Gerçek Gündem Haberleri

Ahmet Özer Tahliye Oldu: Esenyurt Adaletine Zafer!

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in şok tahliye kararı Türkiye'yi salladı! Aziz İhsan Aktaş suç örgütü soruşturmasında adalet yerini buldu mu? Ekrem Açıkel'in Halk TV'deki çarpıcı tartışmaları, Özer'in cezaevi önü sözleri ve siyasi yankılar... Detaylar merakınızı fethedecek, hemen okuyun!

Esenyurt'un eski belediye başkanı Ahmet Özer, aylardır süren hukuki mücadelesinde büyük bir dönüm noktasına ulaştı. 11 Kasım 2025'te İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tensip kararıyla tahliye edilen Özer, "Aziz İhsan Aktaş suç örgütü" soruşturması kapsamında özgürlüğüne kavuştu. Bu karar, sadece Özer'in avukatları tarafından değil, kamuoyunun geniş kesimleri tarafından da yakından takip edilen bir gelişmeydi. Görevden alınmasının ardından tutuklu yargılanan Özer'in serbest bırakılması, yerel yönetimlerdeki siyasi gerilimleri yeniden gündeme taşırken, adalet sistemine dair umutları da yeşertti.

Tahliye süreci, Özer'in avukatı Hüseyin Ersöz tarafından ilk olarak duyuruldu. Ersöz, mahkemenin kararını açıklarken, müvekkilinin masumiyetinin bir kez daha tescillendiğini vurguladı. Karara göre, Özer'in İstanbul dışına çıkma yasağı kaldırıldı ancak yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirleri kapsamında devam ediyor. Bu detay, Özer'in özgürlüğünün kısmi bir zafer olduğunu gösteriyor; zira mahkeme, soruşturmanın devam ettiği gerekçesiyle tam bir serbestlik sağlamadı. Özer, Silivri Cezaevi'nden çıkış yaparken kalabalık bir destekçi grubu tarafından karşılandı. Cezaevi kapısında yaptığı ilk açıklamada, "Bu karar, sadece benim değil, tüm Esenyurt halkının zaferidir. Adalet er ya da geç tecelli eder, ben de bu inançla mücadele ettim" diyerek duygusal anlar yaşattı. Destekçileri arasında CHP'li yöneticiler ve yerel halkın temsilcileri de yer alıyordu, ki bu da olayın siyasi boyutunu pekiştiriyordu.

Bu tahliye, Aziz İhsan Aktaş suç örgütü soruşturmasının karmaşık yapısını bir kez daha gözler önüne serdi. Soruşturma, organize suç iddialarını merkeze alırken, Özer'in belediye başkanı olarak yürüttüğü projelerin bu iddialarla ilişkilendirilmesi eleştirilere yol açmıştı. Uzmanlara göre, soruşturma kapsamında yüzlerce şüpheli gözaltına alınmış, ancak delil yetersizliği nedeniyle birçok dosya düşmüştü. Özer'in durumunda da benzer bir tablo yaşandı; mahkeme, mevcut delillerin tahliyeye engel oluşturmadığını belirterek, Özer'in tutuksuz yargılanmasına hükmetti. Bu karar, Türkiye'deki benzer soruşturmalarda sıkça karşılaşılan "tutukluluk halinin tedbir niteliğini aşmaması" ilkesine dayanıyordu. Hukuk çevreleri, bu gelişmenin diğer siyasi davalara emsal teşkil edebileceğini değerlendiriyor. Örneğin, son aylarda benzer suç örgütü iddialarıyla karşı karşıya kalan diğer belediye başkanlarının dosyalarında da benzer tensip kararları bekleniyor.

Halk TV'de Ekrem Açıkel'in sunduğu "Halkın Haberi" programında, tahliye haberi anbean takip edildi ve geniş bir tartışma zemini oluştu. Açıkel, programı açarken, "Bugün adaletin sesi biraz daha yükseldi. Ahmet Özer'in tahliyesi, sadece bir bireyin değil, demokrasimizin bir kazanımı" diyerek izleyicilere seslendi. Programa konuk olan CHP İstanbul Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Özer'in mücadelesini "yerel demokrasiye darbe girişimi" olarak nitelendirdi. Hakverdi, "Esenyurt gibi büyük bir ilçede halkın iradesini hiçe sayan bu süreç, artık son bulmalı. Özer'in göreve dönmesi için elimizden geleni yapacağız" diye konuştu. Tartışma sırasında, gazeteci Barış Yarkadaş da katıldı ve soruşturmanın arka planını aydınlattı. Yarkadaş, "Aziz İhsan Aktaş örgütü iddiaları, yıllardır siyasi rakipleri sindirme aracı olarak kullanıldı. Özer'in tahliyesi, bu oyunun bozulduğunu gösteriyor" diyerek, olayın ulusal ölçekte yankılarını vurguladı.

Programın ilerleyen bölümlerinde, Özer'in Esenyurt'taki belediyecilik vizyonu masaya yatırıldı. Esenyurt, İstanbul'un en kalabalık ilçelerinden biri olarak, sosyal konut projeleri, altyapı yatırımları ve eğitim hamleleriyle Özer döneminde dikkat çekmişti. Tahliye öncesi, Özer'in görevden alınması belediye meclisinde kayyum atamalarına yol açmış, bu da hizmetlerde aksamalara neden olmuştu. Açıkel, stüdyoda bu konuyu ele alırken, "Esenyurt halkı, Özer'i yeniden seçmek için sandıkta iradesini ortaya koydu. Şimdi mahkeme de bunu onayladı mı?" sorusunu yöneltti. Konuklar, Özer'in göreve iade edilmesi için İçişleri Bakanlığı'na yapılacak başvuruların hızlandırılması gerektiğini savundu. Bu kısımda, Esenyurt sakinlerinden gelen canlı bağlantılarda, "Başkanımız suçsuzdu, biz biliyorduk. Hoş geldin Ahmet Abi!" gibi samimi ifadeler duyuldu, ki bu da programın halkın nabzını tutan yapısını ortaya koydu.

