gölgelemesi, adalet duygusunu zedeliyor. Vatandaşların bu süreçleri yakından takip etmesi, güvenin yeniden inşa edilmesi için şart gibi görünüyor. 2026, sadece davalarla değil, yargı sisteminin genel değerlendirmesiyle de hatırlanacak bir yıl olabilir.
Bu yoğun gündem, önümüzdeki aylarda daha da kızışacak gibi duruyor. Her yeni gelişme, siyasi dengeleri ve kamuoyunu etkilemeye devam edecek. Adalet arayışının temel ihtiyaçlar kadar önemli hale geldiği bir dönemde, bu dosyaların nasıl sonuçlanacağı büyük merak konusu.




