Gerçek Gündem Haberleri

Aksaray Demiryolu İhalesinde Yandaşlara 146 Milyar TL Akıyor İddiası

Aksaray'ı Mersin'e bağlayacak dev demiryolu projesinde şeffaflık skandalı! CHP'li Ulaş Karasu, ihalelerin Rönesans, Fernas ve Taş Yapı'ya peşkeş çekildiğini iddia ediyor. 192 km'lik hat için 146 milyar TL'lik usulsüzlük mü gizleniyor? Detaylar burada, gerçekler ortaya çıkıyor!

Aksaray-Ulukışla-Yenice Yüksek Hızlı Tren Demiryolu Hattı projesi, Türkiye'nin ulaşım altyapısını dönüştürme vaadiyle yola çıkmıştı. Ancak son gelişmeler, bu 192 kilometrelik hattın inşaat ihalelerinde ciddi yolsuzluk iddialarını gündeme getirdi. Toplam maliyeti 146 milyar Türk Lirası'nı bulan projenin üç etaplı ihale süreci, iktidara yakın şirketlerin lehine döndüğü yönünde güçlü eleştirilere maruz kalıyor. Özellikle CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu'nun açıklamaları, demiryolu raylarının "yandaşlara" döşendiği tezini pekiştiriyor. Bu hat, Aksaray'ı Mersin ve İskenderun limanlarına bağlayarak lojistik akışını hızlandırmayı hedeflese de, ihale usullerindeki şüpheler projenin geleceğini gölgeliyor.

Projenin ilk etabı, 16 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirilen teklif toplama sürecinin ardından Rönesans İnşaat'ın alt şirketi REC'e en düşük teklif olarak 47 milyar 753 milyon 102 bin Türk Lirası bedelle verildi. Bu etap, hattın temel altyapısını kapsıyor ve hızlı tren standartlarında ray döşeme çalışmalarını içeriyor. REC'in bu ihaleyi alması, şirketin son yıllarda kamu projelerinden aldığı payı bir kez daha artırdı. Rönesans Holding bünyesindeki bu alt şirket, 2018 yılından beri toplamda 105 milyar lirayı aşan kamu ihalesi bedeliyle dikkat çekiyor. Eleştirmenler, bu tür devasa projelerin rekabetsiz ortamda nasıl dağıtıldığını sorgularken, REC'in hızlı büyümesi iktidar bağlantılarını akla getiriyor.

Ancak asıl tartışma, henüz ihalesi yapılmayan ikinci ve üçüncü etaplarda patlak verdi. Ulaş Karasu, bu etapların da önceden belirlenmiş şirketlere verileceğini iddia ederek, "ikinci etap ihalenin AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'nun şirketi Fernas'a 68 milyar Türk Lirası'na verileceğini" öne sürdü. Fernas İnşaat, Nasıroğlu'nun milletvekilliği döneminden beri kamu ihalelerinde sıkça adı geçen bir firma. 2011 yılından itibaren yaklaşık 60 milyar liralık ihale kazanan Fernas, bu projeyle bir kez daha büyüme fırsatı yakalayacak gibi görünüyor. Üçüncü etap ise, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na "çete üyesi" ithamında bulunan Emrullah Turanlı'nın şirketi Taş Yapı'ya 30 milyar Türk Lirası bedelle aktarılacağı yönünde iddialarla çalkalanıyor. Taş Yapı, 2011'den beri kamudan 100 milyar lirayı aşkın ihale bedeli elde etmiş bir oyuncu olarak, bu tür projelerde deneyimli bir profil çiziyor.

Bu iddialar, ihale sürecinin "Pazarlık 21-B" usulüyle yürütüleceğini duyurmasıyla daha da karmaşık hale geliyor. Dış finansman destekli ihaleler, önceki yıl Danıştay tarafından iptal edilmişti. Şimdi yeniden gündeme gelen bu usul, sınırlı sayıda firmanın pazarlık yapmasını öngörüyor. Karasu, bu durumu "danışıklı dövüş" olarak nitelendirerek, "Malum şirketlerle güya 21-B üzerinden pazarlık edilecek. Alacakları fiyat bile belli, her şey kılıfına uyduruluyor. Rekabet yok, şeffaflık yok" dedi. Ayrıca, inşaat firmaları tarafından savcılığa yapılmış suç duyurularının da mevcut olduğunu belirten Karasu, sürecin yargı önünde hesap vereceğini vurguladı. Bu suç duyuruları, ihale şartlarındaki usulsüzlükleri ve rekabetin engellendiğini belgeleyen delillerle dolu dosyalar olarak biliniyor.

