Ekonomi-Piyasalar

Merkez Bankası'ndan Kritik Gün: Faiz Kararı ve Güvenirlik Oylaması Yaklaştı

Merkez Bankası’nın beklenen faiz kararı öncesi, piyasalar ve 5 kurul üyesi tarihin en kritik günüyle karşı karşıya. Önemli kararlar, finans çevrelerinde büyük heyecan uyandırıyor.

Ekonomi dünyası, Merkez Bankası’nın yarın alacağı tarihi faiz kararına kilitlendi. Piyasalarda gergin bir bekleyiş hakim ve tüm senaryolar masada. Çünkü bu karar, sadece enflasyonla mücadelede yeni bir yol haritasını göstermeyecek; aynı zamanda kurumun güvenilirliği ve itibarını da belirleyecek.

Kritik gün öncesinde, piyasadaki beklentilerde ciddi bir değişim var. 5 kurul üyesi, hem enflasyonun gidişatı hem de ekonomik dengeler adına önemli bir tercihe imza atmaya hazırlanıyor. Son dönemde yapılan yorumlarda, çoğunluk hâlâ faiz indirimi bekliyor. Ancak indirim oranlarındaki tahminler hızla düşerken, en çok konuşulan konu, karar mekanizmasının ne kadar bağımsız hareket edebileceği…

Faiz indirimi beklentisinin arkasında, siyasi baskının faizleri yüzde 40'ın altına indirme zorunluluğu olduğu fikri öne çıkıyor. Çoğu uzmanın ortak görüşü ise, mevcut enflasyon rakamlarına ve beklentilerine bakıldığında faiz indiriminin rasyonel olmayacağı yönünde. Yine de piyasalardaki ağırlıklı kanaat, küçük de olsa bir faiz indirimi olacağı şeklinde.

Geçtiğimiz Eylül ayında yapılan 2,5 puanlık faiz indirimi sonrası, Merkez Bankası önceki eğilimini küçülttüğünü ima etmiş fakat yine de güçlü bir adım atmıştı. Sonrasında gelen enflasyon ve beklenti rakamları ise alınan kararın yüksek olduğuna işaret etti. Bu ortamda, “1 puanlık” daha sınırlı indirimlerin sinyali verilmiş durumda.

Özellikle JP Morgan’ın son analizi dikkat çekiyor: Uluslararası finans devine göre, Merkez Bankası politika faizini Ekim ve Aralık ayında 1’er puan indirerek yılı yüzde 38,5 ile kapatabilir. 2026 yılında ise her toplantıda 1 puanlık indirimlerle faizlerin yüzde 30,5’e çekilmesi öngörülüyor. Ancak JP Morgan da hem enflasyon hem faizler açısından yukarı yönlü ciddi risklerin altını çiziyor ve yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 32’ye yükseltiyor.

Piyasada güncel beklentiler, daha önce konuşulan 2,5 puanlık büyük indirimlerin rafa kalktığı ve 1-1,5 puanlık ölçülü adımların ön plana çıktığına işaret ediyor. Son dönemde özellikle “faiz indirimi yapılacak” algısının, ekonomik gerçekliklerden daha çok siyasi ve psikolojik faktörlere dayandığı yorumları öne çıkıyor.

Yurt dışı kaynaklarda ise Türkiye’nin iktidarının artık enflasyonu tek haneye çekmekten vazgeçtiği, yüzde 25 civarına razı olunduğu tartışılıyor. Merkez Bankası'nın 2026 enflasyon hedefini yüzde 16'da tutmasına rağmen, bu hedefe ulaşmanın artık gerçekçi olmadığı düşünülüyor. Eğer yeni bir faiz indirimi gelirse, ekonomi dünyasında “yüksek ve oynak enflasyon süreci başlamış olur” değerlendirmeleri yapılmakta.

Yarın alınacak karar, Merkez Bankası yönetiminin verdiği sözleri ne kadar tutabileceğini ve kurumun gelecekteki itibarını belirleyecek. Oynanan oyun büyüdü; sadece faiz oranı belirlenmiyor, aynı zamanda piyasa güveni ve ekonomik yönetim anlayışı da sınavdan geçiyor.

Heyecan dorukta! Tüm gözler, Merkez Bankası’nın yapacağı açıklamada. Alınacak karar, Türkiye ekonomisinin önümüzdeki dönemine yön verecek ve kurumun itibarını yeniden şekillendirecek.