BayArena Stadyumu, o akşam adeta bir arena gibiydi; tribünler dolu, hava elektrik yüklü. UEFA Şampiyonlar Ligi'nin üçüncü haftasında, ev sahibi Bayer Leverkusen, Fransız devi PSG'yi ağırlıyordu. Maç öncesi herkes dengeli bir mücadele bekliyordu, çünkü Leverkusen'in evindeki gücü malum, PSG ise yıldızlar karması. Ama işler hiç de beklendiği gibi gitmedi; dakikalar ilerledikçe saha, gollerin ve tartışmalı kararların savaş alanına döndü. Hakemler düdük çalarken, oyuncular sınırlarını zorluyordu.
Maçın başlama vuruşuyla birlikte tempo yükseldi. PSG, daha 7. dakikada William Pacho'nun akıllı vuruşuyla öne geçti; top filelere giderken, Leverkusen savunması afallamıştı. Bu gol, PSG'nin hücum gücünü erkenden sergiledi, ama ev sahibi pes etmedi. 25. dakikada Alejandro Grimaldo, penaltı noktasında topun başına geçti; kaleciyi yanıltmak istedi ama vuruşu dışarı gitti. Bu kaçan fırsat, Leverkusen için dönüm noktası olabilirdi, ama olmadı. Aksine, baskı arttıkça hatalar çoğaldı.
- dakikada işler kızıştı; Leverkusen'den Robert Andrich, sert bir müdahaleyle rakibini yere serdi ve hakem tereddütsüz kırmızı kartı çıkardı. Saha bir anda on kişi kaldı, tribünlerden uğultular yükseldi. Bu avantaj PSG'ye yaradı, ama onlar da disiplini kaybetti. Sadece dört dakika sonra, 37. dakikada Ilya Zabarnyi, bariz bir gol şansını engelleyince o da kırmızı gördü. Şimdi iki takım da on kişi; maç, adeta bir survival oyunu gibi devam ediyordu. Kırmızı kartlar, oyunun kaderini değiştirmişti, ama goller durmuyordu.
 
Leverkusen, pes etmedi ve 38. dakikada Aleix Garcia, penaltıdan skoru eşitledi; top köşeye gitti, kaleci çaresiz kaldı. Bu gol, ev sahibine umut verdi, ama PSG'nin cevabı gecikmedi. 41. dakikada Désiré Doué, nefis bir şutla fileleri havalandırdı; arkasından 44. dakikada Khvicha Kvaratskhelia, driplingiyle savunmayı dağıttı ve skoru 3-1 yaptı. Devre bitmeden, 45+3'te yine Doué sahneye çıktı, dördüncü golü attı. İlk yarı 4-1 bittiğinde, herkes şoktaydı; bu, Şampiyonlar Ligi'nde nadir görülen bir yarı skoru.
İkinci yarıya çıkıldığında, Leverkusen toparlanmaya çalıştı. 50. dakikada PSG'den Nuno Mendes, hızlı bir kontrayla beşinci golü kaydetti; top adeta füze gibiydi. Ev sahibi, 54. dakikada yine Aleix Garcia'yla cevap verdi, skoru 5-2'ye getirdi. Bu gol, maçı canlandırdı, ama PSG'nin yıldızları dur durak bilmiyordu. 66. dakikada Ousmane Dembele, bireysel yeteneğiyle altıncı golü attı; driplingi izleyenleri mest etti. Maçın sonlarına doğru, 90. dakikada Vitinha noktayı koydu, yedinci golle skoru 7-2 yaptı. Toplam dokuz gol, Şampiyonlar Ligi tarihine geçti.
Bu zafer, PSG için sadece üç puan değildi; üst üste üçüncü galibiyetle grupta liderliklerini pekiştirdiler. Yıldız oyuncuların performansı, özellikle Doué ve Kvaratskhelia'nın çift golleri, takımı sırtladı. Leverkusen ise sadece iki puanla 26. sıraya geriledi; kırmızı kartlar ve kaçan penaltı, yenilgiyi ağırlaştırdı. Teknik direktörler maç sonrası yorumlarında, disiplin kaybından bahsetti; PSG koçu, "Savaşçı ruhumuzu gösterdik" derken, Leverkusen tarafı hataları kabul etti.
Gelecek hafta heyecanı katlanacak; PSG, evinde Bayern Münih'i konuk edecek, bu maç grubun kaderini belirleyebilir. Leverkusen ise Benfica deplasmanında toparlanma peşinde olacak. Futbolseverler, bu karşılaşmaları kaçırmamalı; çünkü Şampiyonlar Ligi, her hafta yeni sürprizlere gebe.
Maçın istatistikleri de dikkat çekici; PSG'nin topa sahip olma oranı yüzde 60'ı aştı, şutlar ve paslar üstündü. Leverkusen'in savunması dağılınca, hücumda da etkili olamadılar. Bu skor, Avrupa futbolunda uzun süre konuşulacak; dokuz gol, iki kırmızı kart, kaçan penaltı... Hepsi bir arada, unutulmaz bir gece yarattı.
Futbolun büyüsü işte burada; bir maç, tüm dengeleri altüst edebiliyor. PSG'nin bu dominant performansı, rakiplerine gözdağı verdi. Leverkusen içinse ders çıkarılacak bir yenilgi. Şampiyonlar Ligi'nde daha nice böyle geceler yaşanacak, ama bu, tarihe not düşülenlerden biri.