Uzman İsimden Hem Dünya Hem Türkiye İçin Gündemi Sarsacak Kritik UYARI: O Tarihte Gökyüzü Yeni Bir Dönemin Kapılarını Aralıyor
Gökyüzündeki sır perdesini aralayan ve astrolojik analizleriyle bilinen uzman isim Öner Döşer, Türkiye'nin geleceğini yakından ilgilendiren çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Bir yıllık süre zarfında ortaya çıkabilecek potansiyel değişimler ve özellikle büyük deprem yani sismik hareketlilik konusundaki uyarıları, gündeme bomba gibi düştü. Analizler, sadece doğal hareketlilik alanında değil, aynı zamanda ülkenin uluslararası alandaki konumu ve beklenen büyük ekonomi reformları için de tarihi bir dönüm noktasını işaret ediyor. Uzman isim, hassasiyetle takip edilmesi gereken bir göksel geçişin tarihini vererek, Marmara ve çevresindeki sismik aktivite haritasına dikkat çekti ve 29 Ekim tarihinin taşıdığı derin anlamı tüm detaylarıyla gözler önüne serdi. Yaşanan bu önemli gelişmeler, haber değeri taşıyan ve kamuoyunun merakla beklediği büyük bir sürecin başlangıcı olarak nitelendiriliyor.
Öner Döşer, sunucu tarafından yöneltilen sorular eşliğinde, Türkiye haritası üzerinden sismik hareketliliğe dair önemli bir tespiti paylaştı. Astroloji biliminin öngörülerine göre, eğer Uranüs'ün ayak ucu noktası Karadeniz’in biraz kenarından, Marmara, Ege ve Akdeniz üzerinden aşağı inen kritik bölgeyi kapsıyorsa, bu durum takip eden bir yıllık süreç içerisinde sismik aktivite potansiyelinin yüksek olduğuna işaret ediyor. Bu haritanın bir yıllık bir süreyi kapsadığını belirten uzman isim, özellikle Marmara'nın bulunduğu hat üzerindeki sismik aktiviteye karşı hassasiyetle yaklaşılması gerektiğini ve bu astrolojik göstergenin bir uyarı niteliği taşıdığını ifade etti. Bu tip göksel enerjilerin, yeryüzündeki hareketlilikleri tetikleme potansiyeli olduğuna dikkat çekildi.
Bu bir yıllık analiz haritasının Türkiye üzerindeki etkileri yalnızca sismik hareketlilikle sınırlı değil. Öner Döşer, aynı zamanda su elementindeki destekleşmelerin altını çizerek, bu durumun ülkenin askeri gücünü ve ulusal dayanıklılığını önemli ölçüde artıracağını belirtti. Astroloji uzmanı, Türkiye'nin bu süreçte uluslararası alanda daha fazla sorumluluk üstleneceğini, kendisini daha iyi ifade etme şansı bulacağını ve uluslararası işbirliklerinin artacağı bir yıla girileceğini ifade etti. Özellikle Türk devletleri yönünde olabilecek işbirlikleri ile dış politikada önemli adımlar atılacağı ve ülkenin stratejik konumunun güçleneceği de bu analizlerin önemli bir parçası olarak belirtildi. Bu gelişmeler, Türkiye'nin küresel sahnede giderek yükselen profilini de yansıtan nitelikte.
Uzman ismin gündeme taşıdığı bir diğer heyecan verici ve gizemli konu ise, adından sıkça söz ettiren 3I/ATLAS kuyruklu yıldızı oldu. Medyada bir kuyruklu yıldız mı yoksa bir uzay gemisi mi olduğu yönünde tartışmaların yaşandığını aktaran Döşer, ismini Atlas teleskobundan alan bu gök cisminin, üçüncü yıldızlararası alandan gelen (interstellar) bir ziyaretçi olduğunu vurguladı. Astroloji dünyası için bu kuyruklu yıldızın geçişi, büyük olaylara işaret etme potansiyeli taşıyor. Kuyruklu yıldızın rotası dikkatle incelendiğinde, Ekim ayı içerisinde Mars'ın oradan geçtiği ve şu anda Jüpiter'e doğru ilerlediği görüldü.
Bu göksel ziyaretçinin en kritik geçişi ise tüm Türkiye için özel bir anlam taşıyan 29 Ekim tarihinde gerçekleşecek. Öner Döşer, kuyruklu yıldızın güneşe en yakın noktadan (perihelion/yerberi) geçeceğini ve bu geçişin Cumhuriyet'in kuruluş gününe denk gelmesinin astrolojik açıdan dikkat çekici olduğunu belirtti. Bu kritik geçiş sırasında kuyruklu yıldız bir müddet Güneş'in arkasında kalacak ve Aralık ayı başına kadar gözlemlenemeyecek. Bu durum, gökyüzü olaylarının dünyadaki gelişmeleri tetikleme potansiyeli taşıdığı inancıyla birleştiğinde, 29 Ekim'i sadece ulusal bir bayram olmaktan öte, küresel ve astrolojik bir dönüm noktası haline getiriyor.
Programın sunucusu tarafından sorulan "Böyle bir kuyruklu yıldız geçişi güneş aktivitesinde bir artışa sebep olabilir mi?" sorusu üzerine Öner Döşer, bunun mümkün olduğunu dile getirdi. Kuyruklu yıldızın güneşe en yakın geçişinde erimeye, toz ve gaz kütlelerini etrafında bırakmaya başladığını ve bu durumun, o dönemde Güneş üzerinde leke oluşumları varsa, etkileşimi artırma ve güneş aktivitesini tetikleme potansiyeli olduğunu doğruladı. Güneş aktivitelerindeki bu artışlar, dünyadaki elektromanyetik alanları ve teknolojiyi etkileme gücü taşıdığı için bu göksel geçişin tüm dünya tarafından yakından izlenmesi gerektiği bildirildi.
3I/ATLAS kuyruklu yıldızının taşıdığı bir diğer büyük sır ise, keşfedildiği andaki astrolojik dizilimlerde gizli. 1 Temmuz 2025'te teleskopla keşfedilen bu gök cisminin çıplak gözle görülmesi üzerine astrologlar tarafından bazı yorumlar yapıldı. Öner Döşer, kuyruklu yıldızın keşfedildiği gün Güneş ve Jüpiter'in kavuşumda olduğunu aktardı. Bu kavuşum, astrolojide büyüme, genişleme ve özellikle ekonomiyle ilgili yeni reformları işaret eden güçlü bir gösterge olarak kabul ediliyor. Bu önemli göksel olayın, küresel ve ulusal ekonomilerde büyük değişimlerin, yenilenmelerin ve büyük atılımların habercisi olabileceği yorumu yapıldı.
Ayrıca bu kuyruklu yıldızın bir müddet ilginç bir şekilde yeşil gözüktüğü bilgisi de paylaşıldı. Astroloji uzmanı, yeşil rengin esasında Merkürel bir renk olduğunu, yani entelektüel gelişimi, büyümeyi ve genişlemeyi destekleyen bir enerji taşıdığını ifade etti. Eskilerin "Yeşil murattır" sözüyle bu rengin olumlu manasını vurguladı. Ancak bazı klasik astrologların yeşil rengi hem Satürn (potansiyel doğal hareketler ve genel sağlık konuları) hem de Venüs (barış ve huzur) ile ilişkilendirdiğini belirterek, bu durumun iki farklı yönlü etkiyi beraberinde getirebileceğini, fakat kendisinin Merkürel tarafa odaklandığını söyledi.
Son olarak, bu göksel olayların 2026 yılının ana temasını da şimdiden belirlediği bilgisi verildi. Öner Döşer, Satürn ve Neptün'ün Koç burcunda kavuşurken ilk izlemenin bu dönemde gerçekleştiğini ve bu kavuşumun 2026 yılının ana teması olacağını, bu konunun yeni yıl programlarında çok daha ayrıntılı konuşulacağını vurguladı. Bu uzun vadeli öngörüler, hem doğal hareketlilikler hem de toplumsal ve ekonomik yapılar üzerindeki büyük değişimlerin sadece bir başlangıç aşamasında olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye ve dünya, astrolojik göstergelerin işaret ettiği bu kritik dönemece doğru hızla ilerlemekte. Tüm bu bilgiler ışığında, uzman ismin 29 Ekim ve sonrası için yaptığı uyarılar, yakından takip edilmesi gereken ve büyük haber değeri taşıyan gelişmeler olarak önümüzde duruyor.