Diyarbakır'da 26 Yıllık Evlilik Doğal Gaz Sebebiyle Dağıldı
Diyarbakır'da 26 Yıllık Evlilik Doğal Gaz Sebebiyle Dağıldı
İçeriği Görüntüle

Türkiye'nin umut dolu sokaklarında, ev sahibi olma rüyası yıllardır bir kültürel efsane gibi dolaşıyor. Pandemi sonrası toparlanan emlak sektörü, 2025'in ekiminde rekor taleplerle dolup taşarken, TOKİ'nin ucuz konut vaatleri milyonları ayağa kaldırıyor. Ancak bu bereketli görünen tabloda, sessiz bir tehlike pusuda bekliyor; dolandırıcıların yeni numaraları, masum aileleri bir anda karanlığa sürüklüyor. Konut piyasasının ateşli rekabeti, sahte vaatlerle zehirlenirken, velilerden emeklilere kadar herkes bu oyunun bir parçası olmaktan korkuyor. Peki, bu karanlık senaryonun en taze kurbanları kimler ve bu tuzak nasıl kuruluyor?

Asıl kâbus burada başlıyor: TOKİ'nin adını kullanarak yeni bir dolandırıcılık dalgası, sosyal medya ve telefon üzerinden yayılmaya başladı; sahte acenteler, "Ucuz TOKİ konutu" vaadiyle binlerce lirayı kapattıktan sonra ortadan kayboluyor. Son haftalarda İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde onlarca mağdur, 5 bin ila 20 bin lira arasında paralarını kaybetti; dolandırıcılar, TOKİ'nin resmi sitesinden kopyalanmış broşürler ve sahte sözleşmelerle güven kazanıyor, "Kura çekilişi için peşinat" diye para talep ediyor. Bir mağdur, "TOKİ yetkilisiyim diyen adam, WhatsApp'tan belge gönderdi, 10 bin lira yatırdım, ertesi gün numara kapandı" diye haykırdı; yetkililer, bu yöntemin 2025'in ilk 9 ayında 500'den fazla şikâyete yol açtığını doğruladı. TOKİ Başkanlığı, "Bizim adımıza para talep edenler sahtekâr, resmi siteden takip edin" uyarısını yineledi; ama bu dalga, kırsal ilçelerde bile yayıldı, emekli çiftler dahil herkesi vurdu.

Bu sahte TOKİ furyasının kökeni, emlak piyasasının çalkantılı geçmişine uzanıyor. Hatırlayın, 2023'te benzer bir dalga, sosyal medyada "TOKİ kampanyası" diye yayılan sahte ilanlarla binlerce kişiyi etkilemişti; o dönem İçişleri Bakanlığı, 200'den fazla şüpheliyi yakalamış, ama kayıplar 100 milyon lirayı aşmıştı. 2024'te ise telefon dolandırıcılığı patlamış, "TOKİ kura için avukatım" kılığındaki sahtekârlar, noter onaylı belgelerle güven sağlamıştı. Şimdi 2025'teki versiyonu daha sinsi: Dolandırıcılar, TOKİ'nin gerçek projelerini kopyalayıp, "Sınırlı kontenjan, hemen peşinat" baskısı yapıyor; bir aile, "Emekli maaşımızı yatırdık, siteye girdik, bizim adımız yok" diye gözyaşı döktü. Savcılıklar, bu vakaları "dolandırıcılık ve nitelikli sahtecilik" diye soruştururken, Emniyet'in Siber Suçlar Dairesi, 50'den fazla sahte hesap tespit etti; mağdurların çoğu, "Resmi gibiydi, inanmadık ama umutlandık" diyor.

Dolandırıcıların taktikleri, adeta bir psikolojik savaş gibi işliyor: Sahte web siteleri TOKİ logosuyla tasarlanmış, telefonlar "0 312" hatlı numaralardan arıyor; "Kura çekilişi yarın, peşinatı hemen yatırın" diye acele ettiriyorlar. Bir mağdur, "Banka dekontu istediler, yatırdık, sonra 'Sistem hatası' dediler, para uçtu" diye anlattı; bu yöntem, 2025'in ilk yarısında 300 şikâyete yol açtı. TOKİ yetkilileri, "Biz para talep etmeyiz, resmi duyurular sitede" diye uyardı; ama sosyal medyadaki sahte ilanlar, Facebook gruplarında 10 binlerce görüntülenme aldı. Emniyet, "Sahte acenteler İstanbul merkezli, paralar kripto cüzdanlara aktarılıyor" diye ipucu verdi; mağdurlar, "Ev hayaliydi, kâbus oldu" diye feryat ediyor. Bu dalga, kırsal kesimde yayılırken, emeklilerin maaşlarını hedef alıyor; bir çift, "TOKİ'ye başvurduk sandık, 15 bin lira gitti" diye haykırdı.

