Dünya

Afgan-Pakistan Sınırında Savaş Alarmı!

Orta Asya'da tansiyon zirvede: Durand Hattı'nda patlayan çatışmalar, orduları teyakkuza geçirirken, iki nükleer güç arasında felaket kapıda – gizli misillemeler, ağır kayıplar ve diplomatik çaresizlik, yeni bir savaşın ilk sinyalleri mi?

Orta Asya'nın tozlu sınır hatlarında, yıllardır süren sessiz gerilimler birdenbire alevleniyor ve dünya nefesini tutmuş izliyor. Afganistan ve Pakistan gibi iki devletin, komşuluk ilişkilerinin ötesinde, tarihsel kinlerle dolu bir sınırda karşı karşıya gelmesi, zaten kırılgan olan bölgesel dengeleri sarsıyor. Taliban yönetimindeki Kabil ile İslamabad arasındaki bu çekişme, sadece yerel bir mesele değil; zira her iki ülke de nükleer cephaneliklere sahip güçler ve bir kıvılcım, tüm kıtayı ateşe atabilir. Son günlerdeki haberler, bu korkuyu gerçeğe dönüştürüyor gibi; ama asıl detaylar, çatışmaların nasıl yeniden patlak verdiğini ve orduların nasıl alarm zillerini çaldığını anlamak için biraz daha yakından bakmak gerekiyor. Bu, sadece bir sınır olayı mı, yoksa yeni bir savaşın habercisi mi?

Durand Hattı, 1893'te çizilen ve hâlâ tanınmayan o hayali çizgi, yıllardır kanla sulanmış bir sınır. İngiliz sömürgeciliğinin mirası olan bu hat, Peştun kabilelerini ikiye bölerken, iki ülkeyi de sürekli bir gerginlik içinde tutuyor. Geçen hafta, bu hattın yakınlarında yaşanan ilk çatışmalar, adeta bir uyarı gibiydi; ama şimdi, 14 Ekim 2025 itibarıyla işler kontrolden çıkmış durumda. Kabil merkezli Tolo News'in X platformundaki son paylaşımına göre, Afganistan ile Pakistan sınır güçleri arasında alevlenen çatışmalar, yeniden doruk noktasına ulaştı. Afganistan'ın doğusundaki Host vilayeti valiliği sözcüsü, durumu şöyle özetliyor: "Afganistan güçleri, Durand Hattı yakınlarındaki Pakistan güçlerine saldırılarda bulundu. Pakistan başta saldırıya hazırlandığını düşündü ama bu girişim başarısız oldu. Çatışmalar hâlâ sürüyor." Bu sözler, sadece bir rapor değil; adeta bir savaş ilanı gibi yankılanıyor sınır boylarında.

Pakistan cephesi ise, olayı bambaşka bir açıdan anlatıyor. Karaçi merkezli Geo News'in güvenlik kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Afgan güçleri Kurram bölgesindeki sınır hattında Pakistan ordusuna "sebepsiz şekilde" saldırdı. Kaynaklar, Pakistan ordusunun bu saldırıya "sert şekilde ve anında" karşılık verdiğini belirtiyor ve çarpıcı detaylar veriyor: "Çıkan çatışmada Afganistan'a ait çok sayıda üs ağır hasar gördü, bir tank imha edildi." Üstelik, Pakistan ordusu artık "yüksek teyakkuz halinde"; ülkeyi olası yeni saldırılara karşı savunmaya hazır tutuyorlar. Düşünün, iki ordu da sınırda mevzilenmiş, topçular hazır, askerler tetikte – bu görüntü, Kore Savaşı'ndan bu yana Orta Asya'da en tehlikeli anlardan biri olarak tarihe geçebilir. Peki, bu çatışmalar nasıl bu noktaya geldi? Hatırlayalım, sadece birkaç gün önce yaşanan olaylar, domino taşları gibi birbirini tetiklemiş.

