Küresel enerji arenası, sonbahar esintileriyle birlikte yeni bir ivmeye hazırlanıyor. Petrolün siyah damarları, Orta Doğu'dan Rusya'ya uzanan hatlarda titreşirken, her yeni karar milyonlarca varilin kaderini belirliyor. Pandemi sonrası toparlanan ekonomi, talep dalgalanmalarına rağmen istikrar arayışında; 2025'in ekim ayı, rekor stok seviyeleri ve yavaşlayan büyüme sinyalleriyle dolu bir sınav veriyor. Yatırımcılar ekranlara kilitlenmiş, petrol borsaları adeta bir satranç tahtası gibi; her hamle, benzin istasyonlarından endüstriyel fırınlara kadar her köşeyi etkiliyor. Peki, bu sessiz fırtınanın arkasında yatan strateji, fiyatları mı canlandıracak yoksa yeni bir kaos mu doğuracak? Piyasaların nabzı, giderek hızlanıyor.
Asıl heyecan burada başlıyor: OPEC+ grubuna üye Suudi Arabistan, Rusya, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Kazakistan, Cezayir ve Umman gibi 8 ülke, kasım ayında petrol üretimini günlük 137 bin varil artırma kararı aldı. Bu hamle, 5 Ekim 2025'te gerçekleştirilen çevrimiçi toplantıda masaya yatırıldı; ülkeler, küresel piyasa koşullarını ve görünümünü masaya yatırarak Nisan 2023'te duyurulan günlük 1,65 milyon varillik gönüllü üretim kesintilerini değerlendirdi. Karar, istikrarlı küresel ekonomik görünüm ve düşük petrol stoklarının sağlıklı piyasa temellerini desteklediği gerekçesiyle alındı; ancak piyasa koşullarına göre durdurulabileceği veya geri çevrilebileceği de net bir şekilde vurgulandı. Bu artış, eylül ayındaki ekim kararının birebir tekrarı niteliğinde; grup, yıl boyunca üretim hedeflerini 2,7 milyon varilden fazla yukarı çekerek, küresel talebin yaklaşık yüzde 2,5'ine denk gelen bir toparlanma sinyali verdi.
OPEC+'nın üretim kesintileri macerası, tam bir stratejik destan gibi. Hatırlayın, mart ayında kesintiler günlük 5,85 milyon varil seviyesine ulaşmıştı; bu, küresel talebin yüzde 5,7'sine denk gelen devasa bir rakam ve 2022 sonundan beri üye ülkelerin farklı zamanlarda açıkladığı kesintilerin toplamıydı. Ekim 2022'de başlayan 2 milyon varillik kesinti, Nisan 2023'te 8 ülkenin gönüllü 1,65 milyon varillik taahhüdü ve Kasım 2023'te eklenen 2,2 milyon varillik kısıtlamayla zirveye çıkmıştı. Ülkeler, bu kesintilerin 2,2 milyon varillik kısmını eylül sonuna kadar tamamen geri almayı planlamış, geçen ay ise 1,65 milyon varillik gönüllü kesintiyi kademeli olarak hafifletmeye başlamıştı. Bu kararlar, Rusya'nın yaptırımlar altındaki üretim zorlukları ve Suudi Arabistan'ın pazar payı stratejisi arasında bir uzlaşıyı yansıtıyor; grup, yıllarca süren kısıtlamalardan sonra yavaş yavaş normale dönüyor, ama her adımda tedirginlik hâkim.
