İstanbul'un kalabalık damarlarında, köprülerin gölgesinde bir gölge daha düştü yere – bir avukat, bir tanık, bir sır küpü sonsuza dek sustu. Boğaz'ın serin rüzgarları altında, trafik akışının ortasında, uzun namlulu silahların ağzından çıkan kurşunlar sadece bir bedeni değil, yılların birikmiş entrikalarını delip geçti. Bu, rastgele bir sokak kavgası değil; bir zincirin halkası, bir davanın kalbine saplanan hançer. Politik arenanın tozlu koridorlarında fısıldanan isimler şimdi haykırıyor – ama kim dinliyor? Bu sessizlik, korkunun değil, hesaplaşmanın habercisi; bir fırtınanın öncesi, rüzgarın henüz esse de yaprakların titremediği o an. Can Dündar, yayın başında sesini alçaltarak giriyor konuya: "Bugün, Bilanço'da Erk Acarer'le birlikteyiz ve karşımızda inanılmaz bir infaz var – kilit avukat susturuldu, ama sorular çoğalıyor."

Asıl dehşet, Serdar Öktem'in hikâyesinde yatıyor – Sinan Ateş suikastının en kritik dişlisi, İstanbul'un tetikçilerini Ankara'nın gölgelerine bağlayan adam. Erk Acarer, ekranda beliren zaman çizelgesini işaret ederek başlıyor: "Öktem, 2023'te gözaltına alındığında herkes telefon şifresini verirken o direndi – 'hafızam gitti' dese de, ısrarla reddetti. Telefonu ABD'ye, Apple'a gönderildi; bir CD döndü, ama sırlar hâlâ kilitli." Can Dündar araya giriyor, sesinde bir öfke: "2 Ekim 2024'te dosya ayrıldı, adli kontrolle serbest bırakıldı – ama o serbestlik bir tuzak mıydı? Hastanede, Ankara Ülkü Ocakları Başkanı ile gizli buluşma... Sessiz kal, konuşma; seni korur, dışarı çıkarırız dediler." Acarer, burada duraklıyor, ekranda Öktem'in ifadesini gösteren metinle vurguluyor: "Bu sözler bir anlaşma mı, tehdit mi? Dosyalar birleştirilince ifadesi altın değerindeydi – ta ki 6 Ekim 2025'te, Erdoğan'ın ABD ziyaretinden hemen sonra, bir düğmeye basılana dek." Dündar, soruyu havaya asıyor: "Düğmeye kim bastı? MHP'nin iç haritası burada devreye giriyor – İzzet Ulvi Yönter'in Bahçeli'ye kulak asmaması, Olcay Kılavuz'un infazı bir uyarı mı?"

Ve o düğme, siyasi bir temizlik mi? Acarer, WhatsApp yazışmalarını ekrana sererek devam ediyor: "Sinan Ateş'i hatırlayalım: Akademisyen, milliyetçi köklerden gelen, Ülkü Ocakları'nda adım adım yükselen bir isim. 2020'de Devlet Bahçeli'nin talebiyle başkanlığa atandı – 15 Temmuz sonrası FETÖ temizliğini MHP içinde kurduğu komisyonla yürüttü." Dündar, geçmişe dalıyor: "Ateş'in görevi, polisten istihbarata sızanları ayıklamak; ama bu iç çekişmeleri alevlendirdi. Aileler isyan etti: 'Bu çocuk ocaklarda yetişti, FETÖ'yle ne alakası var?' Birçok tutuklama, sonra beraatler – MHP'de gerilim zirvedeydi." Acarer, ekranda motosiklet sahnelerini göstererek anlatıyor: "Yönter-Bahçeli oyunu, Kılavuz'un gölgesinde patladı; 30 Aralık 2022'de Çankaya'da, Kızılırmak Mahallesi'nde, motosikletten ateşlenen kurşunlar Ateş'i yuttu. Yanında Selman Bozkurt, akrabası – kaçış, kovalamaca, sonra tutuklamalar." Dündar, öfkeyle ekliyor: "Tutuklamalar bir ağın iplerini çekti: Eray Özyağcı tetikçi, Vedat Balkaya motosiklet sürücüsü, Suat Kurt olay yeri temizleyici, Doğukan Çepni Demirbaş azmettirici. İstanbul-Ankara hattı, telefon trafiğiyle kanıtlandı – tetikçiler Boğaz'dan getirildi."

