Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşen bir gelişme var ki, özellikle şehir hayatının koşturmacasında yaşayanlar için hayatı daha da zorlaştıracak cinsten. Sabahları trafiğe kapılan, akşamları evine zor dönen milyonlarca insan, cebinden çıkacak ekstra paraları düşünmek zorunda kalacak. Bu haber, sadece bir yasa değişikliği değil, adeta bir mali deprem ve etkileri uzun süre konuşulacak. Peki, bu düzenleme neden bu kadar tepki çekiyor? İşte adım adım, her detayıyla anlatacağım, çünkü bu değişiklikler sadece bir kesimi değil, toplumun geniş bir yelpazesini etkileyecek.
Asıl meseleye gelmeden önce, şunu söyleyeyim: Hükümetin hazırladığı bu torba yasa teklifi, Meclis'e sunuldu ve içeriği o kadar kapsamlı ki, kuyumculardan diş hekimlerine, veterinerlerden havayolu şirketlerine kadar pek çok sektörü doğrudan vuruyor. Daha önce sadece ruhsat alınırken ödenen bazı ücretler, artık her yıl cepten çıkacak ve bu da işletmelerin maliyetlerini katlayacak. Özellikle büyükşehirlerde yaşayanlar için durum daha vahim, çünkü harçlar orada iki katına çıkacak. Düşünün, bir kuyumcu dükkanı işletiyorsunuz ve her yıl 30 bin lira harç ödüyorsunuz; eğer İstanbul gibi bir yerdeyseniz, bu rakam 60 bin liraya fırlıyor. Bu, küçük esnafı nasıl etkileyecek? Müşterilere yansıyacak zamlar, belki de kapanan dükkanlar... Haberin detayları, insanı gerçekten düşündürüyor.
Şimdi, teklifin içindeki harç detaylarına bakalım. Ticaret yetki belgeleri için belirlenen rakamlar şöyle: Kuyumcular ve şubeleri için yıllık 30 bin lira, ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapanlar için 20 bin lira, taşınmaz ticareti yetki belgesi sahipleri için de yine 20 bin lira. Bu ücretler, işletmelerin sırtına binen yeni bir yük ve özellikle rekabetin yoğun olduğu sektörlerde hayatta kalmayı zorlaştıracak. Özel sağlık kuruluşları da bundan nasibini alıyor; muayenehane uygunluk belgesi 20 bin lira, özel poliklinik ruhsatı 30 bin lira, tıp merkezi ruhsatı ise 50 bin lira olarak belirlenmiş. Ağız ve diş sağlığı merkezleri içinse diş muayenehanesi 20 bin, diş polikliniği 30 bin, diş merkezi ve hastanesi 40 bin lira. Bu rakamlar, sağlık hizmetlerinin maliyetini artıracak ve sonunda hastaların cebine yansıyacak, değil mi? Veteriner hizmetleri de unutulmamış: Muayenehane ruhsatı 10 bin, poliklinik 20 bin, hayvan hastanesi 40 bin lira. Hayvan sahipleri için bile ekstra masraflar kapıda.
Kıymetli madenler sektörü, belki de en yüksek harçlarla karşı karşıya. Rafineri kuruluşları ve faaliyet izinleri için tam 7 milyon 500 bin lira, aracı kurum ve kuruluş izinleri için 5 milyon lira. Bu rakamlar dudak uçuklatıyor ve sektördeki oyuncuları ciddi anlamda sarsacak. Ticari havacılık ruhsatları da listede: Yolcu ve yük taşımacılığı yapanlar için tarifeli veya tarifesiz 2 milyon lira, sadece tarifesiz taşımacılık 1 milyon 500 bin, sadece yük taşımacılığı 1 milyon, hava taksi işletmeleri 500 bin, genel havacılık işletmeleri ise 100 bin lira. Uçak bileti fiyatlarının artması kaçınılmaz gibi görünüyor. Turizm işletmeleri içinse sınıflara göre ücretler belirlenmiş: Dördüncü sınıf tesisler 367 bin, üçüncü sınıf 612 bin 200, ikinci sınıf 734 bin 800, birinci sınıf 980 bin 400, lüks sınıf tesisler ise 1 milyon 470 bin 800 lira. Tatil planları yapanlar, bu ücretlerin otel fiyatlarına yansımasını hissedecek.