Piyasaların tepkisi ise anında yankılandı: Brent ham petrolü Cuma günü 65 doların altına gerileyerek yılın zirvesi olan 82 dolardan uzaklaşmıştı; analistler, dördüncü çeyrekte arz fazlası korkusunu dillendirirken, OPEC+'nın bu mütevazı artışı "ipleri elinde tutma" hamlesi olarak yorumluyor. Yıl boyunca 2,7 milyon varillik net artış, grubun pazar payını yeniden kazanma çabasının meyvesi; ancak ABD'nin artan kaya gaz üretimi ve Çin'in yavaşlayan talebi gibi faktörler, dengeyi bozabilir. Uzmanlar, "OPEC+ ip cambazlığı yapıyor" derken, bu 137 bin varillik adımın fiyat istikrarını koruma niyetini vurguluyor; Rusya'nın temkinli yaklaşımı, Suudi Arabistan'ın agresif pazar genişlemesiyle dengelenmiş görünüyor. Sosyal medyada ise fırtına koptu: Bazı yorumcular "Üye ülkelere savaş ilanı" diye haykırırken, diğerleri "Fiyatları dibe vurma riski" diye uyarıyor; X'te #OPECArtış etiketiyle binlerce paylaşım, yatırımcıları ekranlara hapsetti.
Bu kararın perde arkası, OPEC+ içindeki gerilimleri de ifşa ediyor. 7 Eylül'deki son toplantıda ekim için aynı miktarda artış onayı verilmişti; şimdi kasım tekrarı, grubun tutarlı bir rota çizdiğini gösteriyor, ama bir sonraki durak 2 Kasım'daki zirve. O toplantıda, arz fazlası korkusu daha da büyüyebilir; eğer stoklar şişer ve talep beklentileri düşerse, artışlar tersine dönebilir. Düşünün: Küresel talep 2025'te 1,3 milyon varil/gün artışı beklenirken, OPEC'in iyimser raporu 2026 için 1,4 milyon varillik büyüme öngörüyor; ama ABD'nin rekor üretimi ve Avrupa'nın yeşil enerji geçişi, bu tabloyu karartabilir. Ülkeler arasındaki farklar da cabası: Rusya yaptırımlarla boğuşurken, Suudi Arabistan agresif genişleme peşinde; Irak ve BAE gibi oyuncular ise denge arayışında. Bu 137 bin varil, sadece bir sayı değil; yılların kesinti politikalarının son halkası.
Sektördeki yankılar, küresel ekonomiyi sarsmaya yetecek kadar güçlü. Analistler, bu hamlenin Brent'i 60 dolar bandına itebileceğini söylüyor; dördüncü çeyrekte arz fazlası senaryosu, benzin fiyatlarını pompaya yansıtacak. Yatırımcılar, "Pazar payı savaşı kızışıyor" derken, OPEC+'nın 2025'teki 2,7 milyon varillik net artışı, grubun kısıtlamalardan kurtuluşunu simgeliyor. Gelecek aylarda, Çin'in ekonomik toparlanması ve ABD seçimlerinin enerji politikası, dengeyi belirleyecek; eğer talep patlarsa, bu artışlar hızlanabilir, yoksa kesintilere dönüşebilir. X'teki eleştiriler, "Üyeleri baltalıyor" diye yükselirken, destekçiler "Piyasa gerçeklerine uyum" diyor; bu tartışma, enerji devlerinin jeopolitik satranç tahtasını aydınlatıyor.
Bu stratejik adım, sadece petrol varillerinden ibaret değil; bir dönemin sonu ve yenisinin başlangıcı. OPEC+ sekizlisinin kasım artışı, istikrar vaadiyle piyasaları yatıştırmaya çalışsa da, arz korkusu gölgesinde büyüyor. 2 Kasım zirvesi, yeni bir dönüm noktası olabilir; Suudi Arabistan'ın liderliğinde grup, pazar payını korurken fiyatları nasıl dengeleyecek? Analistlerin "sıkı ip" benzetmesi, gerçeği yansıtıyor; Rusya'nın yaptırımlı mücadelesi, Irak'ın istikrarsızlığı, BAE'nin vizyonu... Her ülke bir hikaye, her varil bir sır. Küresel talep 1,3 milyon varil artarken, stoklar düşük kalırsa bu hamle zafer olur; yoksa fiyat çöküşü kapıda. Yatırımcılar uykusuz, borsalar tetikte; bu fırtına, 2025'in son çeyreğini şekillendirecek. Kim bilir, belki bir sonraki karar, altın bir fırsat doğurur; enerji dünyası dönüyor ve o, durmak bilmiyor.