Yerel

Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde Şok İddia: Personel Baskı ve Mobbing'le Karşı Karşıya!

Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde AK Parti üyeliği dayatması iddiaları gündemi sarsıyor. İşten çıkarma, mobbing ve suç duyurusu detayları ile siyasi baskı tartışmaları merak uyandırıyor. Belediye personeli hak arayışında neler yaşandı?

Belediyelerde personel yönetimi son dönemde sıkça tartışılan konular arasında yer alıyor. Özellikle siyasi değişimlerin ardından ortaya çıkan iddialar, kamuoyunda geniş yankı buluyor ve emekçilerin haklarını koruma mücadelesini ön plana çıkarıyor.

Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan gelişmeler, bu tartışmalara yeni bir boyut kattı. Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun CHP'den istifa ederek AK Parti'ye geçişinin ardından, bazı personellerin parti üyeliği konusunda baskı gördüğü öne sürüldü. Bu iddialar arasında en dikkat çekeni, uzun yıllardır basın biriminde görev yapan İlayda Korkulu'nun yaşadıkları oldu.

Korkulu, 28 Kasım tarihinde belediyedeki amirleri tarafından AK Parti'ye üye olmaya zorlandığını iddia etti. Bu talebi reddetmesinin ardından yaklaşık bir ay boyunca sistematik baskı ve mobbinge maruz kaldığını belirten Korkulu, sürecin sonunda 24 Aralık'ta iş akdinin feshedildiğini ifade etti. Korkulu, bu durumu kabul etmeyerek haklarını savunmak için harekete geçti.

Avukatı Mustafa Dinç ile birlikte Aydın Adliyesi önünde basın açıklaması yapan Korkulu, duygusal bir konuşma yaptı. 14 yaşından beri CHP'nin çeşitli kademelerinde aktif görev aldığını vurgulayan Korkulu, "Bugün burada sadece kendi hakkım için değil, emeği ve ekmeğiyle oynanan tüm emekçiler adına konuşuyorum. Atatürk'ün mirası, biat edenlerin değil hakkını arayanların mirasıdır. Susmak, bu tür uygulamaların yaygınlaşmasını ortak olmaktır. Ben susmayacağım" dedi.

Korkulu, konuşmasında işten çıkarılma sürecini detaylandırarak, "28 Kasım'da AK Parti üyeliğine zorlandım. 'Üye olmayacağım' dedikten sonra zorbalandım, mobbinge uğradım. Bugün gelinen noktada ise iş akdim sonlandırıldı. İşimden, ekmeğimden oldum. Bir Cumhuriyet kadını olarak hiçbir baskıya boyun eğmedim. Hiçbir zaman hak yemedim, hakkımı da yedirmedim. Çünkü alnı ak başı dik öyle olunmaz, böyle olunur" ifadelerini kullandı.

Avukat Mustafa Dinç ise müvekkilinin iddialarını destekleyen kuvvetli delillerin ellerinde olduğunu belirtti. Dinç, "Müvekkilimiz Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde çalışmakta iken 28 Kasım'da belediyedeki amirlerince AK Parti'ye üye olmaya zorlanıyor. Bu talebi kabul etmeyince baskı altına alınmış ve sonunda hukuka aykırı şekilde işten çıkarılmıştır. Müvekkilimizin elinde AK Parti'ye üye olmaya zorlandığına dair deliller mevcuttur" şeklinde konuştu.

Dinç, suç duyurusunun "siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi", "kişiyi siyasi parti üyeliğine zorlamak", "Anayasa haklarının ihlali" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlarından yapıldığını açıkladı. Ayrıca, işe iade davası için gerekli başvuruların da başlatıldığını ekledi. Dinç, "Hiçbir işçiyi, hiçbir emekçiyi baskı ve zorlama ile bir siyasi partiye üye olmaya zorlayamazsınız. Bizler emekçiler olarak bu şehirdeki her işçinin haklı mücadelesinde yanındayız" vurgusunda bulundu.

Bu olay, Aydın Büyükşehir Belediyesi'nde sadece bireysel bir mağduriyetle sınırlı kalmayıp, daha geniş bir personel grubu için benzer baskıların yaşandığı iddialarını da beraberinde getirdi. Korkulu, basın açıklamasında "benim gibi ekmeğiyle oynanan birçok çalışma ve dava arkadaşım için" suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, olayın tekil olmadığını ima etti.

Siyasi parti üyeliği dayatması ve bunun sonucunda işten çıkarma gibi uygulamalar, emekçilerin anayasal haklarını doğrudan etkileyen ciddi ithamlar içeriyor. Kişilerin siyasi tercih özgürlüğünün korunması, demokrasinin temel ilkelerinden biri olarak kabul edilirken, iş yerinde böyle bir baskının iddia edilmesi kamu vicdanını yaralıyor.

Korkulu'nun "Ne bir çift mavi gözden ne de partimden vazgeçmem" sözleri, kararlı duruşunu özetlerken, belediye yönetiminin bu iddialara nasıl yanıt vereceği merak konusu. Aydın halkı açısından da emanet edilen kurumun iç işleyişi, hizmet kalitesini doğrudan etkileyebilecek bu tür gelişmeler yakından takip ediliyor.

Hukuki süreçte delillerin değerlendirilmesiyle birlikte, benzer iddiaların başka personellerden de gelip gelmeyeceği sorusu gündemde kalmaya devam edecek. Emekçilerin mobbing ve siyasi baskı karşısında hak arayışları, iş hukuku açısından önemli emsal oluşturabilir.

Bu tür olaylar, belediye personel işten çıkarma ve mobbing iddialarını araştıranlar için dikkat çekici bir örnek teşkil ediyor. Aydın'daki gelişmeler, siyasi üyelik baskısı ve suç duyurusu gibi anahtar kelimelerle arama yapanların ilgisini çekmeye devam edecek gibi görünüyor.

Olayın yargıya taşınmasıyla birlikte, sorumluların belirlenmesi ve adil bir sürecin işletilmesi bekleniyor. Korkulu'nun mücadelesi, birçok emekçi için ilham kaynağı olabilirken, kurum içindeki uygulamaların şeffaflaştırılması taleplerini de güçlendiriyor.

Gelecek günlerde dava süreci ve olası yeni açıklamalar, konuyu daha da derinleştirebilir. Aydın Büyükşehir Belediyesi personel iddiaları, siyasi baskı ve işten çıkarma tartışmalarını uzun süre gündemde tutacak nitelikte.