Zirve salonundaki ağır atmosfer, 9 Eylül'de İsrail'in Doha'ya yönelik düzenlediği saldırının yankılarını taşıdı. Katılımcı ülkelerin temsilcileri tek söz alırken, biri ortak bir mesajla vurguladı: İsrail'in saldırıları yalnızca Katar'a değildi, tüm İslam eğilimliydi. Bu gelişme, bölgede zaten gergin olan dengeleri daha da kırılgan hale getirmişti.
Pakistan'ın Açık Mesajı: “Doha'ya Yapılan Saldırı Hepimizedir”
Pakistan temsilcisi konuşmasına “kara bir gün” vurgusuyla başladı. İsrail'in Katar'a yönelik saldırısını “bayrak gibi ortada duran hegemonya hırslarının yeni bir göstergesi” şeklinde tanımladı. Sadece Katar'ın değil, tüm bölgede hedef alındığını temsil eden, Gazze'deki 10 yaşındaki Amir'in dramasını örnek alarak, “bir dilim ekmek için yürüyen çocuklara dahi kurşunlara hedef olduğunu” dile getirdi. Bu vurgu, salonda yankılanan derin bir suskunluğun ardından büyük bir destekle karşılandı.
Kazakistan ve Orta Asya Ülkeleri: Uluslararası Hukukun Çiğnendiği Uyarısı
Kazakistan, İsrail'in Katar'a saldırısını küresel istikrarı hedef alan bir hamle olarak değerlendirdi. Bu tutum sadece bir planı kınama değil, aynı zamanda “uluslararası hukukta geri dönülmez bir kırılmaya sürüklenebiliriz” ikazıydı. Kazakistan'ın ardından söz alan Türkmenistan ve Özbekistan da aynı kaygılara dikkat çekti ve güvenin inşa edilmemesi durumunda yeni çatışmaların kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Arap Ülkelerinden Birlik Çağrısı
Umman, Katar'a yapılan saldırının “tüm bölge güvenliğine yönelik” olduğunu vurguladı. Tunus ve Cezayir saldırıları ise “toplu bir cezalandırma politikası” olarak nitelendirildi. Cezayir dışişleri temsilcisi, “Artık sessiz kalmak, İsrail'in bölgesel haritasını yeniden çizmesine izin vermektir” diyerek dikkat çekici bir uyarıda bulundu.
Afrika ve Asya'dan Güçlü Mesajlar
Bangladeş, Uganda ve Gambiya temsilcileri, İsrail'in yıllardır süregelen “sorumsuz maceracılığını” dile getirerek, bu hayatın artık göz ardı edilemeyeceğini söyledi. Özellikle Bangladeş dışişleri bakanı, “Artık yeter” sözleriyle zirvenin genel havasını özetledi.
Gazze'nin İçinden Gelen Çığlık
Konuşmalar boyunca en sık tekrarlanan mesajlardan biri, Gazze'de olup bitenlerin artık “katlanılmaz bir şekilde geldiği” oldu. Kadınlardan ve çocuklardan gelen yardım çağrıları, ülkelerinin dile getirdiği en acı hikaye olarak öne çıktı. Gıdaya ulaşamayan yüzbinlerce insanın dramı, uluslararası toplumdaki acilen taşınmaların gerçekleşmesinin sınırları çizildi.
Sonuç: Tarihi Bir Eşik mi?
Zirve sonunda kabul edilen sonuç bildirgesinde, İsrail'in Birleşmiş Milletler törenlerinin askıya alınmasına dikkat edildi. Ayrıca Arap-İslam ortak görev gücünün artırılması, bundan sonraki sürecin dönüm noktasında olabileceğine işaretlendi. Tüm görevliler, iki devletli çözüm dışında kalıcı barışın mümkün olmadığını vurguladı.
Bu zirve, sadece bir projenin adım değil, belki de uzun süredir devam eden sessizlik bozan bir çığırış olarak tarihe geçebilir. Zira salonun her köşesinde yankılanan cümle netti: “Birimizin güvenliği hepimizin güvenliğidir, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.”





