İzmir, ekonomik zorlukların en yoğun hissedildiği kentlerden biri olarak son günlerde siyasi hareketliliğin merkezi haline geldi. Özellikle 2026 yılı için açıklanan asgari ücret rakamının yarattığı hayal kırıklığı, geniş kitleleri harekete geçirdi.
Bu hareketlilik, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) öncülüğünde gerçekleşen bir yürüyüşle doruğa ulaştı. Cumhuriyet Meydanı'ndan başlayarak Alsancak'taki Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde sona eren etkinlik, "Asgari değil insanca yaşam istiyoruz" pankartları ve sloganlarıyla dikkat çekti. Yürüyüşe yoğun katılım oldu ve basın açıklamalarıyla talepler güçlü bir şekilde dile getirildi.
Etkinlikte öne çıkan isimlerden CHP İşçi, Memur Sendikaları ve Emek Bürolarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, İzmir'in merkezi yönetimden yeterli pay alamadığını vurguladı. 23 yıllık iktidar döneminde kentin en büyük tahribatı yaşayan illerden biri olduğunu belirten Karasu, asgari ücretin 28 bin lira civarında belirlenmesinin toplumun büyük kısmını açlığa mahkum ettiğini ifade etti.
Karasu'nun açıklamalarında, 28 bin liralık ücretle bir kadının kirasını ödeyemeyeceği, bir annenin çocuğunun beslenmesini tam sağlayamayacağı ve emekçilerin onurlu yaşam sürdüremeyeceği soruları öne çıktı. Bu rakamın bilinçli bir sınıf politikası sonucu olduğunu savunan Karasu, iktidarın "çalış ama karnın doymasın, üret ama yoksulluğa razı ol" mesajı verdiğini, özellikle kadınlara "itaat et, idare et, sus" dediğini aktardı.
Yürüyüşte kadınların ön planda olması dikkat çekiciydi. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya, açıklanan rakamı "sefalet ücreti" olarak nitelendirdi ve milyonlarca emekçiyi açlıkla yaşamaya zorladığını söyledi. Özellikle kadınlar için bu ücretin geçinememe ve yetinememe anlamına geldiğini vurgulayan Kaya, bunun kadınlara yönelik ekonomik şiddet olduğunu ve failinin mevcut iktidar olduğunu belirtti.
Kaya, ücretin kadınlara "bağımsız olma, dayan, katlan ve boyun eğ" dediğini ifade ederken, 2026 yılının hükümet tarafından "Aile Yılı" ilan edilmesine de tepki gösterdi. Bebek bezlerinin lüks, mamaların erişilmez hale geldiğini hatırlatan Kaya, iktidarın aileyi yoksullukla yönettiğini savundu. Pazara gidip gitmediklerini sorgulayan Kaya, bu ücretle refah değil geçim yılı yaşanacağını öngördü.
CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç ise yürüyüşün kadınlardan çıkan ilk çığlık olduğunu belirtti. En çok kadınların etkilendiğini söyleyen Güç, bu çığlığın devam edeceğini ve hükümetin enflasyonu düşürmek için bedeli emekçilere ödettiğini ifade etti. Toplumun bu yükü çekmek zorunda olmadığını vurgulayan Güç, ülkenin zenginliklerinin paylaşılması gerektiğini, erken seçimle değişim yaşanacağını ve CHP iktidarında eşit dağıtım sağlanacağını dile getirdi.
Yürüyüşe katılan diğer isimler arasında Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, CHP İzmir Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun ve CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şan gibi partililer yer aldı. Çok sayıda CHP üyesi de destek verdi.
Açıklanan asgari ücretin 28 bin 75 TL olarak belirlenmesi, açlık sınırının altında kalması nedeniyle geniş tepkilere yol açtı. CHP'li isimler, insanca yaşamanın asgari gelirinin en az 39 bin lira olması gerektiğini savunarak, bu rakamın yoksulluk fermanı olduğunu belirtti.
Etkinlik boyunca atılan sloganlar ve taşınan pankartlar, emekçilerin öfkesini yansıttı. İzmir'in "10 verip 1 aldığı" eleştirisi de sıkça dile getirildi. Karasu, CHP olarak iktidar gidene kadar mücadeleden geri durmayacaklarını ve 2026 yılını zorlaştıracaklarını ifade etti.
Bu yürüyüş, sadece İzmir'le sınırlı kalmayıp ulusal çapta asgari ücret tartışmalarına katkı sağladı. Emekçilerin alım gücünün eridiği, enflasyonun bedelinin işçilere ödettirildiği vurgusu yapıldı. Kadınların ve gençlerin öncülüğünde gerçekleşen eylem, gelecek eylemlerin habercisi gibi göründü.
Asgari ücretin euro bazında gerilediği, altın ve temel gıda alım gücünün düştüğü de konuşmalarda yer aldı. Geçen yıl daha fazla altın alınabilirken bu yıl yarı yarıya düştüğü örnekleri verildi.
İzmir'deki bu insanca yaşam yürüyüşü, ekonomik adalet taleplerini sokaklara taşıdı. Katılımcılar, sefalet ücretine karşı birlik çağrısı yaptı. Gelişmeler, emekçilerin sesinin daha yüksek çıkacağını gösteriyor.
Yürüyüşün sona erdiği Türkan Saylan Kültür Merkezi önündeki basın açıklaması, güçlü mesajlarla tamamlandı. CHP'liler, mücadelelerinin süreceğini ve değişimin yakın olduğunu belirtti.
Bu etkinlik, asgari ücret zammının yarattığı memnuniyetsizliğin somut bir yansıması oldu. Emekçiler, kadınlar ve gençler öncülüğünde yükselen ses, siyasi arenada yankı uyandırdı.
Sonuçta, İzmir'deki CHP'nin asgari değil insanca yaşam yürüyüşü, ekonomik eşitsizliklere karşı kararlı bir duruş sergiledi. Talepler net: Daha adil ücret, vergide ve gelirde eşitlik. Bu hareketlilik, önümüzdeki dönemde benzer eylemlerin artacağına işaret ediyor.