Ekonomi-Piyasalar

Emekli Zammında Devrim Niteliğinde AYM Kararı!

Emeklilerin geleceğini etkileyecek bu son dakika gelişmesi, maaşlarda köklü değişiklikler getirebilir ve milyonları heyecanlandırıyor – detaylar sizi şaşırtacak, hemen okuyun!

Son zamanlarda emeklilerin maaş zamları konusu gündemi meşgul ediyor, değil mi? Herkesin dilinde aynı soru: Acaba bu sefer gerçekten adil bir artış olacak mı, yoksa yine enflasyonun gerisinde mi kalacağız? Bu tür haberler her çıktığında içimizde bir umut kıpırtısı oluyor, ama aynı zamanda tedirginlik de... İşte tam bu noktada, yeni bir gelişme tüm dengeleri değiştirebilir. Yıllardır süren mücadeleler, davalar ve tartışmalar artık zirveye ulaştı. Bu makalede, emekli maaşlarını doğrudan etkileyecek bir konuyu ele alacağız, ama acele etmeyin, asıl heyecan verici detaylar birazdan gelecek.

Şimdi, konuya biraz daha yakından bakalım. Hatırlarsanız, emekliler için zam oranları her zaman büyük bir tartışma konusu olmuştur. Özellikle son yıllarda enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığı iddiaları, birçok insanın mahkemelere başvurmasına yol açtı. İşte bu bağlamda, Seyfettin Çil adlı bir emeklinin TÜİK'e karşı açtığı dava uzun süredir konuşuluyordu. Bu dava, enflasyon hesaplamalarının düşük gösterildiği ve bunun emekli maaşlarını olumsuz etkilediği üzerine kuruluydu. Seyfettin Çil'in avukatı Ali Erdem Gündoğan, bu süreçte önemli adımlar attı ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Ama asıl bomba, hükümetin 2026-2027 yılları için belirlediği zam oranlarının ardından patladı. Hükümet, sendikalarla anlaşamayınca konuyu Kamu Hakem Kurulu'na taşıdı ve kurul, 2026'nın ilk altı ayı için yüzde 11, ikinci altı ayı için yüzde 7, 2027 için ise yüzde 4 artı 4 gibi oranlar belirledi. Bu oranlar, enflasyon tahminlerinin altında kaldığı için büyük tepki çekti.

Avukat Ali Erdem Gündoğan, bu kararı kabul etmenin imkansız olduğunu söylüyor. Videoda, "Şimdi, Ms. Şebnem, bildiğiniz gibi hükümet ile sendikalar arasında 2026-2027 için emeklilere ve işçilere verilecek zam konusunda toplu sözleşme görüşmesi yapıldı. Toplu sözleşmede anlaşma sağlanamadı. Hükümet, Hakem Kurulu'nun kararına başvurdu. Tartışmalı olarak, Hakem Kurulu'nun 11 üyesi var. Bunların dördü toplu sözleşmeye katılan sendikalar tarafından belirleniyor. Yedisini Cumhurbaşkanı atıyor. Yani 4'e 7. Bu nedenle ne yazık ki hükümetin istediği her karar bu Hakem Kurulu'ndan çıkıyor," diye açıklıyor. Gündoğan, kurulun kararının enflasyonun yarısından az olduğunu vurguluyor ve TÜİK'in Eylül ayında yöntem değişikliği yaparak enflasyonu 3.3 puan olarak açıklamasını örnek veriyor. "TÜİK yöntemini değiştirdiğinde enflasyon birden 2.5 kat arttı. İki soru akla geliyor: TÜİK önceki enflasyon rakamlarının düşük olduğunu kabul etmiş oluyor. Peki, düşük açıkladıkları için memurlara ve emeklilere verilen zamlar ne olacak?" diye soruyor.

Sunucu Şebnem Arda Boğa ise izleyicileri motive ederek başlıyor: "Merhaba arkadaşlar. Yine çok önemli bir video ile karşınızdayız. Uzun zamandır Seyfettin Çil'in TÜİK'e karşı açtığı dava konuşuluyordu. Gündemde kalmaya devam ediyor. Siz de çok merak ediyorsunuz. Bu konuda yeni ve sıcak bir gelişme var. Her zamanki gibi davanın avukatı Ali Erdem Gündoğan'dan son bilgileri alacağız. Videoyu sonuna kadar izleyin. Bu davalara desteğiniz çok önemli. Kamuoyu baskısı hiçbir hükümetin dayanamayacağı bir şey." Boğa, izleyicilerden beğeni, paylaşım ve yorum yapmalarını istiyor, çünkü "Siz olmadan olmaz" diyor. Ardından Gündoğan'ı yayına alıyor ve "Merhaba nasılsınız? Hoş geldiniz. Teşekkür ederim. İyiyim Şebnem Hanım, siz de iyisinizdir. Teşekkürler. Biz de iyiyiz. İzleyicilerimiz davalarınızı büyük merakla takip ediyor. Her gün canlı yayınlarda soruyorlar. Bu konuda yeni bir sıcak gelişme var. Başlığımızda emekli zammı AYM'de dedik. Bu önemli bir gelişme. Detayları hemen sizden alalım," diye devam ediyor.

