Yalova'da yılbaşı öncesi rutin görünen bir ihbar, kısa sürede şehrin gündemini altüst eden bir operasyona dönüştü. Emniyet ekiplerinin hedef aldığı adres, terör örgütü IŞİD'in hücre evi olarak tespit edilmişti. Müstakil bir konutta saklanan teröristler, polislerin yaklaşmasını fark eder etmez ateş açtı ve olaylar hızla kontrolden çıktı.
Gece saat 02.00'de başlayan çatışma, sabah 09.45'e kadar aralıksız devam etti. Yaklaşık 8 saat süren bu zorlu mücadelede, teröristlerin en insanlık dışı taktiği devreye girdi: Evde bulunan küçük çocuklar ve kadınlar canlı kalkan olarak kullanıldı. Yaşları 1 ile 9 arasında değişen 6 çocuğun bu şekilde tehlikeye atılması, polis ekiplerinin operasyonunu büyük ölçüde zorlaştırdı.
Emniyet güçleri, masum sivillerin zarar görmemesi için son derece itidalli davrandı. Kadın ve çocukların varlığı nedeniyle daha dikkatli hareket etmek zorunda kalan ekipler, çatışmanın uzamasına rağmen kararlılıkla görevlerini sürdürdü. Bu süreçte bölgeye abluka uygulanırken, mahalle ve çevresi güvenlik çemberine alındı. Takviye olarak Bursa'dan Özel Hareket Polisi ekipleri sevk edildi ve operasyon daha da güçlendirildi.
Çatışmanın en kritik anlarında teröristler, evden yoğun ateş açmaya devam etti. Polislerin sabırlı yaklaşımı, sivillerin kurtulmasını sağladı ancak bedeli ağır oldu. Operasyon sonunda 6 IŞİD'li terörist etkisiz hale getirildi. Hücre evinden toplam 11 kişi sağ olarak kurtarıldı: 6'sı çocuk, 5'i kadın. Bu kurtarış, emniyet güçlerinin profesyonelliğinin en somut kanıtıydı.
Ancak olay burada bitmedi. Çatışmanın sona ermesiyle birlikte, mahalle sakinlerinin biriken öfkesi patlama noktasına ulaştı. Saatler boyunca süren silah sesleri, çocuklarının tehlikeye atılması ve yaşanan korku, halkı harekete geçirdi. Teröristlerin hücre evi olarak kullandığı müstakil konut, mahalleliler tarafından ateşe verildi. Alevler kısa sürede evi sardı ve yılların birikmiş tepkisi bu şekilde dışa vuruldu.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın açıklamasıyla kayıplar netleşti: Yaklaşık 8 saatlik çatışmada 3 polis şehit düştü, 8 polis ve 1 bekçi yaralandı. Şehitlerin fedakarlığı, operasyonun başarısını gölgede bırakmadı ancak acıyı derinleştirdi. Yaralıların tedavisi sürerken, kurtarılan sivillerin sağlık durumları da yakından takip edildi.
Bu olay, terörle mücadelenin ne kadar zorlu ve riskli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Teröristlerin masum çocukları kalkan yapması, örgütün insanlık dışı yüzünü ortaya koyarken, emniyet güçlerinin sivilleri ön planda tutan yaklaşımı takdir topladı. Mahallelilerin evi yakma eylemi ise, terörün toplumda yarattığı derin öfkenin bir yansıması olarak kayıtlara geçti.
Yalova gibi sakin bir şehirde yaşanan bu dramatik operasyon, yılbaşı öncesi güvenlik önlemlerinin ne kadar hayati olduğunu hatırlattı. İhbarların artması üzerine başlatılan çalışma, büyük bir faciayı önledi. Hücre evinin tespit edilmesi ve teröristlerin etkisiz hale getirilmesi, istihbarat ile saha koordinasyonunun mükemmel bir örneğiydi.
Çatışma sırasında evde bulunan çocukların yaşlarının küçük olması, olayın duygusal boyutunu artırdı. 1 yaşındaki bir bebeğin bile bu kaosun içinde olması, teröristlerin vicdansızlığını belgeledi. Polislerin itidalli tutumu sayesinde hiçbir sivil hayatını kaybetmedi, hepsi güvenli şekilde çıkarıldı.
Bölgeye gelen takviye ekiplerin katkısı da operasyonun başarısında kritik rol oynadı. Özel Hareket Polisi'nin katılımı, çatışmanın kontrol altına alınmasını hızlandırdı. Abluka altında geçen saatler, mahalle sakinleri için unutulmaz bir travmaya dönüştü ancak sonunda terör tehdidi bertaraf edildi.
Mahallelilerin tepkisi, sadece bir öfke patlaması değildi; yıllardır terörün gölgesinde yaşayan insanların birikmiş tepkisiydi. Hücre evinin yanması, sembolik bir mesaj olarak yorumlandı: Terörün barınmasına izin verilmeyeceği.
Şehit polislerin anısı, operasyonun kahramanlık dolu sayfalarında yer aldı. Yaralıların iyileşme süreci takip edilirken, kurtarılan ailelerin psikolojik destek alması da gündeme geldi. Bu olay, terörle mücadelenin sadece silahlı çatışmadan ibaret olmadığını, toplumun her kesiminin etkilendiğini gösterdi.
Yalova operasyonu, benzer tehditlere karşı emniyet güçlerinin hazır olduğunu kanıtladı. Çocukların canlı kalkan yapılmasının uluslararası boyutu da tartışılmaya başlandı. Teröristlerin bu taktiği, örgütün çaresizliğinin göstergesi olarak değerlendirildi.
Sonuç olarak, bu saatler süren çatışma ve sonrası gelişmeler, terörün toplum üzerindeki yıkıcı etkisini bir kez daha ortaya koydu. Emniyetin başarısı, halkın tepkisi ve şehitlerin fedakarlığıyla dolu bu olay, unutulmayacaklar arasında yerini aldı. Terör hücrelerinin tespit edilmesi ve etkisiz hale getirilmesi, yılbaşı gibi hassas dönemlerde güvenliğin ne kadar önemli olduğunu hatırlattı.
