kşamüstü trafiğinin sıradan bir anı, bir anda gerilimle doldu; bir dizi siren, alevlenmiş bir bekleyiş ve geride kalan aileler için sessiz bir bekleyiş… Okuyucu ne olduğunu hemen bilmek istemez; gerçek ayrıntılar şimdi başlıyor.
26 Eylül 2025 akşamı, Adana’nın Sarıçam ilçesi İncirlik Cumhuriyet Mahallesi yakınlarındaki D-400 karayolunda, iş çıkışında evlerine dönen infaz koruma memurlarını taşıyan 06 AAP 684 plakalı otomobil, aynı yönde seyreden 33 AVG 307 plakalı hafriyat kamyonuna arkadan çarptı. Kazada otomobildeki üç kişiden ikisi hayatını kaybetti; sürücü Berk Öztürk ile meslektaşı Beyaz Fidan Şahin hastanede yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı, üçüncü kişi ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
Olay, saat yaklaşık 17:45 civarında gerçekleşti. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine kısa sürede sağlık, polis ve itfaiye ekipleri sevk edildi; itfaiye ekipleri araçta sıkışan üç meslektaşı çıkarıp ambulanslarla hastanelere taşıdı. Yaralı olarak kaldırılan kişinin durumu sağlık ekiplerinden alınan ilk bilgilere göre ciddi; iki memurun cansız bedeni ise otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Kaza yerindeki ilk müdahale ve araçtaki hasarın boyutu, çarpışmanın şiddetini ortaya koydu.
Kazaya karışan hafriyat kamyonunun sürücüsü ifadesi alınmak üzere polis tarafından merkeze götürüldü; emniyet ekipleri olay yerinde delil toplama ve kamera kayıtlarını incelemeye başladı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor; trafik incelemesi, aracın hız ve fren izleriyle birlikte sürücülerin ifadeleri doğrultusunda derinleştirilecek.
D-400, bölgedeki yoğun trafik ve ticari araç geçişinin merkezi olması nedeniyle sık sık kaza haberleriyle anılan bir hat. Yerel değerlendirmeler ve trafik verileri, D-400 üzerinde belli kavşak ve noktaların yıl içinde çok sayıda kazaya sahne olduğunu gösteriyor. Türkiye geneli karayolu kaza verileri ise her yıl binlerce can kaybı ve yaralanma bildirdiği için, böyle acı olaylar hem yerel hem ulusal trafik güvenliği tartışmasını yeniden alevlendiriyor.
Bu tür arkadan çarpma vakalarında temel şüpheler arasında hız, takip mesafesinin korunmaması, ani şerit değişimleri, fren arızası ya da sürücü dikkatsizliği sayılabilir. Kamyon-otomobil çarpışmalarında aracın ağırlığı ve otomobilin arkadan aldığı darbeler, yolcu bölümünde ağır hasara yol açarak yaralanma riskini katmanlı şekilde artırır. Kesin nedenler, polis soruşturması ve teknik bilirkişi raporlarıyla netleşecek; anlık görgü tanığı ifadeleri ve güvenlik kameraları bu aşamada belirleyici olacaktır.
Benzer olayların geçmişteki kaydı, yetkililerin özellikle mesai çıkış-gidiş zamanlarında yoğun kontroller, hız denetimleri ve zarar görebilecek kavşaklarda altyapı düzenlemeleri yapması gerektiğini gösteriyor. Bu kaza da muhtemelen emniyet birimleri, Karayolları ve yerel yönetimler tarafından değerlendirilecek; kısa vadede daha sık denetim, orta-uzun vadede ise fiziksel düzenlemeler gündeme gelebilir.
Bu tür bir haberin izleri uzun sürer: ailelerin yasal süreçleri, kurum içi değerlendirmeler, belki de iş güvenliği ve işe gidiş-geliş düzenlemeleri üzerine yeni tartışmalar. Adli süreçler tamamlandıkça soruşturma raporları kamuoyuna yansıyacak; sorumluluğun tespiti ve olası cezai/idarî işlemler medyada takip edilecek ana başlıklar arasında yer alacak. Ayrıca, infaz ve koruma personelinin toplu taşımaya veya kurum tarafından organize edilen güvenli servislere erişimi üzerine yeniden değerlendirmeler de gündeme gelecektir.
Bu acı haber, bir kez daha sürücüler, işverenler ve yerel yönetimler için yol güvenliğinin ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor. Kazada yaşamını yitiren meslektaşlarımızın ailelerine başsağlığı; yaralılara acil şifalar diliyoruz. Gelişmeler doğrulandıkça ve soruşturma ilerledikçe, yeni ayrıntılar paylaşılacak.