Türk medya dünyasını sarsan bir gelişme yaşandı. YouTube'da yayınlanan "Soğuk Savaş" isimli programın sunucusu Boğaç Soydemir ve konuğu Enes Akgündüz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gözaltı kararı verildi. Bu karar, sosyal medya platformlarında büyük yankı uyandırırken, dini değerlere saygı konusunda toplumsal hassasiyetleri bir kez daha gündeme getirdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medya üzerindeki çeşitli mecralarda yayınlanan "Soğuk Savaş" isimli programda kaydedildiği belirlenen bir video içeriğinde, "İçki tüm kötülüklerin anasıdır" hadisi üzerinden Peygamberimiz Hz. Muhammed ile ilgili halkı tahrik edici ve nefret söylemine yönlendirici paylaşımlar yapıldığının tespit edilmesi üzerine 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama' suçundan re'sen soruşturma başlattı.
Educatedear kullanıcı adıyla tanınan Boğaç Soydemir, YouTube dünyasının önemli isimlerinden biri olarak biliniyordu. Soğuk Savaş kanalı, yaklaşık 1.5 milyon takipçisiyle Türk YouTube ekosisteminin en büyük kanalları arasında yer alıyordu. Kanal, genellikle gündem konularını ele alan tartışma programlarıyla dikkat çekiyordu.
Başsavcılıktan yapılan resmi açıklamada detaylar paylaşıldı: "'Soğuk Savaş' rumuzlu sosyal medya hesaplarından yayımlanan ve sosyal mecralarda dolaşıma sokulan bir video içeriğinde 'İçki Tüm Kötülüklerin Anasıdır' hadisi şerifi üzerinden Peygamberimiz Hz. Muhammed ile alakalı halkı tahrik edici ve nefret söylemine yönlendirici nitelikte paylaşımlar yapıldığının tespit edilmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca Türk Ceza Kanununun 216/1. Maddesi uyarınca 'Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama' suçundan re'sen soruşturma başlatılmış olup, programı sunan Boğaç SOYDEMİR ve Programa Konuk olan Enes AKGÜNDÜZ isimli şahıslar hakkında gözaltı kararı verilmiştir."
Olayın patlak vermesinin ardından Boğaç Soydemir durumu açıklama gereği duydu. Sunucu Boğaç Soydemir, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda konuya ilişkin şunları yazmıştı: "Geçtiğimiz günlerde yaptığım bir şaka ile kırdığım insanlardan özür dilemek istiyorum. Böyle bir niyetim kesinlikle yoktu. Normalde kendi yaptığım şakalarda hassasiyet göstermeye özen gösteriyorum. Ancak o sırada izleyicilerden gelen şakalara geçmiştik ve ben de o şakayı ilk defa o sırada okudum. O an için basit bir kelime şakası sandım fakat sonrasında üzerine düşünmem gerekirdi. Arkadaşlarım uyarınca fark ettim. Haklısınız. Bunun için özür diliyorum. İlgili kısmı yayından kaldırdık."
Bu olay, Türkiye'de sosyal medya içerik üreticilerinin dikkat etmesi gereken hassasiyetleri bir kez daha gündeme getirdi. YouTube, Twitch ve diğer platformlarda yayın yapan içerik üreticiler için dini değerlere saygı konusu kritik bir önem taşıyor. Özellikle canlı yayınlarda spontane gelişen durumlar, beklenmedik hukuki sonuçlara yol açabiliyor.
Soğuk Savaş kanalı, bu olaydan önce genellikle siyasi gündem, toplumsal olaylar ve popüler kültür konularını işleyen içerikleriyle tanınıyordu. Boğaç Soydemir'in moderatörlüğünde düzenlenen programlar, genellikle tartışmalı konuları ele alması nedeniyle hem takipçi topluyor hem de eleştiri alıyordu.
Konuk olarak programa katılan Enes Akagündüz de bu sürecin etkisi altında kaldı. Program formatının genellikle şaka içerikli olması, bir hadise yönelik yapılan esprinin sosyal medya üzerinden yaygınlaştırıldıktan sonra tepki çığ gibi büyümesine neden oldu.
Olay, sosyal medyada büyük tartışmalara neden oldu. Bir tarafta içerik üreticisinin özür dilemesini yeterli bulan görüşler varken, diğer tarafta dini değerlere yönelik hassasiyetlerin korunması gerektiğini savunan sesler yükseldi. Bu polarizasyon, Türkiye'deki sosyal medya ortamının genel karakteristiğini yansıtıyor.
Türk Ceza Kanununun 216/1. maddesi, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu düzenliyor. Bu madde kapsamında yapılan soruşturmalar, özellikle sosyal medya içeriklerinde sıkça gündeme geliyor. Madde, toplumun bir kesimini din, mezhep, ırk veya bölge farklılığına dayalı olarak alenen aşağılayan veya kin ve düşmanlığa tahrik eden kişilere altı aydan bir yıla kadar hapis cezası öngörüyor.
Bu gelişme, YouTube Türkiye ekosistemi için de önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Büyük takipçi kitlesine sahip kanalların daha dikkatli davranması gerektiği konusu, sektörde geniş bir şekilde tartışılıyor. İçerik üreticilerin yasal sınırları daha iyi bilmesi ve bu konularda profesyonel destek alması gerektiği vurgulanıyor.
Soruşturmanın titizlikle sürdürüldüğü belirtilirken, bu sürecin Türkiye'deki sosyal medya düzenlemeleri açısından emsal teşkil edebileceği değerlendiriliyor. Olayın sonucu, benzer durumlarla karşılaşan diğer içerik üreticiler için de yol gösterici olacak.
Türkiye'de sosyal medya platformlarının kullanımı ve içerik üretimi konusunda yaşanan bu olay, dijital medya özgürlüğü ve toplumsal değerlerin korunması arasındaki dengeyi sağlama konusundaki zorlukları bir kez daha ortaya koydu. İçerik üreticilerin bu hassas dengeyi gözetmeleri gerektiği açık bir şekilde görülüyor.
Bu olay, özellikle YouTube'da 1.5 milyon takipçiye sahip olan büyük kanalların sorumluluk bilinci içinde hareket etmesinin önemini gösteriyor. Sosyal medya fenomenlerinin toplumsal etkilerinin farkında olarak içerik üretmeleri gerektiği bir kez daha anlaşılıyor.