Büyükşehirlerdeki artış, işin en can alıcı kısmı. Yasa teklifine göre, büyükşehir belediyesi sınırları içinde ve nüfusu 30 binden fazla olan ilçelerde bu harçlar bir kat artırımlı uygulanacak. Mesela Ankara'da Çankaya gibi kalabalık bir ilçede kuyumculuk yapan biri 60 bin lira öderken, nüfusu 30 binin altında kalan Güdül'deki bir kuyumcu sadece 30 bin lira verecek. Bu ayrım, şehirler arası eşitsizliği daha da derinleştirecek ve büyükşehirlerdeki yaşam maliyetini iyice yukarı çekecek. İnsanlar neden taşraya taşınmayı düşünmesin ki? Bu düzenleme, göç hareketlerini bile etkileyebilir.
Kira gelirlerindeki değişiklikler de milyonları doğrudan ilgilendiriyor. Mesken kira gelirlerine uygulanan 47 bin liralık istisna kaldırılıyor, ama emekli, malul, dul ve yetim aylığı alanlar bu istisnadan faydalanmaya devam edecek. Yeni düzenleme 1 Ocak 2026'dan itibaren geçerli olacak, yani kiracılar ve ev sahipleri için hazırlık zamanı var. Ayrıca, sıfır ve ikinci el araç satışlarında noterlerde satış bedeli üzerinden binde 2 oranında ve en az 1 bin lira noter harcı alınacak. Araba almak isteyenler, bu ekstra maliyeti hesaba katmalı.
Sosyal güvenlik primlerinde de köklü değişiklikler var. AKP Grup Başkanı Abdullah Güler'in açıklamalarına göre, doğum hariç borçlanma prim oranı yüzde 32'den yüzde 45'e çıkıyor ve durdurulan Bağ-Kur sigortalılık sürelerinin ihya prim oranı da yüzde 45 olarak belirleniyor. Bu, sistemin aktüeryal dengesine katkı sağlayacakmış. Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranındaki işveren hissesi yüzde 11'den yüzde 12'ye yükseltiliyor. İmalat dışı sektörlerdeki işverenlere sağlanan 4 puanlık Hazine prim teşviki 2 puana indiriliyor, genç girişimci prim desteği ise tamamen kaldırılıyor. Güler, bu adımların kamu kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlayacağını söylüyor. Prime esas kazanç üst sınırı asgari ücretin 7.5 katından 9 katına çıkarılıyor, Bağ-Kur'lu işverenler için alt sınırın 1.5 veya 3 katı olarak uygulanmasıyla sigortalıların emekli aylıklarının iyileştirilmesine zemin hazırlanacakmış.
Vakıf üniversitelerine de yeni kurallar geliyor. Birinci sınıf ve hazırlık sınıfı dışındaki sınıflarda öğrenim ücretleri artık mütevelli heyetler yerine YÖK'ün belirleyeceği esaslara göre ayarlanacak. Artış oranlarında ÜFE ve TÜFE dikkate alınacak, yani zamlar daha kontrollü olacak. Bu, öğrenci ve aileler için belki bir rahatlama, ama üniversitelerin mali yapısını nasıl etkileyecek, zaman gösterecek.
Son olarak, emlak vergileriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Güler, emlak vergileri için daha dengeli ve adil bir oran üzerinde çalıştıklarını, önümüzdeki hafta tamamlanma ihtimali olduğunu ve Meclis'e gelebileceğini belirtti. Bu da ayrı bir heyecan kaynağı, çünkü emlak sahiplerini doğrudan ilgilendirecek. Tüm bu değişiklikler, ekonominin nabzını tutanlar için takip edilmesi gereken bir süreç. Milyonlarca insanın hayatı değişecek, tepkiler artacak ve belki de sokaklara yansıyacak. Bu yasa teklifi, sadece bir mali düzenleme değil, toplumun geleceğini şekillendirecek bir adım.