Türkiye'nin siyasi ve ekonomik gündeminde yepyeni bir sayfa açılıyor. Uzun zamandır beklenen gelişmeler nihayet gün yüzüne çıktı, herkesin dilinde aynı soru: Bu değişiklikler cebimizi nasıl etkileyecek? AKP Grup Başkanı Abdullah Güler'in TBMM'ye sunacağı paket, sıradan bir düzenleme değil, adeta bir dönüşüm manifestosu. İnsanlar sokaklarda, kahvehanelerde bu konuyu konuşmaya başladı bile, çünkü bu paket sadece rakamlarla sınırlı kalmıyor, günlük hayatımızın her köşesine dokunuyor.
Şimdi asıl heyecan verici kısma geliyoruz. Mesken kira gelirlerinde uygulanan istisnalar yeniden düzenleniyor, ama dikkat: Kanunla kurulan SGK'den emekli olanlar, dul ve yetim aylığı alanlar ile maluliyet vatandaşları hariç tutarak. Bu, kira geliri elde eden binlerce kişiyi doğrudan ilgilendiriyor. Paket, gayrimenkullerin devir ve iktisaplarında beyan edilen değerlerin gerçek durumu yansıtmadığı durumlarda kayıtdışılığı caydırmak için oransal bir düzenleme getiriyor. Yüzde 25 olarak uygulanan caydırma cezası artık bir katı olarak değerlendirilecek. Diğer kurallarda olduğu gibi, bir katı cezası vergi usul kanununda yer alan maddelerle uyumlu hale getiriliyor. Amaç, emlak beyanlarının gerçek usulüyle yapılmasını sağlamak, yani artık kimse düşük beyanla kaçamayacak.
Bu değişiklikler emlak piyasasını kökünden sarsabilir. İnsanlar ev alırken, satarken daha dikkatli olacak, çünkü yanlış beyanlar ağır cezalarla sonuçlanacak. Düşünün, yıllardır süregelen alışkanlıklar bir anda değişiyor. Paketin bu kısmı, özellikle büyük şehirlerdeki emlak yatırımcılarını tedirgin ediyor, ama aynı zamanda adaleti sağlama adına önemli bir adım.
Araç alım-satım işlemleri de paketten nasibini alıyor. Noterde sıfır araçların ilk tescil işlemleriyle ve tescil edilmiş araçların ikinci el satış ve devirlerinde noterler tarafından satış ve devir ücreti asgari 1000 TL'den az olmamak üzere binde 2 oranında nispi noter harcı getiriliyor. Bu, araç sahibi olmak isteyenler için ekstra maliyet anlamına geliyor. İkinci el piyasası zaten hareketliyken, bu düzenleme fiyatları yukarı çekebilir mi? Satıcılar ve alıcılar arasında yeni pazarlık stratejileri doğacak gibi görünüyor.
Noter ücretlerindeki bu artış, sadece araçlarla sınırlı kalmıyor. Kuyumculuk, özel sağlık belgeleri, kıymetli madenler ve havacılık işletmeleri de yıllık harca tabi tutulacak. Bu sektörlerde çalışanlar, işletme sahipleri için yeni bir yük, ama hükümetin bakış açısından bakarsak, bu adımlar bütçeyi güçlendirmek için atılıyor. Düşünün, bir kuyumcu dükkanı açmak artık daha maliyetli olacak, ama belki de sektördeki standartlar yükselecek.
Sosyal güvenlik alanında da büyük yenilikler var. Sosyal güvenlik hizmeti borçlanma prim oranını yüzde 32'den yüzde 45'e çıkarıyorlar, ama doğum hariç. Bu, emeklilik planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda bırakacak milyonları. İmalat dışı sektörlerdeki işverenlere sağlanan 4 puanlık prim teşviki 2 puana indiriliyor. Yüzde 5'lik prim desteği ise imalat sektöründe devam edecek. Bu ayrım, sanayi kollarını korurken diğerlerini zorlayabilir, iş dünyasında dengeler değişiyor.
Prime esas günlük üst kazanç sınırını 7,5 kattan 9 katına çıkarıyorlar. Bu, sigortalıların emekli aylıklarında daha yüksek maaş alması konusunda haklarını iyileştirecek. Emeklilik hayali kuranlar için müjde gibi, çünkü maaşlar yükselecek. Yıllarca çalışıp düşük emekli maaşı alanlar artık daha iyi şartlara kavuşabilir, bu kısım paketin en umut verici yönlerinden biri.
Emlak vergileriyle ilgili çalışmalar sürüyor. Belli bir teknik çalışma henüz tamamlanmadı, ama aynı mahalle içinde aynı ilçede farklı değerlendirmeler oluşturacak şekilde emlak vergisine esas olan arsa değerindeki artış oranı ve değerden kaynaklı artış oranı dengelenmeye çalışılıyor. Belediyelerin gelir kaybına uğramadan hakkaniyetli artış oranı noktasında çalışmalar devam ediyor. Önümüzdeki hafta bu tamamlanmış olursa komisyon sürecinde ekleme ihtimali var.
Arsa payı ve bina değeri artışlarında yüksek oranlar görüldüğü için, belli ölçekte adil ve dengeli hale getirmek için çaba sarf ediliyor. Bu, ev sahiplerini rahatlatabilir, çünkü vergiler daha makul seviyelere çekilecek. Yüksek artışlar birçok aileyi zorluyordu, şimdi dengelenme umudu doğdu.
Kentsel dönüşüm için de önemli bir adım atılıyor. Kentsel Dönüşüm Başkanlığı'na, kentsel dönüşüm uygulamalarında kullanılmak üzere, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait bankalardan 31 Aralık 2029 tarihine kadar iç borçlanma yapabilme yetkisi verilecek. Bu, deprem riski taşıyan bölgelerde dönüşümü hızlandırabilir, binlerce bina yenilenecek. Şehirler daha güvenli hale gelecek, ama borçlanma maliyeti ne olacak?
Kanunun 1 Ocak 2026'dan itibaren geçerli olmasını arzuluyorlar. Yani, yeni yılla birlikte bu değişiklikler hayatımıza girecek. Hazırlık yapmak için zaman daralıyor, herkes planlarını buna göre şekillendirmeli.
Spor dünyasına da dokunan bir madde var. UEFA ile Türkiye'de işyeri veya kanuni merkezi bulunmayan katılımcı takımlar ve görevli tüzel kişiler, 2026 UEFA Avrupa Ligi Finali, 2027 UEFA Konferans Ligi Finali ve 2032 UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası organizasyonuna ilişkin Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlardan Gelir ve Kurumlar Vergisinden muaf tutulacak. Bu, uluslararası etkinlikleri ülkemize çekmek için akıllıca bir hamle, turizm ve ekonomi canlanacak.
Tüm bu düzenlemeler, ekonomiyi güçlendirmek adına atılıyor, ama etkileri ne olacak? Piyasalar nasıl tepki verecek? Vatandaşlar bu değişikliklere uyum sağlayabilecek mi? Paket, bazıları için fırsat, bazıları için挑战 olabilir, ama kesin olan bir şey var: 2026, ekonomi açısından unutulmaz bir yıl olacak. Herkes bu gelişmeleri yakından takip etmeli, çünkü cebimizdeki para, geleceğimiz bu paketlere bağlı.