Antalya'nın masmavi kıyılarında, turizmin kalbi Manavgat'ta, sonbahar güneşi hâlâ parıldarken, belediye binasının gölgesinde bir fırtına kopuyor. Sokaklar, pazarlar, sahil şeridi... Her şey o kadar huzurlu ki; turistler palmiyelerin altında dinlenirken, yerliler günlük telaşlarında. Ama o sakinliğin altında, yıllardır biriken dosyalar, ihbarlar, sessiz soruşturmalar... Adliye koridorlarında fısıltılar, kahvehanelerde dedikodular, sosyal medyada paylaşılan haberler... Herkes aynı soruyu soruyor: "Belediye ne hale geldi?" Vatandaşlar, telefonlarında manşetlere bakıyor, komşularla hararetli tartışmalara dalıyor – bir yanda şaşkınlık, diğer yanda derin bir öfke. Bu sadece bir dava mı, yoksa Manavgat'ın siyasi kaderini değiştirecek bir hesaplaşma mı? Herkes ekranlara kilitleniyor; ama asıl drama, o kapalı kapılar ardındaki iddianame dosyasında yatıyor. Peki, bu fırtınanın ilk dalgası nerede yükseldi? Yavaş yavaş açılıyor perde; sabırlı olun, çünkü her delil bir şok, her suçlama bir bomba, her isim yürekleri hoplatıyor.

Manavgat, Antalya'nın o büyüleyici ilçelerinden biri – Akdeniz'in tuzlu havası, Manavgat Şelalesi'nin çağlayanı, narenciye bahçelerinin kokusu... Ama son aylarda, o güzelim manzara belediye binalarının gölgesinde soluklaşıyor. Soruşturma, aylardır adliye koridorlarını meşgul ediyor; ihbarlar, gizli tanıklar, banka hesapları... Her şey, bir yolsuzluk ağına işaret ediyor. Ve nihayet, o beklenen haber geldi: Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame, Manavgat 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Bu, sadece bir kağıt parçası değil; adeta bir deprem gibi, ilçenin siyasi nabzını sarstı. Toplam 41 sanık, yargı önünde – bunların 11'i tutuklu, diğerleri tutuksuz. Mahkeme süreci, önümüzdeki haftalarda başlayacak; duruşmalar, tanıklar, deliller... Her şey, bir tiyatro sahnesine dönüşecek. Peki, bu iddianame neyi açığa vuruyor? Detaylara inelim, çünkü her satır, Manavgat'ın gizli yaralarını kanatıyor.

İddianamenin kalbi, belediye başkanı Niyazi Nefi Kara'da atıyor – o, ilçenin yüzüydü bir zamanlar; turizm projeleriyle övünen, halkın alkışlarını toplayan bir figür. Ama şimdi, tutuklu ve görevden uzaklaştırılmış halde, suçlamaların tam ortasında. Kara için savcılar, ağır bir dosya hazırlamış: Mal varlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizleme, kazanç müsaderesi, icbar suretiyle irtikap, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, rüşvet alma ve zimmet. Bu suçlamalar, 31 yıldan 69 yıla kadar hapis anlamına geliyor – evet, tam bir ömür boyu cezanın eşiği. Kara, belediye başkanlığı koltuğundayken mi bu ağı örmüştü? Deliller, bunu işaret ediyor: Banka hesap hareketleri, MASAK raporları, bilirkişi incelemeleri... Her biri, bir tuğla gibi dosyayı güçlendiriyor. Kara'nın mal varlığı, nasıl şişmişti? Zimmet iddiaları, belediye bütçesinden cebe aktarılan paraları mı anlatıyor? Rüşvet ağı, ihalelerde mi dönüyordu? Bu sorular, mahkeme salonunu dolduracak; ama şimdilik, Kara'nın sessizliği her şeyi daha da gizemli kılıyor.

Ama Kara yalnız değil; iddianame, bir ağ gibi örülmüş – belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri, bazı iş insanları... Hepsi, bu 41 sanığın parçası. Belediye başkan yardımcıları, Kara'nın sağ kolu gibiydi; projelerde imzaları, ihalelerde rolleri... Şimdi, o imzalar suç delili mi olacak? Meclis üyeleri, karar mekanizmalarının kalbi; oy verdikleri planlar, şimdi rüşvet ağına mı bağlanıyor? İş insanları ise, belediye ile ticari bağların gölgesinde – faturalar, ödeme dekontları, tapu kayıtları... HTS analizleri, telefon görüşmelerini aydınlatıyor; kim kiminle ne konuşmuş, saatler neyi saklıyor? Bu sanıklar, Manavgat'ın elit tabakasından – bazıları tutuksuz, özgürce dolaşıyor; ama 11'i demir parmaklıklar ardında. Tutuklular, Kara gibi isimler; hücrelerde beklerken, aileleri adliye kapılarında nöbet tutuyor. Bu ağ, sadece bireysel mi, yoksa organize bir yapı mı? Savcılar, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" diye vurguluyor; bu, bir çete iddiası gibi, Manavgat'ı ayağa kaldırıyor.