Bahçeli'den Demirtaş'a Yeşil Işık ve Siyasi Kulislerdeki Fırtına
Bahçeli'den Demirtaş'a Yeşil Işık ve Siyasi Kulislerdeki Fırtına
İçeriği Görüntüle

Skandallar peş peşe yağıyor, diyor Acarer, sesini yükselterek: "Şüpheliler Kılavuz'un evine sığındı, polis kendi içinde operasyon yaptı. İlk duruşma 1 Temmuz'da; Eray Özyağcı itiraf etti, 'Ayağından vurdum' dedi, Doğukan verdi emri." Dündar, polisin içinden sızıntıyı vurguluyor: "Suç mahalli bilgileri, Ateş'in konumunu sızdıranlar – devlet içinde bir bölünme. Öktem, bu ağın köprüsüydü; infaz ekibini Ankara'ya bağlayan adam. Çok büyük skandallar yaşandı o aşamada." Acarer, burada derinleşiyor: "Ve şimdi, Öktem'in ölümüyle o köprü yandı – ama yangın kime sıçrayacak? Daltonlar mı yaptı? Hayır, bilmiyorum – bir suç örgütü." Ekranda, tweet'ler uçuşuyor; Dündar, intikam iddialarını okuyor: "Casperlar çetesiyle husumet – Öktem onların avukatlığını yapıyordu, Daltonlar'la kan davası. Koruma kararı varmış, ama nafile – kurşunlar Boğaz Köprüsü girişinde yağdı."

Olağan şüpheliler gölgelerde pusuda, diyor Acarer, çeteleri işaret ederek: "Uzun namlulu silahlar, Kalaşnikof marka – iki araçla geldiler, maskeli saldırganlar. Altı şüpheli gözaltında, sayı 13'e fırladı; ikisi 18 yaş altında." Dündar, siyasi boyutu vurguluyor: "Bu, MHP'nin tepesine uzanan bir dava – Bahçeli'nin atadığı Ateş, FETÖ avında hedef oldu. Erdoğan'ın ABD seyahati sonrası... Siyasi bir temizlik mi?" Acarer, geçmişi hatırlatıyor: "2016 darbe sonrası temizlikler MHP'yi ikiye böldü – Yönter kanadı vs. Bahçeli sadıkları. Ateş bu savaşın piyonu muydu? 2022 cinayeti güç dengelerini sarsan bir darbe. Dosyalar ayrıldı, birleştirildi – Öktem'in Apple CD'si, ifadesi her şey kritik." Dündar, temyiz kararını ekliyor: "Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesi birleştirdi – ama Öktem susturulunca deliller gölgelendi."

Gelecek bir mayın tarlası, uyarısı Acarer'den geliyor: "Bu infazın siyasi sonuçları ne olacak, kim azmettirdi? Eğer iç infazsa MHP'de deprem kopar – Bahçeli'nin otoritesi sarsılır, Erdoğan ittifakı çatlar." Dündar, çete savaşını ekliyor: "İstanbul sokakları kan gölüne döner; Daltonlar-Casperlar husumeti daha fazla kurşun yağdırır. Tanık koruma yetersiz kalırsa dava çöker; adalet bir başka gölgeye dönüşür." Acarer, finali yaparken sesini yükseltiyor: "Ama belki bu ölüm uykudaki devleri uyandırır – Ayşe Ateş gibi sesler yükselir, medya baskısı artar." Ekranda son grafik: "Adım adım takip ettik, şimdi kapsamlı yayın yapacağız." Dündar, veda ederken: "Bu çok önemli bir infaz – olası sonuçlar kim tetikledi?"

Bu hikâye iki adamın kanıyla sınırlı değil; bir sistemin çürüyüşü, güç savaşlarının bedeli. Acarer, FETÖ avlarını bugünkü infazlarla bağdaştırıyor: "Hepsi aynı makinenin dişlileri." Dündar, umudu zayıf halkada buluyor: "Bir tweet, bir itiraf, bir CD – sırlar er ya da geç dökülür." Öktem'in Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk mezuniyeti, ceza ve ticaret hukuku uzmanlığı, MHP'li vekillerle bağlantıları – hepsi bir puzzle. Gelecekte emri verenler yakalanmazsa daha fazla Öktem'ler düşer; MHP koridorları hayaletlerle dolar. Ama umut o zincirde: Ayşe Ateş'in "Can güvenliği yoktu, dava karanlığa gömülüyor" sözü çoğalacak. Bu karanlık aydınlanmak için bekliyor; soru kimin elinde meşale? Öfke birikiyor, adalet fısıldıyor – dinleyin, çünkü yarın bugünün kurşunlarıyla yazılacak.