Gündoğan, Hakem Kurulu'nun yapısını eleştirerek devam ediyor: "Hakem Kurulu karar verdi. 2026'nın ilk 6 ayı yüzde 11, ikinci 6 ayı yüzde 4, sonraki 2027'de 4 + 4. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bakın şu anda hükümet bile 2026 enflasyonu için revizyon yapıyor. Daha önce yüzde 20'nin altına düşecek diyorlardı. Şimdi onu aştılar. 2025'te yüzde 30'un altına düşecek diyorlar. Şimdi kabul ediyorlar. Ve bildiğiniz gibi o TÜİK davaları sonuç verdi. Eylül'de Türkler yöntemini değiştirdi. Yöntem değişince Eylül enflasyonu birden 3.3'e yakın oldu. Herkes Eylül'de ne oldu dedi? Enflasyon fırladı, yeniden hortladı falan. Hayır. Sadece yöntem değişti. Gerçeğe yakın bir rakam açıklandı. ITO'ya yakın bir rakam. ITO NK'nın istediği gibi tam enflasyon oranı mı? Bizce değil. Ama önemli bir gelişme TÜİK vazgeçti. Eski yönteminden vazgeçti. Çünkü o yöntemle enflasyon ne yaparsan yap çok düşük çıkıyordu. TÜİK bunu kabul etti ve yöntemi değiştirdi. Değişince enflasyon birden 2.5 katına çıktı."