Bu TOKİ kâbusunun perde arkası, emlak sektörünün derin çatlaklarında yatıyor. 2022'de benzer sahtekârlıklar, TOKİ'nin deprem konutları sırasında patlamış, 150 mağdur 50 milyon lira kaybetmişti; o dönem Savcılık, 20 şüpheliyi tutuklamış, ama kayıplar telafi edilememişti. 2024'te ise "TOKİ sosyal konut" vaadiyle bir çete, 100 aileyi dolandırmış, İçişleri Bakanlığı operasyonla çökertmişti. Şimdi 2025'teki varyantı, dijitalleşmeyle hızlandı; sahte siteler Google'da "TOKİ başvuru" aramalarında üst sıralarda çıkıyor, telefonlar sesli robotlarla arıyor. Uzmanlar, "Bu, ekonomik krizin ürünü; ev fiyatları uçarken umutsuzluk artıyor" diyor; TOKİ'nin gerçek projeleri bile gecikirken, sahteler umut tacirliği yapıyor. Mağdurların çoğu, "Para iadesi için dava açtık, ama dolandırıcılar yurtdışında" diye umutsuz; Emniyet, "Uluslararası işbirliğiyle yakalayacağız" diye söz verdi.

Heyecan dorukta: TOKİ Başkanlığı, "Resmi olmayan hiçbir aramaya inanmayın" diye acil uyarı yayınladı; sahte siteler engellendi, ama yeni numaralar türemeye başladı. Bir mağdur aile, "Çocuklarımız için biriktirdiğimiz paraydı, şimdi sokaklardayız" diye gözyaşı döktü; savcılıklar, 100'den fazla dosya biriktirdi, operasyon sinyali verdi. Sosyal medyada #TOKİDolandırıcılık etiketiyle fırtına koptu; binlerce paylaşım, "Uyanın, sahte TOKİ tuzağı" diye haykırdı. Emniyet'in Siber timi, 30 sahte hesap kapattı; ama dolandırıcılar, Telegram gruplarına kaydı. Bu dalga, İstanbul'un varoşlarından Ankara'nın apartmanlarına yayılırken, emekliler en büyük kurban; bir dede, "TOKİ hayaliydi, emekli maaşı gitti" diye feryat etti. Yetkililer, "Banka havalesi yapmadan önce resmi siteyi kontrol edin" diye uyardı; peki, bu tuzak ne zamana kadar sürecek?

Sektördeki dalgalar cabası: Emlak dernekleri, "Sahte ilanlar gerçek projeleri gölgeliyor" diye bastırdı; TOKİ'nin 2025 kampanyası gecikirken, dolandırıcılar boşluğu dolduruyor. Savcılıklar, "Nitelikli sahtecilik" diye soruşturma açtı; mağdurlar, "Para iadesi için toplu dava açacağız" diyor. Bu sahtekârlık, ekonomik krizin bir yansıması; ev fiyatları yüzde 50 artarken, umutsuzluk dolandırıcılığı besliyor. Emniyet, "Kripto transferleri izliyoruz" diye ipucu verdi; ama dolandırıcılar, yurtdışı cüzdanlara kaçıyor. TOKİ'nin resmi hattı, şikâyetler için devrede; ama veliler, "Çocuklarımızın geleceğiydi, kaybettik" diye hıçkırıyor. Bu tuzak, emlak piyasasını zehirlerken, gerçek TOKİ projeleri güven kaybediyor; uzmanlar, "Dijital doğrulama şart" diyor.

Geleceğe dair fırtına büyüyor: TOKİ'nin acil operasyonları, dolandırıcıları çökertecek mi? Mağdurların toplu davaları, paraları geri getirir mi yoksa yeni tuzaklar mı doğar? Sosyal medyadaki farkındalık, sahte ilanları azaltır mı? Emniyet'in uluslararası takibi, çeteleri yakalarsa adalet gelir mi? Bu dalga, kırsala yayılırsa emekliler ezilir mi? TOKİ'nin "Resmi olmayan inanmayın" uyarısı, bir kalkan mı yoksa geç mi kalır? Düşünün: Bir WhatsApp mesajı, bir aileyi batırırsa ne olur; umut hayali, kâbusa mı dönüşür? Savcılık dosyaları birikirken, dolandırıcılar Telegram'a kaydı; bu savaş, kim kazanır? Yetkililerin sözleri, mağdurları teselli eder mi yoksa yeni kurbanlar mı doğar?

Bu TOKİ tuzağı, ev hayallerini yutan bir canavar gibi yayılırken, aileler gözyaşı döküyor. Sahte acentelerin numaraları, broşürleri, sözleşmeleri... Hepsi, umudu zehirliyor. Emniyet operasyonları, savcılık soruşturmaları devam ederken, TOKİ'nin uyarıları yankılanıyor; ama dolandırıcılar bir adım önde. Mağdurların feryatları, sosyal medyada yükselirken, gerçek projeler gölgede kalıyor. Bu fırtına, adaletle mi diner yoksa yeni tuzaklarla mı büyür? Kalpler titrerken, ev hayali karanlıkta kayboluyor; Türkiye uyanıyor, ama o, tuzağa düşmekten korkuyor.