Türkiye futbol camiasını derinden sarsan yasa dışı bahis ve şike soruşturmasında kritik bir aşamaya gelindi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen geniş çaplı operasyon kapsamında, aralarında profesyonel futbolcular, kulüp yöneticileri, eski hakemler ve spor yorumcularının da bulunduğu 39 şüpheli, gözaltı işlemlerinin ardından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi. Bu soruşturma, Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) hakemlerin kendi maçlarına bahis oynadıklarının tespit edilmesiyle başlayan bir zincirleme etki yarattı ve futbolun en karanlık yüzünü gün yüzüne çıkardı. Operasyonun ikinci fazı olarak adlandırılan bu dalga, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) verileri, yasal bahis sitelerinden elde edilen bilgiler, açık kaynak istihbaratı ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun (PFDK) 13 Kasım 2023 tarihli toplantısında 101 futbolcuya verilen hak mahrumiyeti cezaları üzerine yapılan detaylı analizlerle şekillendi. Soruşturma, sadece bireysel bahisleri değil, maç sonuçlarını etkilemeye yönelik organize girişimleri de hedef alıyor, bu da Türk futbolunda yıllardır konuşulan kirli işlerin somut delillerle aydınlatılmasına yol açıyor.

Fenerbahçe'de Sakatlık Paniği: Tedesco'nun Ani Hamlesi Maçı Kurtarır mı?
Fenerbahçe'de Sakatlık Paniği: Tedesco'nun Ani Hamlesi Maçı Kurtarır mı?
İçeriği Görüntüle

Soruşturmanın detaylarına inildiğinde, gözaltına alınan şüpheliler arasında en dikkat çeken isimler profesyonel liglerde top koşturan yıldız futbolcular. Galatasaray Spor Kulübü'nün profesyonel futbolcusu Metehan Baltacı, kendi takımının maçına bahis oynadığı tespit edilen 27 futbolcudan biri olarak öne çıkıyor. Bu durum, oyuncuların kendi kariyerlerini riske atarak yasa dışı yollara sapmasının ne kadar yaygınlaştığını gözler önüne seriyor. Benzer şekilde, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün profesyonel futbolcusu Mert Hakan Yandaş da başkaları üzerinden yasal bahis sitelerinden bahis yaptığı belirlenerek yakalanıyor. Bu isimler, sadece bireysel kayıplar değil, kulüplerin itibarını da zedeliyor ve taraftarlar arasında büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Operasyonun bu boyutu, futbolun saha içindeki rekabetinin saha dışına taşarak nasıl manipüle edildiğini kanıtlıyor nitelikte.

Kulüp yöneticilerinin de soruşturmanın tam ortasında yer alması, skandalın boyutlarını daha da genişletiyor. 28 Nisan 2024 tarihinde oynanan Ankaraspor-Nazilli Belediyespor futbol müsabakasında maç sonucunu etkilemeye yönelik tespitler, Ankaraspor Kulüp sahibi Ahmet Okatan ve Kulüp Başkanı Mehmet Emir Katipoğlu'nun yanı sıra Nazilli Belediyespor Başkanı Şahin Kaya ile iki antrenörü hedef alıyor. Bu maç, şike iddialarının somutlaştığı kritik bir nokta olarak belgelenmiş durumda. Yöneticilerin, takımlarının kaderini belirleyen kararları bahis ve şike ağları için kullanması, sporun etik kurallarını hiçe sayan bir yaklaşımı simgeliyor. Benzer bir başka olay ise 24 Aralık 2023'te Ümraniyespor-Giresunspor müsabakasında yaşanıyor; burada maç sonucunu etkilemeye yönelik anlaşma tespitleri üzerine bir futbolcu dahil altı kişi gözaltına alınıyor. Bu tür organizasyonlar, alt liglerden üst liglere kadar futbolun her katmanını zehirleyen bir sistemin varlığını işaret ediyor ve soruşturmanın bu bağlantıları koparması için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.

Finansal izler ise soruşturmanın en karmaşık ve en çarpıcı kısmını oluşturuyor. Banka hesaplarının titiz bir incelemesi sonucunda şüpheli finansal işlemler tespit edilen Adana Demirspor Spor Kulübü eski başkanı Murat Sancak, bu grubun başında yer alıyor. Yanında ise eski futbol hakemi ve halen spor yorumcusu olarak tanınan Ahmet Çakar ile eşi Hayriye Arzu Çakar bulunuyor. Üst klasman hakemi Zorbay Küçük de aynı kategorideki yedi şüpheliden biri olarak listede. Bu isimler, bahis paralarının akışını yöneten ve şike anlaşmalarını koordine eden bir ağın parçası olarak görülüyor. Ahmet Çakar'ın durumu ise operasyonun en dramatik anlarından birini yaşıyor: Gözaltı süresinin üçüncü gününde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Çakar, sağlık durumu nedeniyle hakkındaki gözaltı kararı kaldırılarak mevcutlu olarak savcılığa sevk ediliyor. Bu gelişme, soruşturmanın hem insani hem de hukuki boyutlarını ortaya koyarken, Çakar'ın spor yorumculuğu kimliğinin bu skandala nasıl bulaştığı sorusunu da gündeme getiriyor.

