Meclis Genel Kurulu'nda bütçe maratonu tüm hızıyla devam ediyor. Yıllık mali planın maddeleri tek tek ele alınırken, milletvekillerinin konuşmaları salonu hareketlendiriyor. Özellikle ülkenin uzun süredir gündeminde olan hassas konular, kürsüde detaylıca işleniyor.
Tartışmaların odağında, barış ve çözüm odaklı yaklaşımların mali karşılıkları yer alıyor. Bir milletvekili, DEM Parti grubundan yaptığı konuşmada, çözüm süreciyle ilgili yürüyen politikaların bütçede yeterli karşılık bulmadığını vurguluyor. Bu durumun, toplumsal uzlaşı çabalarını zayıflattığına dikkat çekiliyor.
Eleştiriler, güvenlik ve savunma harcamalarının yüksek oranlara ulaşmasına odaklanıyor. Bütçede silahlı kuvvetler ve emniyet giderlerinin önemli artış gösterdiği belirtilirken, bu kalemlerin barış süreçlerini destekleyen yatırımların önüne geçtiği savunuluyor. Konuşmada, "Çözüm süreciyle ilgili yürüyen politikalar bütçede karşılık bulmamaktadır" ifadesi öne çıkıyor.
Ayrıca, Kürt sorunu bağlamında dil, kültür ve kimlik haklarına yönelik adımların mali destekten yoksun bırakıldığı iddia ediliyor. Eğitimde anadil programları, kültürel etkinlikler ve bölgesel kalkınma projelerinin bütçede yer almadığı örneklerle anlatılıyor. Bu eksikliklerin, toplumsal barışa katkı sağlamadığı vurgulanılıyor.
Konuşmada, önceki dönemlerde başlatılan diyalog süreçlerinin olumlu etkilerine atıf yapılıyor. Ancak mevcut bütçenin, bu süreçleri sürdürecek kaynakları ayırmadığı eleştirisi getiriliyor. Silah alımları ve operasyonel giderlerin ön plana çıktığı bir mali planın, kalıcı çözümleri zorlaştırdığı belirtiliyor.
Muhalefet vekili, bütçenin sosyal barış ve eşitlik odaklı kalemlerde zayıf kaldığını detaylandırıyor. Bölgesel eşitsizliklerin giderilmesine yönelik yatırımların azalması, yerel yönetimlere aktarılan kaynakların kısıtlanması gibi noktalar da gündeme geliyor. Bu durumun, ülkenin birlik beraberliğini etkileyebileceği uyarısı yapılıyor.
Genel Kurul'daki bu çıkış, diğer vekillerden de destek ve tepki alıyor. Bütçe görüşmelerinde, güvenlik politikalarının mı yoksa diyalog temelli yaklaşımların mı öncelikli olması gerektiği sorusu sıkça dile getiriliyor. Konuşmacı, barışın maliyetsiz olmadığını ancak silahlanmanın da sürdürülebilir olmadığını örneklerle açıklıyor.
Ayrıca, gençlerin ve toplumun farklı kesimlerinin beklentileri de konuşmada yer buluyor. Eğitim, istihdam ve kültürel haklar gibi alanlarda bütçenin daha kapsayıcı olması gerektiği savunuluyor. Çözüm sürecinin yeniden canlandırılması için somut adımların bütçeye yansıması çağrısı yapılıyor.
Bu tartışmalar, 2026 mali yılının sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve toplumsal yönlerini de ortaya koyuyor. Meclis'teki hararetli atmosfer, vatandaşların da yakından izlediği bir süreç haline dönüşüyor. Bütçenin, ülkenin geleceğindeki rolü bir kez daha sorgulanıyor.
Sonuçta, görüşmeler devam ederken çözüm süreci ve ilgili politikaların bütçedeki yeri, kamuoyunda geniş yankı uyandırmaya devam edecek. Bu eleştiriler, harcama tercihlerinin toplumsal barış üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor. Meclis koridorlarındaki bu yoğun tempo, önümüzdeki yılın yönelimleri hakkında önemli sinyaller veriyor.