Altın Satışları Gerçekten Durduruldu mu?
Altın Satışları Gerçekten Durduruldu mu?
İçeriği Görüntüle

Tekstil sektörü, her zaman renkli kumaşların ötesinde, bir hayatta kalma mücadelesi arenası gibi. Fabrikalarda dönen makinelerin sesi, bazen ekonomik fırtınaların gürültüsünde kaybolur. Türkiye'de son yıllarda artan maliyetler, dalgalı kur ve küresel rekabet, birçok firmayı köşeye sıkıştırdı. Bu hikayeler, genellikle gazete köşelerinde kısa bir haber olarak kalır, ama arkasında binlerce hayat yatar. İşçiler, tedarikçiler, markalar... Hepsi bir zincirin halkaları. Peki, ya bu zincir koparsa? İşte tam burada, bir devin düşüşü devreye giriyor, ve bu düşüşün yankıları uzak diyarlara kadar uzanabilir.

Her şey geçen yıl başlamıştı aslında. İstanbul merkezli 3F Tekstil, mali darboğazın pençesine düşmüş, konkordato ilan ederek bir yıllık iflas koruması almıştı. Bu, şirketin borçlarını yapılandırmak, nefes almak için attığı bir adımdı. Ama ne yazık ki, bu koruma kalkanı yeterli olmadı. Mahkeme, konkordato komiser heyetinin görevini sona erdirerek, daha önce uygulanan tüm tedbir kararlarını kaldırdı. Borçlarını ödeyemediği ve mali yapısını düzeltemediği gerekçesiyle, firmaya resmen iflas kararı verildi. Bu karar, tasfiye sürecini de başlattı; varlıkların satışı, alacaklıların sıraya dizilmesi, her şey adım adım ilerleyecek.

3F Tekstil'in hikayesi, sadece bir iflas haberi değil; tekstil sektörünün genel çöküşünün bir yansıması. Şirket, Zara, Bershka, Next, LC Waikiki, Mango ve Resort gibi dünya devlerine üretim yapıyordu. Bu markaların raflarında gördüğünüz o şık kıyafetler, belki de 3F'nin fabrikalarından çıkmıştı. İstanbul ve Barcelona'da şubeleri bulunan firma, uluslararası arenada da etkin bir oyuncuydu. Ama ekonomik fırtına, herkesi vurdu. Bir 3F yetkilisi, Reuters'a verdiği demeçte içten bir itirafta bulunmuştu: "Faizler bir anda yüzde 60-70'leri görünce, bu iş dünyasının kaldıramayacağı bir durum haline geldi. Firmalar borcu yönetememeye başladı. Türkiye’nin bozuk enflasyonunun bedelini iş dünyası ödedi." Bu sözler, adeta sektörün çığlığını yansıtıyor; yüksek faizler, enflasyon canavarı, hepsi bir araya gelince mali yapılar çatırdamaya başladı.

Peki, bu iflasın coğrafi ayak izi ne kadar geniş? 3F Tekstil, Çorum, Kastamonu, İstanbul ve Barcelona gibi yerlerde etkiliydi. İstanbul merkezli olsa da, üretim ağını Anadolu'ya yaymıştı. Çorum'da belki bir dokuma tesisi, Kastamonu'da bir konfeksiyon atölyesi... Bu bölgeler, tekstilin kalbi gibi atıyordu, yerel istihdamı sırtlıyordu. Barcelona şubesi ise, Avrupa pazarına açılan kapıydı; oradan gelen siparişler, zinciri döndürüyordu. Şimdi, iflasla birlikte bu lokasyonlardaki operasyonlar durma noktasına gelebilir. İşçiler ne yapacak? Tedarikçiler alacaklarını nasıl tahsil edecek? Bu sorular, havada asılı kalıyor.

Güncel araştırmalara daldığımızda, tablo daha da netleşiyor. Tekstil sektöründe iflas dalgası hız kesmiyor; son bir yılda benzer onlarca firma konkordato veya iflasla yüzleşti. Örneğin, 2024 Ağustos'unda 3F'nin konkordato ilan ettiği haberleri sosyal medyada dolaşmıştı – bir kullanıcı, "Bu hafta da 3F Tekstil konkordato ilan etmiş. Bunlardan paralarını alamayan tedarikçiler arasında iflas silsilesi başlaması muhtemel" diye yazmıştı. O dönem değerli TL'nin sürdürülemezliği tartışılıyordu, devalüasyon çağrıları yükseliyordu. 2025'e gelindiğinde, iflas kararıyla nokta kondu. Sözcü Gazetesi'nin haberi, bu süreci detaylandırıyor; geçen seneki koruma, mali düzeltme çabalarına rağmen yetersiz kaldı.

Bu kararın etkileri, sadece 3F ile sınırlı kalmayacak. Zara gibi devler, tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmak zorunda kalabilir; belki yeni üreticiler arayacaklar, belki fiyatlara yansıyacak. LC Waikiki'nin yerel mağazalarında bile, stok sorunları baş gösterebilir. Mango ve Resort için de aynı tehlike var – Barcelona bağlantısı, Avrupa'daki dağıtımı etkileyebilir. Yerel düzeyde, Çorum ve Kastamonu gibi illerde istihdam kaybı yaşanabilir; bu bölgeler zaten tekstile bağımlı. İstanbul'un tekstil çarşılarında, dedikodular dolaşıyor: "Bir dev daha gitti, sırada kim var?"

Ekonomik bağlamı düşününce, yetkilinin sözleri daha da anlam kazanıyor. Faizlerin yüzde 60-70'lere fırlaması, enflasyonun bozukluğu... Bunlar, iş dünyasını sırtından vurdu. Reuters röportajı, bu acıyı somutlaştırıyor; firmalar borcu çeviremez hale geldi. Türkiye İhracatçılar Meclisi raporlarında da benzer uyarılar var – tekstil ihracatı artsa da, iç piyasa maliyetleri öldürücü. 3F'nin çöküşü, bu raporların canlı bir örneği.

Tasfiye süreciyle birlikte, alacaklılar mahkemeye koşacak. Şirketin varlıkları – makineler, stoklar, mülkler – satılacak. Barcelona şubesi belki ayrı bir hikaye yazacak, ama İstanbul merkezdeki karar her şeyi bağlıyor. Bu, sektör için bir uyarı: Mali yapılarını güçlendirmeyenler, aynı kaderi paylaşabilir.

Ama umut da var mı? Belki bir yatırımcı çıkar, markayı kurtarır. Veya tasfiyeden sonra yeni bir oluşum doğar. Tekstil, dirençli bir sektör; krizlerden güçlenerek çıkar. 3F'nin hikayesi, belki ders olur – faizlere karşı önlem almak, enflasyonu yönetmek şart.

Sonuçta, bu iflas, bir şirketin sonu değil; bir dönemin kapanışı. Dünya devlerine üretim yapan bir firmanın düşüşü, herkesi düşündürüyor. Çorum'dan Barcelona'ya uzanan bu ağ, şimdi dağılıyor. Gelecekte ne olacak? İzleyip göreceğiz, ama heyecan verici bir belirsizlik bu. Tekstil dünyası, yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor.