Küresel piyasaların dalgalı sularında, yatırımcılar her sabah yeni bir sürprizle uyanıyor. Pandemi sonrası toparlanan ekonomi, enflasyon ikilemleri ve jeopolitik fırtınalarla dans ederken, her varlık sınıfı adeta birer satranç taşı gibi hareket ediyor. Altın, yıllardır güvenli liman unvanını korurken, son aylardaki ivmesiyle dikkatleri üzerine çekiyor; ons fiyatındaki hareketler, gram ve çeyrek altınlara yansıyarak günlük hayatı etkiliyor. Merkez bankalarının hamleleri, hükümet krizleri ve ticaret savaşları, bu sarı metali bir kez daha spot ışıklarının altına taşıyor. Peki, bu yükselişin arkasında yatan dinamikler, yatırımcıları mı zengin edecek yoksa yeni belirsizlikler mi getirecek? Piyasaların nabzı, sessizce hızlanıyor.
Asıl coşku burada başlıyor: Ons altının fiyatı, 5 Ekim 2025 itibarıyla 3 bin 846 dolara sıçrayarak yeni rekorlar kırmaya devam ediyor; yılın ilk 9 ayında yüzde 47,6'lık dev artışla 3 bin 871 dolara ulaşan bu değer, 1 Ekim'de 3 bin 895 dolara zirveye tırmanmıştı. Fed'in gevşeme döngüsüne dair artan beklentiler, ABD'de federal hükümetin bütçe yetersizliğinden kapanması ve Trump'ın göreve başlamasıyla alevlenen tarife tartışmaları, altına olan talebi roketledi; dolar endeksindeki zayıflama ve jeopolitik risklerin gölgesi, yatırımcıları bu hazineye yöneltti. Merkez bankalarının rekor alımları –özellikle Çin'in güçlü talebi– ve bireysel fonların fırsatı kaçırma korkusu, eylül ayındaki yüzde 11,9'luk aylık sıçramayı tetikledi; ons altın, 1979'dan beri en yüksek yıllık kazanca doğru koşuyor, o yılki yüzde 126,5'lik ralliyle yarışıyor.
Gram altının bu fırtınadan nasibini alması da cabası: 5 Ekim Pazar sabahı itibarıyla alış fiyatı 5 bin 208,97 liraya, satış ise 5 bin 209 liraya geriledi; ancak gün içinde dalgalanmalarla 5 bin 371 liraya doğru tırmandı. Çeyrek altın alışta 8 bin 432,75 lirayı görürken, yarım altın 16 bin 865 liraya, Cumhuriyet altını ise 33 bin 731 liraya yaklaştı; 22 ayar bilezik fiyatları da 4 bin 846 liradan 4 bin 895 liraya sıçradı. Bu yükseliş, ons fiyatındaki rekorla paralel gidiyor; eylül sonundaki 3 bin 871,69 dolarlık zirve, gramı 5 bin liraların üzerine taşırken, haftasonu hafif bir düzeltmeyle dengelendi. Yatırımcılar, bu dalgalanmayı "kısa vadeli kar realizasyonu" olarak yorumluyor; ancak genel trend yukarı yönlü, zira Fed'in faiz indirim öngörüleri ve siyasi kırılganlıklar baskıyı artırıyor.
Bu rallinin kökenleri, küresel belirsizliklerin derinliğinde yatıyor: ABD'de Kongre'nin geçici bütçe tasarısını onaylayamaması, Aralık 2018-Ocak 2019'daki 35 günlük kapanmadan beri ilk kez hükümeti durdurdu; bu kaos, enflasyonist baskıları yoğunlaştırarak Fed'in politika alanını daralttı. Trump'ın korumacı tarifeleri, küresel büyümeye dair endişeleri körüklerken, ABD'nin büyüyen bütçe açığı altına "güvenli liman" cazibesini kattı; jeopolitik gerilimler –Orta Doğu'dan Ukrayna'ya uzanan– ve Çin'in endüstriyel talebi, ons fiyatını şubat-mart-nisan aylarında zirvelere taşıdı. Saxo Capital Emtia Strateji Başkanı Ole Hansen, bu ivmeyi "merkez bankalarının artan talebiyle atılan temel" diye özetliyor; 2001-2011'deki 10 yıllık ralliyi hatırlatarak, "Altın 260 dolardan 1.825 dolara fırlamıştı, şimdi bireysel ve kurumsal yatırımcılar fırsatı kaçırma korkusuyla akın ediyor" diyor. Hansen, fonlama maliyetlerinin düşeceği beklentisinin altını büyük fonlar için cazip kıldığını ekliyor; Fed'in bağımsızlığına dair şüpheler ve siyasi etkiler, fiyatları 4 bin dolara doğru itebilir diye uyarıyor.