9 Ekim'de, Afganistan'ın başkenti Kabil'de patlama sesleri yükselmişti; ardından Afgan yönetimi, Margha ve Kabil'deki bu patlamalardan Pakistan'ı sorumlu tuttu. İddialar ağırdı: Pakistan'ın gizli operasyonları, Taliban'ı köşeye sıkıştırmaya yönelikti. Üç gün sonra, 11 Ekim'de ise Paktiya vilayetinde sınır güçleri arasında tam bir çatışma patlak verdi. Afganistan yönetimi, bu olayda 58 Pakistan askerinin öldüğünü, 30'unun yaralandığını ve çok sayıda silah ile teçhizatın Afgan sınır muhafızlarının eline geçtiğini iddia etti. Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid, kendi kayıplarını da itiraf etmek zorunda kaldı: "Çatışmalarda 9 Afgan askerimiz şehit oldu." Mücahid, ateşkesin Katar ve Suudi Arabistan'ın ara buluculuğuyla sağlandığını ekledi, ama bu barış ne kadar sürecek? Pakistan ordusu ise bambaşka bir tablo çizdi: "23 Pakistan askeri şehit oldu, 29'u yaralandı. Afgan yönetimiyle bağlantılı 200'den fazla terörist etkisiz hale getirildi." Bu karşılıklı suçlamalar, sadece rakamlar değil; her biri, diğer tarafı şeytanlaştırmak için kullanılan bir propaganda aracı.

Şimdi, 14 Ekim sabahı yeniden alevlenen çatışmalar, bu kırılgan ateşkesi paramparça etmiş gibi. Host vilayetindeki sözcü, Pakistan'ın "başarısız saldırı girişimlerini" vurgularken, Geo News'in kaynakları Afgan üslerinin yıkıldığını ve bir tankın yok edildiğini haykırıyor. Sınır hattı boyunca, toz duman içinde askerler mevzi tutmuş; drone'lar havada, topçu bataryaları hazır. Pakistan ordusunun "yüksek teyakkuz" ifadesi, sadece bir uyarı değil – bu, İslamabad'ın tüm gücünü seferber ettiği anlamına geliyor. Nükleer güçler arasında böyle bir gerilim, Birleşmiş Milletler'i bile harekete geçirmiş; ama diplomatik çabalar şimdilik sonuçsuz. Katar ve Suudi Arabistan'ın önceki arabuluculuğu, geçici bir pansuman gibiydi; şimdi, yeni bir arabulucu mu lazım, yoksa bu sefer tam bir savaş mı kaçınılmaz?

Bu çatışmaların kökleri derin; Durand Hattı'nı tanımayan Taliban, sınırdaki Peştun kardeşlerini "kurtarma" iddiasıyla hareket ederken, Pakistan terör kamplarını temizleme bahanesiyle misilleme yapıyor. Sonuç? Bölgesel bir kaosun eşiği. Eğer bu teyakkuz hali uzarsa, Hindistan gibi komşular da devreye girebilir; zira Pakistan'ın doğu sınırında zaten gerginlik var. Dünya basını, Tolo News ve Geo News gibi yerel kaynaklardan gelen haberleri nefes nefese takip ediyor; X platformunda paylaşılan görüntüler, sınırdaki kaosu saniye saniye gösteriyor. Bir tankın imha edildiği iddiası doğruysa, bu sadece maddi bir kayıp değil – prestij meselesi. Afganistan, Taliban'ın sert imajını korumak için, Pakistan ise ordusunun yenilmezliğini kanıtlamak için bastırıyor.

Güncel gelişmelere bakıldığında, çatışmalar hâlâ sürüyor; Host valiliği sözcüsünün "çatışmalar devam ediyor" demesi, her an yeni bir patlamanın habercisi. Pakistan'ın "anında karşılık" vurgusu, İslamabad'ın pes etmeyeceğini gösteriyor. Bu arada, uluslararası toplum sessiz; ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin üzerinden yıllar geçmiş, ama hâlâ etkileri sürüyor. Eğer Katar ve Suudi Arabistan yeniden devreye girmezse, bu sınır hattı bir savaş tiyatrosuna dönüşebilir. Vatandaşlar, Kabil ve Karaçi sokaklarında tedirgin; esnaf dükkanlarını erken kapatıyor, aileler çocuklarını evde tutuyor. Bu gerilim, sadece iki ülke arasında değil – Orta Asya'nın istikrarını tehdit ediyor, göç dalgalarını tetikleyebilir, enerji hatlarını tehlikeye atabilir.

Sonuç olarak, Afganistan-Pakistan sınırındaki bu teyakkuz hali, yeni bir savaşın ilk adımları gibi duruyor. Durand Hattı'ndaki çatışmalar, 9-11 Ekim'in yaralarını sarmadan yeniden kanatmış; ordular hazır, kayıplar artıyor. Mücahid'in ateşkes çağrısı, Geo News'in hasar raporları, hepsi birer uyarı. Dünya, bu nükleer komşuları izlerken, acaba bir diplomatik mucize mi beklemeli, yoksa en kötüsüne mi hazırlanmalı? Eğer siz de Orta Asya haberlerini takip ediyorsanız, gözünüzü ayırmayın – bir sonraki haber, tarihi değiştirebilir.