Operasyonun coğrafi kapsamı da oldukça geniş: İstanbul Emniyet Müdürlüğü koordinesinde, 16 farklı ilde eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Toplam 46 zanlı hakkında "6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğinin Önlenmesine Dair Kanuna Muhalefet" suçundan yakalama, gözaltı, arama ve el koyma talimatları verildi. Bu talimatlar, polis ekiplerince hızla hayata geçirildi ve 38 şüpheli doğrudan gözaltına alındı. Dört şüphelinin yurtdışında olduğu saptandı, iki şüphelinin ise yakalama işlemleri hâlâ sürüyor. Bu uluslararası boyut, bahis ve şike ağlarının sınır ötesi bağlantılarını da işaret ediyor ve soruşturmanın gelecekte Interpol gibi uluslararası kurumlarla işbirliğine evrilme potansiyelini taşıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 5 Aralık 2025'te yaptığı resmi açıklamada, bu verilerin MASAK başkanlığından, yasal bahis sitelerinden ve PFDK analizlerinden derlendiği vurgulandı, ki bu da delillerin ne kadar sağlam temellere dayandığını gösteriyor.

İfade alma süreci, soruşturmanın en kritik evresi olarak başlıyor. Adliyeye sevk edilen 39 şüpheli için tam 19 savcı görevlendirildi, bu da olayın ciddiyetini ve hızını yansıtıyor. Her bir şüphelinin detaylı sorgusu, bahis miktarlarından şike anlaşmalarına, finansal transferlerden maç manipülasyonlarına kadar uzanan bir yelpazede ilerleyecek. Bu ifadeler, sadece bireysel suçları aydınlatmakla kalmayacak, aynı zamanda daha büyük bir organize suç şebekesinin varlığını ortaya çıkarabilecek. Örneğin, Metehan Baltacı'nın kendi maçına bahis oynaması gibi bireysel eylemlerin, kulüp başkanlarının dahil olduğu sistematik şike girişimleri ile nasıl bağlantılı olduğu, ifadelerden netleşecek. Benzer şekilde, Mert Hakan Yandaş'ın başkaları üzerinden bahis yapması, bu ağın ne kadar sofistike olduğunu kanıtlayabilir.

Türk futbolunun geleceği açısından bu soruşturma, bir dönüm noktası niteliğinde. TFF'nin hakem bahisleri üzerine yaptığı uyarı, yıllardır kulislerde fısıldanan şüpheleri resmi bir soruşturmaya dönüştürdü ve şimdi domino etkisi yaratıyor. Adana Demirspor eski başkanı Murat Sancak gibi isimlerin finansal izleri, kulüplerin mali yapılarındaki usulsüzlükleri de masaya yatırıyor. Ümraniyespor-Giresunspor maçı gibi spesifik olaylar, alt liglerdeki şike kültürünün ne kadar köklü olduğunu gösterirken, Nazilli Belediyespor ve Ankaraspor bağlantıları, yerel yönetimlerin sporla ilişkisindeki gri alanları sorgulatıyor. Ahmet Çakar'ın eşi Hayriye Arzu Çakar'ın da dahil olması, ailevi bağlantıların bu suçlara nasıl karıştığını düşündürüyor ve kamuoyunda etik tartışmaları alevlendiriyor.

Hakemlerin rolü ise soruşturmanın en hassas noktalarından biri. Üst klasman hakemi Zorbay Küçük'ün şüpheli finansal işlemlerle anılması, maçların tarafsızlığını sağlayan en kritik unsurun nasıl bozulduğunu ortaya koyuyor. Eski hakem kökenli Ahmet Çakar'ın yorumculuktan bu skandala geçişi, spor medyasının güvenilirliğini de zedeliyor. Bu durum, taraftarların maçlara olan tutkusunu gölgeliyor ve federasyonun acil reform çağrılarını güçlendiriyor. Operasyonun el koyma kararları kapsamında, şüphelilere ait hesaplar donduruldu, deliller toplandı ve bu süreçte milyonlarca liralık bahis hacmi gün yüzüne çıktı.

Sonuç olarak, bu soruşturma Türk futbolunu temizleme yolunda atılmış cesur bir adım. 39 şüphelinin ifadeleriyle açığa çıkacak gerçekler, sadece cezai yaptırımlarla sınırlı kalmayacak; aynı zamanda liglerin şeffaflığını artırmak için yeni kuralların yolunu döşeyecek. Kamuoyu, özellikle genç futbolseverler, bu skandalın yarattığı şoku atlatırken, adaletin tecellisini bekliyor. Operasyonun devam eden fazları, daha fazla ismi gündeme getirebilir ve futbolun geleceğini yeniden şekillendirebilir. Bu olay, sporun sadece bir oyun olmadığını, arkasında yatan çıkar ağlarının ne kadar derin olabileceğini bir kez daha hatırlatıyor.