Deliller, iddianamenin omurgası – banka hesaplarından akan paralar, MASAK'ın kırmızı bayrakları, bilirkişilerin raporları... Tapu kayıtları, mal varlığı sıçramalarını gösteriyor; faturalar, sahte işlemleri ifşa ediyor; ödeme dekontları, rüşvet akışını kanıtlıyor. HTS verileri, gizli görüşmeleri ortaya döküyor – saatler, kimlerin nerede ne planladığını fısıldıyor. Sanık ifadeleri, dosyayı renklendiriyor; bazıları inkar ediyor, bazıları pişmanlık belirtiyor. Bu delil yığını, mahkemeyi bir savaş alanına çevirecek; tanıklar çağrılacak, çapraz sorgular yapılacak. Manavgat 3. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul ederken, "Yargılama başlayacak" dedi; önümüzdeki haftalar, duruşmalarla dolacak. Peki, bu süreçte tahliyeler mi olacak, yoksa cezalar mı yağacak? Vatandaşlar, "Adalet gecikmesin" diye bekliyor; ama gecikme, yaraları derinleştiriyor.

Manavgat'ın sokaklarında, bu iddianame yankılanıyor – belediye binası, bir hayalet gibi boş; hizmetler aksıyor, projeler duruyor. Kara'nın görevden uzaklaştırılması, ilçeyi vekil yönetimlere mahkûm etti; çöpler birikiyor mu, yollar onarılıyor mu? Turizm sektörü, "Skandal bizi vurdu" diye yakınıyor; oteller boşalıyor, yatırımcılar kaçıyor. Sosyal medyada, #ManavgatYolsuzluk etiketiyle binlerce paylaşım; bazıları "Belediye çöktü" diyor, diğerleri "Hesap sorulacak" diye umutlanıyor. Bu dava, sadece Kara'yı mı etkileyecek, yoksa CHP'nin yerel yönetimlerini mi sarsacak? Manavgat, 2019 seçimlerinde CHP'nin zaferiydi; ama şimdi, o zafer gölgeleniyor. Savcılar, dosyanın kalınlığını vurguluyor – yüzlerce sayfa delil, aylarca sürecek bir maraton. Mahkeme, ilk duruşmayı ne zaman yapacak? Sanıklar, salonda yüzleşecek mi?

Giresun'un "Yiğit" Unvanı İçin Tarihi Kampanya Sivas'ı Ayağa Kaldırdı
Giresun'un "Yiğit" Unvanı İçin Tarihi Kampanya Sivas'ı Ayağa Kaldırdı
İçeriği Görüntüle

Düşünün, Manavgat Şelalesi'nin çağlayanı gibi, adalet akacak mı – yoksa tıkanıklık mı sürecek? Kara, mahkeme kürsüsünde dururken, ne diyecek; yardımcıları, meclis üyeleri, iş insanları... Hepsi, bir romanın kahramanları gibi. Bu iddianame, sadece bir başlangıç mı, yoksa sonun habercisi mi? Vatandaşlar, adliye önünde toplanırken, umut mu yoksa öfke mi hakim? Deliller, banka hesaplarından tapu kayıtlarına, her şeyi aydınlatacak; ama karanlık köşeler hâlâ var. Bu skandal, Antalya'yı mı sarsacak, yoksa ülke geneline mi yayılacak? Kulislerde, benzer soruşturmalar fısıldanıyor; Manavgat, bir emsal mi olacak?

Tarihsel bir bakış atarsak, belediye yolsuzlukları Türkiye'nin kronik yarası – 2010'lardan beri, her dönem bir dosya patlıyor. Manavgat, turizmin incisi; ama bu iddialar, o inciyi lekeliyor mu? Kara'nın başkanlığı, hizmetlerle başlamıştı; ama zimmet, rüşvet... Her suçlama, bir hayal kırıklığı. Savcılığın titizliği, MASAK'ın raporları, HTS'lerin gücü... Hepsi, modern adaletin araçları. Bu dava, emsal mi yaratacak? Diğer ilçelerde, benzer dosyalar mı açılacak? Sosyal medyada, gençler "Yeter artık" diye haykırıyor; yaşlılar, "Eskiden böyle değildi" diye iç çekiyor.

Peki, bu fırtınanın sonu ne olacak? Mahkeme, cezaları mı yağdıracak, yoksa beraatler mi çıkacak? Kara, 69 yıl hapisle mi yüzleşecek, yoksa tahliye mi olacak? Belediye, yeni bir yönetime mi kavuşacak? Vatandaşlar, hizmet beklerken, adalet umuduyla... Bu iddianame, Manavgat'ı dönüştürecek mi? Kulisler, "Daha büyük sırlar var" diye fısıldıyor; belki ihaleler, belki bağlantılar...

Sonuçta, Manavgat Belediyesi'nin bu iddianamesi, bir hesaplaşma gibi – 41 sanık, ağır suçlamalar, delil yığını... Kara'nın gölgesi, ilçeyi sarıyor; ama adalet, şelalenin gücüyle akabilir. Eğer siz de bu kasırganın içindeyseniz, takip edin – çünkü her duruşma, yeni bir sayfa. Rüşvet ağı mı çözülecek, zimmet paraları mı iade edilecek? İzleyin adliyeleri, dinleyin fısıltıları; Manavgat konuşuyor, Türkiye dinliyor. Ve kim bilir, belki bu dava, temiz bir başlangıcın anahtarı olur – belediyeler yenilenir, umutlar yeşerir.