Tahliyenin siyasi yansımaları da programda derinlemesine incelendi. CHP Genel Merkezi'nden gelen açıklamalarda, Özer'in durumu "siyasi tutsaklık" olarak tanımlanmıştı. Parti sözcüsü, "Bu karar, hukukun üstünlüğüne inanan herkes için bir umut ışığı" demişti. Öte yandan, AK Parti cephesinden sessiz bir kabulleniş gözlemlendi; zira soruşturmanın İçişleri Bakanlığı bağlantıları, hükümet kanadında hassasiyet yaratıyordu. Analistler, bu gelişmenin 2029 yerel seçimleri öncesi muhalefete moral verdiğini belirtiyor. Esenyurt'un demografik yapısı –ki nüfusu 1 milyonu aşan bir ilçe– onu stratejik bir kale yapıyor. Özer'in tahliyesi, muhalefetin bu kalede yeniden güçlenmesini sağlayabilir. Programda, Açıkel bu noktayı "Siyaset, mahkeme salonlarında değil, halkın vicdanında kazanılır" sözleriyle özetledi.

Güncel araştırmalara göre, Türkiye'de benzer soruşturmalar son iki yılda yüzde 30 oranında artmış durumda. Adalet Bakanlığı verileri, organize suç dosyalarının tahliye oranlarının yükseldiğini gösteriyor; bu da delil standartlarının sıkılaştırıldığını işaret ediyor. Özer davası, bu trendin bir örneği olarak öne çıkıyor. Hukuk profesörü Dr. Ayşe Odman, yakın tarihli bir analizinde, "Tutukluluk, suçun değil, siyasi baskının aracı olmamalı. Özer'in tahliyesi, Yargıtay içtihatlarıyla uyumlu bir adım" yorumunu yapmıştı. Bu bağlamda, Özer'in davası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'ye yönelik benzer eleştirilerine de yanıt niteliği taşıyor. AİHM, son raporunda, Türkiye'deki ön tutukluluk sürelerini "aşırı" bulduğunu belirtmişti.

Özer'in tahliyesinin Esenyurt'a somut etkileri de hızla hissedilmeye başlandı. İlçe sakinleri, sosyal medyada #ÖzerSerbest kampanyasını yeniden canlandırdı; binlerce paylaşım, Özer'in projelerine duyulan özlemi yansıtıyordu. Belediye meclis üyeleri, Özer'in iade talebi için acil toplantı çağrısı yaptı. Bu süreçte, Özer'in ailesi de ilk kez konuştu: Eşi, "Ailece zor günler geçirdik, ama inancımız hep tamdı. Artık normal hayata dönüyoruz" diyerek rahatlama ifadesi kullandı. Programın kapanışında, Açıkel izleyicilere, "Halkın haberi, adaletin haberi. Ahmet Özer'in hikayesi bitmedi, devamı gelecek" diyerek veda etti.

Bu olay, Türkiye'nin yargı-siyaset ilişkisini bir kez daha sorgulatıyor. Özer gibi figürlerin mücadelesi, yerel demokrasinin ne kadar kırılgan olabileceğini gösterirken, tahliye gibi kararlar umut tohumları ekiyor. Esenyurt'un sokaklarında, Özer'in posterleri yeniden asılmaya başlandı; halk, "Başkanımız geri dönecek" sloganlarıyla moral topluyor. Gelecek günlerde, Özer'in göreve dönme davası ve soruşturmanın seyri, gündemin sıcak maddeleri arasında kalacak. Adaletin terazisi, bir kez daha tartılacak; ve bu tartıda, halkın sesi en ağır basan unsur olmaya devam edecek.

Makalenin bu noktasında, olayın ekonomik boyutuna da değinmek gerekiyor. Esenyurt'un bütçesi, Özer döneminde sosyal yardımlara ayrılmıştı; tahliye sonrası, bu yardımların kesintiye uğraması eleştirilmişti. Uzmanlar, ilçenin 2025 bütçesinde 500 milyon TL'lik bir açık olduğunu belirtiyor. Özer'in dönüşü, bu açığın kapatılmasında kilit rol oynayabilir. Programda tartışılan bir diğer nokta, benzer davalardaki usulsüzlüklerdi: Konuk avukat Ersöz, "Soruşturma dosyalarında delil zinciri kopuk. Bu, sistematik bir sorun" diyerek uyarıda bulundu.

Sonuç olarak, Ahmet Özer'in tahliyesi, 11 Kasım 2025'in en çarpıcı haberlerinden biri olarak tarihe geçti. Halk TV'deki bu canlı yayın, olayın nabzını tutarken, izleyicilere hem bilgi hem de ilham verdi. Türkiye, bu tür gelişmelerle adalet arayışını sürdürüyor; ve her tahliye, yeni bir sayfa açıyor. Esenyurt'un geleceği, Özer'in omuzlarında şekillenecek gibi görünüyor – halkın iradesi, mahkeme kararlarıyla birleşince.