Demiryolu projesinin stratejik önemi yadsınamaz. Aksaray'dan başlayarak Ulukışla ve Yenice'ye uzanan hat, Orta Anadolu'yu Akdeniz limanlarına entegre ederek yük taşımacılığını %30 oranında hızlandırmayı vaat ediyor. Proje kapsamında, yüksek hızlı tren altyapısı için özel raylar, sinyalizasyon sistemleri ve tünel çalışmaları yer alıyor. Ancak eleştirmenler, bu devasa bütçenin nasıl harcandığının kamuoyuna şeffaf bir şekilde açıklanmadığını belirtiyor. İhale zengini olarak anılan üç şirketin –Rönesans/REC, Fernas ve Taş Yapı– toplamda yüz milyarlarca liralık kamu kaynağına erişimi, yandaş firmaların devlet ihalelerini domine ettiği tezini güçlendiriyor. Fernas'ın sahibi Ferhat Nasıroğlu'nun AKP milletvekili olması, Taş Yapı'nın patronu Emrullah Turanlı'nın ise siyasi figürlere yönelik sert çıkışlarıyla tanınması, bu bağlantıları daha da görünür kılıyor.

Ulaş Karasu'nun açıklamaları, sadece bu proje ile sınırlı kalmıyor; genel olarak kamu ihalelerindeki şeffaflık eksikliğini hedef alıyor. "Bu konuda savcılığa inşaat firmaları tarafından yapılmış suç duyuruları da var" diyen Karasu, iptal edilen Danıştay kararının neden görmezden gelindiğini sorguluyor. Projenin ikinci etabı, hattın orta kısmını kapsarken, üçüncü etap Yenice'ye varış noktalarını içeriyor. Her iki etap da, toplam bütçenin kalan 98 milyar lirasını temsil ediyor. Eğer iddialar doğruysa, bu dağılım kamu kaynaklarının belirli bir gruba aktarılması anlamına gelebilir. CHP'li vekil, rekabetin yokluğunu vurgulayarak, "Dış finansman destekli ihale, önceki yıl Danıştay tarafından iptal edildi, şimdi yeniden yapılıyor" diye ekledi.

Tarihsel bağlamda, Aksaray-Ulukışla-Yenice hattı, Türkiye'nin demiryolu ağını genişletme planlarının bir parçası. 2000'lerin başından beri planlanan bu proje, son yıllarda hız kazandı. Ancak ihale süreçlerindeki gecikmeler ve iptaller, projenin maliyetini şişirdi. Danıştay'ın önceki iptal kararı, dış finansman koşullarının yeterince denetlenmediğini ortaya koymuştu. Yeniden başlatılan süreçte, "Pazarlık 21-B" usulü, geniş katılımlı açık ihalelerin aksine sınırlı bir pazarlık alanı yaratıyor. Bu da, eleştirmenlere göre, fiyatların şişirilmesine ve belirli firmaların ön plana çıkarılmasına zemin hazırlıyor.

Şirket profillerine yakından bakıldığında, Rönesans Holding'in uluslararası ölçekte büyümesi dikkat çekici. REC alt şirketi, sadece bu ihaleyle değil, benzer altyapı projeleriyle de adından söz ettiriyor. Fernas İnşaat ise, Nasıroğlu'nun siyasi kariyeriyle paralel bir yükseliş grafiği çiziyor. Taş Yapı'nın ise, Turanlı'nın medyatik çıkışları –örneğin, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Ekrem İmamoğlu hakkında "çete üyesi" suçlamaları– kamuoyunda tartışma yaratıyor. Bu üç firmanın toplam ihale hacmi, 265 milyar lirayı aşıyor ve bu rakam, demiryolu sektöründeki hakimiyetlerini gösteriyor.

Projenin tamamlanmasıyla, Aksaray ekonomisi lojistik merkez haline gelebilir. Mersin ve İskenderun limanlarına bağlanan hat, tarım ve sanayi ürünlerinin ihracatını kolaylaştıracak. Ancak, ihale skandalları bu potansiyeli riske atıyor. Kamu denetim mekanizmalarının devreye girmesi, şeffaflık için kritik. Ulaş Karasu'nun çağrısı, yargının bu dosyaları derinlemesine incelemesi yönünde. Eğer iddialar kanıtlanırsa, bu sadece bir demiryolu projesi olmanın ötesinde, kamu ihalelerinin genel yapısını sarsabilir.

Sonuç olarak, Aksaray-Ulukışla-Yenice YHT Demiryolu Hattı, Türkiye'nin geleceği için umut vaat ederken, ihale süreçlerindeki gölgeler güveni zedeliyor. 146 milyar liralık bütçe, raylarla birlikte yandaşlara mı döşenecek? Bu soru, kamuoyunun gündeminde kalmaya devam edecek. Şeffaflık ve adalet talebi, projenin gerçek başarısını belirleyecek unsurlar arasında yer alıyor.