Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 101. yıldönümüne çok kısa bir süre kala, Türk savunma sanayiinde tarihi bir dönüm noktası yaşandı. 29 Ekim 2025'te, yani Cumhuriyet Bayramı'nda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine ilk Altay ana muharebe tankları teslim edildi. Bu an, Türkiye'nin yüz yıllık milli tank hayalının gerçeğe dönüştüğü tarih olarak kayıtlara geçti.
Altay tankının hikayesi, Türkiye'nin savunma alanında bağımsızlık arayışının simgesi niteliğinde. Projenin başlangıcında Alman Leopard tanklarının teknolojisi ve motorlarıyla ortak üretim planlanırken, Almanya'nın Türkiye'nin Suriye'deki askeri operasyonları nedeniyle bu işbirliğinden çekilmesi üzerine alternatif çözümler arandı. Bu süreçte Güney Kore ile yapılan anlaşma sayesinde, Hyundai şirketi Altay tanklarının kalbi konumundaki 1500 beygir gücündeki DV27K dizel motorları sağladı.
BMC şirketinin koordinasyonunda gerçekleştirilen proje kapsamında, toplamda 250 adet Altay tankının üretilmesi planlanıyor. İlk aşamada 85 tankın Kore menşeli motorlarla teslim edilmesi hedeflenirken, 2028 yılından itibaren Türkiye'nin yerli BATU güç grubu ile donatılmış Altay T2 versiyonlarının devreye alınması planlanıyor. Yıllık 96 adet üretim kapasitesine sahip olan tesislerde, bu hızla tamamlanacak.
Altay tankının teknik özellikleri, sınıfındaki en gelişmiş sistemlerden biri olduğunu gösteriyor. 65 ton ağırlığında olan tank, 10.3 metre uzunluğa, 3.9 metre genişliğe ve 3.1 metre yüksekliğe sahip. İçinde 4 kişilik mürettebat bulunan tankın maksimum hızı 65 kilometre, arazi hızı ise 45 kilometre. 120 milimetre ana silahı ve 40 adet mühimmat kapasitesiyle harp sahasındaki etkinliği en üst seviyede.
Tankın koruma sistemleri gerçekten etkileyici. Kompozit, reaktif ve kafes zırh çözümleri bir arada kullanılarak düşük ağırlıkta yüksek koruma sağlanıyor. Ayrıca aktif koruma sistemi (APS) ile gelen tehditler daha etkisiz hale getiriliyor. MKE tarafından üretilen tank mühimmatları ile tam uyumlu çalışan sistem, harp sahasında belirlenen hedefleri yüksek isabet oranıyla vurabiliyor.
Hyundai Rotem'in tasarım desteği ve teknoloji transferi ile BMC'nin üretimi altında gerçekleştirilen bu proje, Türkiye'nin savunma sanayisinde ulaştığı seviyenin en önemli göstergesi. Tankın içindeki tüm sistemler, ateş kontrol mekanizmaları, iletişim sistemleri ve hedefleme ekipmanları en son teknoloji standartlarında tasarlandı.
Türk Kurtuluş Savaşı'nda 5. Süvari Kolordusu'nu komuta eden ve Atatürk tarafından "Altay" soyadı verilen Fahrettin Altay'dan esinlenerek adlandırılan bu tank, modern süvarinin adeta dijital versiyonu. Tanklar, günümüzün en güçlü muharebe araçları olarak kabul ediliyor ve dünyada sadece birkaç ülke tarafından geliştirilebiliyor.
Üretim tesislerinde gerçekleştirilen törenle birlikte, Altay tankları artık Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine resmen dahil edildi. Bu teslimat, Türkiye'nin 50 yıldır ilk kez tamamen kendi topraklarında geliştirilen ve üretilen ana muharebe tankına sahip olması anlamına geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da belirttiği gibi, her ay sekiz adet Altay tankının üretilmesi hedefleniyor ve beş yıl içinde 250 tankın TSK'ya teslim edilmesi planlanıyor.
Savunma uzmanları, Altay'ın dünyadaki en gelişmiş tanklardan biri olduğunu belirtiyor. Tankın aktif koruma sistemi, kompozit zırh teknolojisi ve ileri seviye ateş kontrol sistemleri sayesinde, Alman Leopard ve Amerikan Abrams tanklarıyla yarışacak kapasitede. Özellikle aktif koruma sistemi sayesinde gelen tankavcı füzeleri ve diğer tehditler etkisiz hale getirilebiliyor.
İlerleyen yıllarda yerli BATU güç grubuna geçiş ile Altay tankının tamamen Türk mühendisliği ürünü olması hedefleniyor. Bu dönüşüm tamamlandığında, Türkiye dünyada çok az sayıda ülkenin sahip olduğu tamamen yerli tank üretim kapasitesine sahip olacak. BMC şirketinin koordinasyonu ile yürütülen proje, Türk savunma sanayisinin büyük başarı hikayelerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Bu tarihi gelişme, Türkiye'nin savunma alanındaki bağımsızlık mücadelesinde önemli bir milat olmasının yanı sıra, ekonomik ve teknolojik açıdan da büyük bir başarı olarak değerlendiriliyor. Türkiye'nin 100 yıllık hayali olan milli tank projesi, artık somut bir gerçeklik olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gücüne güç katmaya başladı.