Bu noktada, Gündoğan'ın vurguladığı kritik kısım geliyor: Dava doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. "Biz Seyfettin Bey adına Anayasa Mahkemesi'ne başvurduk. Neden bu kararın anayasanın hangi maddelerine aykırı olduğunu açıkladık. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. Hukuk devletinde bütün idari işlemler yargı denetimine tabidir. Yargıdan kaçılamaz. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi'ne dedik ki, doğrudan dava açamıyoruz. Size başvurduk. İkincisi, bu kararın yürütmesini durdurun dedik. Bakın bu çok önemli. Anayasa Mahkemesi'nden tedbir talep ettik. Bu karar uygulanırsa bütün emekliler yoksulluğa düşecek, bütün çalışanlar yoksulluğa düşecek dedik. Zam enflasyonun yarısından az. Bu nedenle tedbiren durdurun dedik. Anayasa Mahkemesi gündemine aldı. Henüz karar vermedi. Anayasa Mahkemesi tedbiren durdurursa ne olacak? Konu Meclis'e düşecek. Meclis hemen yeni bir yasa çıkarmak zorunda kalacak. Muhalefet partilerinin burada çok önemli rolü var. Evet. Evet. Çok güzel. Yani Meclis toplanacak çünkü bütün kamuoyu oyu takip edecek. Ya bu yasa değişecek ya da emeklilere ve çalışanlara yeni zam oranı verecek yeni bir yasa çıkarılacak. Doğru. Ama mesela bu enflasyon evet, yüzde 20'nin üstünde, hatta yüzde 20'yi biliyoruz ama resmi olarak yıl sonunda yüzde 20'ye ulaşacak gibi görünüyor. Ve onun altında enflasyon farkı veriliyor. Buna itiraz ediyorsunuz. En azından resmi enflasyon oranı olan yüzde 20'nin altında, yani hükümetin açıkladığı resmi enflasyonun altında bir artış emeklilere verilemez diyorsunuz değil mi? Anayasa Mahkemesi evet dedi. Evet. Ve bu yoksulluğa neden oluyor. Bu kararı tedbiren durdurun dedik. Bakın bu bir ücret, işçinin hakkı. Mülkiyet hakkı. Bu eşitlik ilkesine aykırı. Ve mahkemeye erişim hakkını engelliyorsunuz. Engelliyorsunuz. Adil yargılanma hakkını ihlal ediyor ve Anayasa Mahkemesi tedbir vermezse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracağız. Düşünün idare bir zam belirliyor ve bütün kapıları kapatıyor. Dava açamazsın diyor. Evet. Üstelik Hakem Kurulu'nun yapısı adalet ve hakkaniyete uygun değil. 7'ye 4 her kararı çıkarabiliyorlar. Bir de dava açamazsın diyor. Neden dava açılamasın? Neden incelenmesin? Öncelikle e-yasa var. Emeklilere enflasyon farkı veriliyor ve bu enflasyon farkının altında ödeme yapılamayacağı yasada var. Yasa uygulanmıyorsa neden dava hakkı olmasın? Şimdi enflasyon farkı böyle veriliyor. Mesela ilk 6 ay enflasyon 11 çıktı, 17 oldu. Memura 6 ay sonra veriyor. O arada o yüzde 6 puan erimiş oluyor. Oluyor. Tabii doğru. Bunu baştan vereceksin. Tabii. Anayasa Mahkemesi'nde gündemde dediniz. Şu anda Anayasa Mahkemesi'nde. Evet. Dosya. Peki bu davanın kabul edilme ihtimali var mı sizce? Şey çok net. Anayasa Mahkemesi buna hayır derse hepsi açıkça yazılmış. Bu kararın neden anayasaya aykırı olduğunu ve hangi maddeleri ihlal ettiğini detaylı yazdık. Yani aslında çok net. Hukuka aykırı bir durum var biliyorsunuz. Anayasa Mahkemesi bunu yüzde 100 kabul etmek zorunda. Eğer kabul edilirse konu ve yasa Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelecek ve değiştirilecek ve enflasyon yüzde 20 ise yüzde 20, yüzde 25 ise yüzde 25 enflasyon. Tamam. Ya yasa değişecek ya da yeni bir yasa çıkaracaklar. Farklı bir düzenleme yapacaklar ya da bu yasayı değiştirecekler. Bu haksızlıkları kaldıracaklar. Düşünün geleceğinizi, emeğinizi, maaşınızı belirliyorlar. Sizin söz hakkınız yok. Pazarlık gücünüz yok. Üstüne bu konuda dava yolunu kapatıyor. Orada yazıyor. Hakem Kurulu kararları kesindir. Dava açılamaz. Bu ne demek? Çok evet. O kadar mantıksız ki. Tabii biz de bunun iptalini istedik. Böyle bir şey olabilir mi? Olamaz. Ama ne yazık ki Türkiye'de var. Şimdi görüyoruz ki bugüne kadar bu konuda dava açılmamış. Hakem Kurulu kararlarına karşı iki dava açılmış daha önce. Biri temsil edilen sendikaların üyeleri ile temsil edilmeyenler arasında fark var. Çok yüksek. Onun iptali istendi. Mesela Anayasa Mahkemesi onu iptal etti. Hm. Anladım Sendika üyeleri sendikalı olup toplu sözleşmeye katılanlar daha fazla aidat ödüyor ve daha az aylık alıyor ama daha yüksek maaş alıyor. Toplu sözleşmeye katılmayan sendika üyeleri daha fazla aidat ödüyor ve daha az alıyor. Bunu eşitlik ilkesine aykırı buldu ve iptal etti. Yine bir başkası benzer dava açmış ama onu reddetmişler. Bu 7 eeeh, eeeh, adil temsilin olmaması konusunda ama doğrudan bu Hakem Kurulu kararının iptali ve tedbiren durdurulması için hiçbir sendika başvurmamış. Size karşı ilk dava açıldı. Evet. Biz ilk defa açtık. Bu konuda gerçekten umutluyuz."

Bu dava, tarihte bir ilk olma özelliğini taşıyor. Daha önce Hakem Kurulu kararlarına karşı doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapılmamıştı. Gündoğan, önceki iki davadan bahsederek, birinde eşitlik ilkesine aykırı bir hükmün iptal edildiğini belirtiyor. Bu yeni başvuru, emeklilerin ve memurların geleceğini doğrudan etkileyebilir. Eğer AYM tedbir kararı verirse, Meclis'in acil bir yasa çıkarması gerekecek ve bu, muhalefetin de baskısıyla daha yüksek zam oranlarına yol açabilir. Kamuoyu baskısının önemi burada devreye giriyor; Boğa'nın dediği gibi, "Sizin desteğiniz olmadan olmaz." Enflasyonun resmi tahminlerin üzerinde çıkması beklenirken, bu dava milyonlarca emeklinin umudu haline geldi. Süreç devam ederken, herkes nefesini tutmuş bekliyor – belki de bu, emekliler için gerçek bir dönüm noktası olacak.