Eylül ayındaki yüzde 11,9'luk aylık yükseliş, rallinin hızını gösteriyor; ons altın, eylülde 3 bin 871,69 dolara, 1 Ekim'de 3 bin 895,36'ya zıpladı. Bu dönemde, tarifelerin enflasyon ve büyüme üzerindeki olumsuz etkileri, Fed'e genişleyen faiz indirimi öngörüleri ve siyasi sistemin kırılganlığı, altına olan akını hızlandırdı; Hansen, "Son yükselişin hızı baş dönmesi yaratıyor, ama değerli metallere yönelik değerleme eğilimi genişliyorsa, önümüzdeki aylarda daha fazla alan var" diye analiz ediyor. ABD hükümet kapanması, siyasi kırılganlığı gözler önüne sererken, Fed'in bağımsızlığının zedelenmesi durumunda faiz çalkantıları altını daha da yukarı taşıyabilir; bu senaryo, ons fiyatını 4 bin dolara yaklaştırabilir.
Yatırımcılar için bu ralli, hem fırsat hem tuzak; gram altının 5 bin liraları aşması, düğün ve birikim sezonunu ateşlerken, haftasonu düzeltmeleri kar realizasyonu getiriyor. Çeyrek altının 8 bin 400 liraya yaklaşması, küçük yatırımcıyı heyecanlandırıyor; yarım ve tam altınlar ise 16 bin ve 33 bin liraların ötesine geçerek, uzun vadeli portföyleri şişiriyor. Merkez bankalarının alımları –yıl genelinde rekor seviyede– ve Çin'in endüstriyel hırsı, talebi körüklüyor; ancak Hansen'in "baş dönmesi" uyarısı, kısa vadeli volatilite riskini hatırlatıyor. Düşünün: Ons 3 bin 800 dolardan 3 bin 900'e sıçrarken, gram 5 bin 200'ü delerse, bireysel birikimler nasıl şişer? Bu ivme, 2025 sonuna doğru yeni zirvelere mi koşar yoksa Fed'in beklenmedik hamlesiyle mi durur?
Sektördeki dalgalar, küresel ekonomiyi sarsmaya yetiyor: Enflasyon-resesyon ikilemi, merkez bankalarının gevşeme döngüsünü tetiklerken, doların zayıflaması altına alan açıyor; Trump'ın tarifeleri, ticaret savaşlarını yeniden alevlendirerek, büyüme endişelerini körüklüyor. ABD'nin bütçe açığı ve korumacı politikalar, Fed'in elini bağlarken, jeopolitik gerilimler altına "güvenli liman" unvanını pekiştiriyor; Çin'in talebi, endüstriyel kullanımı artırırken, bireysel yatırımcıların FOMO'su ralliyi besliyor. Hansen, "Piyasalar somut yatırımları yeniden değerlerse, fiyatlar daha da yükselebilir" diye öngörüyor; bu eğilim, değerli metalleri cazip kılıyor, ama Fed'in bağımsızlığı zedelenirse faiz çalkantıları her şeyi altüst edebilir.
Geleceğe dair fırtına cabası: Ons altının 4 bin dolara koşusu, Fed'in faiz indirimleriyle hızlanabilir; ancak hükümet kapanması gibi siyasi krizler, ralliyi uzatırken, beklenmedik bir toparlanma düzeltme getirir mi? Gram altının 5 bin 300 liraya sıçraması, çeyrek altını 8 bin 500'e taşırken, yatırımcılar portföylerini koruma moduna geçiyor; Hansen'in "daha büyük soru"su yankılanıyor: Bu ralli, piyasaların somut varlıklara dönüşünü mü simgeliyor? Çin alımları ve merkez banka rezervleri artarken, jeopolitik riskler ralliyi besleyecek; Trump'ın tarifeleri enflasyonu şişirirse, Fed'in eli daralır ve altın parlar. Düşünün: Bir sonraki zirve, 2025'i mi taçlandırır yoksa yeni bir düzeltmeyle mi biter?
Bu altın destanı, sadece rakamlarla bitmiyor; bir ulusun birikimlerini, küresel dengeleri şekillendiren bir güç. Ons fiyatının rekorları, gram ve çeyrek altınlara yansırken, yatırımcılar fırsatı kovalıyor; Fed'in hamleleri, Trump'ın politikaları, jeopolitik fırtınalar... Hepsi, bu sarı metali tahta oturtuyor. Hansen'in "4 bin dolar odak" uyarısı, kısa vadeli heyecanı körüklüyor; ama siyasi kırılganlıklar ralliyi uzatabilir. Kim bilir, belki yarınki bir Fed açıklaması, yeni bir zirveyi müjdeliyor; bu fırtına, zenginlik mi yoksa tuzak mı getirir? Piyasalar dönüyor, nabızlar hızlanıyor; altın, tahtından inmeye niyetli değil.