Yaşam

Akbelen Ormanı'nı Korumak İçin Yaşamını Feda Eden Efsane!

Zehra Nine'nin şok kaybı Akbelen'i yasa boğdu! Ağaçlara sarılan efsane direnişçi, maden talanına karşı son nefesine kadar savaştı... Mücadele alevlenecek mi?

Türkiye'nin dört bir yanında yankılanan bir yas, doğa mücadelesinin en güçlü seslerinden birini susturdu. Muğla'nın Milas ilçesinde, İkizköy'ün Akbelen mevkisinde, kömür madenine karşı verilen amansız savaşın simgesi, asırlık çamlara sarılarak bedeniyle siper olan bir nine... Bu hikaye, sadece bir kayıp değil, milyonların vicdanında alevlenecek bir ateşin kıvılcımı. Peki, bu direnişin kahramanı kimdi ve arkasında bıraktığı miras ne olacak? Derinlere inelim, çünkü Zehra Nine'nin öyküsü, toprağın, ağacın ve halkın en saf isyanı.

Zehra Yıldırım, nam-ı diğer Zehra Nine, 79 yaşında, iki çocuk üç torun sahibi bir nine olarak, 2023 yazında Akbelen Ormanı'nda başlayan kesim girişimlerine karşı ilk nöbet tutanlardan biriydi. Akrabası Esra Işık ile birlikte, maden şirketinin dozerlerine karşı asırlık çamlara sarılarak poz verdiği o ikonik fotoğraf, tüm Türkiye'yi sarsmıştı. O görüntü, sadece bir kare değildi; bir neslin, bir toprağın, bir geleceğin haykırışıydı. Zehra Nine, bastonuna yaslanarak jandarma kordonlarını yararcasına öne atılır, "Bu orman bizim yuvamız, vermeyeceğiz!" diye seslenirdi. Köylüler, o anları "Nine'nin cesareti hepimizi ayağa kaldırdı" diye anlatırdı. Kanser teşhisi konduğunda bile, hastane yatağından kalkıp ormana dönmek isterdi; direniş, onun için bir tercih değil, bir varoluş biçimiydi.

Akbelen direnişi, 2019'a uzanan bir destanın parçası. Yeniköy-Kemerköy Termik Santralleri'nin kömür ihtiyacını karşılamak için Limak Holding ve IC Holding ortaklığı YK Enerji'nin göz diktiği 740 dönümlük ormanlık alan, binlerce yıllık kızılçam, meşe ve zeytin ağaçlarıyla dolu bir vaha. İkizköylüler, 1987'den beri faaliyet gösteren santrallerin yarattığı hava kirliliği, su kaynaklarının kuruması ve tarım arazilerinin yok olması gibi felaketleri yıllardır yaşıyordu. 2020'de Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ormanı maden sahasına devretmesiyle başlayan ihlal zinciri, 2021 Temmuz'unda 105 ağacın kesilmesiyle patlak verdi. Köylüler, o sabah ormana çadır kurdu ve iki yıldan fazla süredir 24 saat nöbet tutuyor. Zehra Nine, bu nöbetin en parlak yıldızıydı; 88 yaşına (bazı kaynaklarda 90 olarak anılan) rağmen, her eylemde ön saflardaydı. "Toprak bizim annemiz, ağaç kardeşimiz" derdi, ve o sözler, sosyal medyada binlerce paylaşımda yankılandı.

Esra Işık, akrabası ve direniş yoldaşı, Zehra Nine'nin son anlarını paylaşırken gözyaşlarını tutamadı: "Zehra nenemizi kaybettik! Akbelen’de korkusuzca direnişin önünde yürüyen Zehra ninemizi kaybettik. Başımız sağolsun. Yüreğimiz yanıyor! Zehra ninemiz bu toprağın onuruydu. Onun hatırasına, mücadelesine, her dalına tutunduğu ağaçlarımıza, zeytinimize sahip çıkacağız." Bu sözler, İkizköy Mezarlığı'nda bugün toprağa verilirken, yüzlerce kişinin toplanmasına neden oldu. Köylüler, cenazede "Zehra Nine'nin ruhu ormanda yaşayacak" pankartları astı, şarkılar söyledi. TEMA Vakfı, WWF Türkiye ve Greenpeace gibi örgütler de taziye mesajları yayınladı: "O, sadece bir nine değil, doğanın bekçisiydi." X platformunda (eski Twitter), #ZehraNine etiketiyle binlerce paylaşım yağdı; gazeteci Kazım Kızıl'ın videosu, "Elinde bastonuyla direnişin en önündeydi... O da bugün Akbelen Ormanı’ndaki binlerce ağaç gibi toprağa düştü" diye başlayıp 20 binden fazla izlendi.

Bu kayıp, tesadüf değil; bir mücadelenin bedeli. Akbelen, iklim krizinin ortasında, ormanların %40'ını kaybeden bir ülkenin simgesi. 2023 Temmuz'unda jandarmanın sert müdahalesi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ziyareti ve işçilerin protestoları, direnişi ulusal bir mesele yaptı. Kılıçdaroğlu, "Kömür yerin altında kalacak" demiş, ama köylüler "Bu, vatanperverlik meselesi" diye yanıt vermişti. 2024'te şirketin faaliyetlerini durdurması, seçim öncesi bir taktik olarak görüldü; Haziran 2024'te MAPEG'in 242 bin dönümlük "kamu yararı" kararıyla kesimler hızlandı. Limak-IC Holding'in hükümete gönderdiği mektupta, "Direniş ve davalar nedeniyle zarar ediyoruz, zeytinlikler verilmezse işi bırakırız" talebi, direnişçileri daha da öfkelendirdi. Son üç bilirkişi raporunda ormanın madene "uygun" görülmesi, Muğla 1. İdare Mahkemesi'ndeki davaları uzattı. İkizköylüler, Çamköy ve Karacahisar'la birleşip üç köye karşı üç santral mücadelesi veriyor; Nejla Işık gibi liderler, "Anayasamızın verdiği hakları sonuna kadar kullanacağız" diyor.

Zehra Nine'nin hayatı, Osmanlı'dan beri kadınların doğa direnişinin bir halkası. Hatırlayın, Milli Mücadele'de kadınlar cephedeydiler; bugün de Akbelen'de kapı kapı dolaşıp destek toplayanlar onlar. Nine, kadın cinayetlerine, çevre talanına karşı sessiz kalmayan bir sesdi: "Kadınlar demokrasiyi yaratır, çünkü cumhuriyet kurulur ama demokrasi kadınlarla olur." Onun gibi, 19-30 yaş arası gençler umut; asgari ücretin açlık sınırının altında ezildiği bir ülkede, orman nöbeti gençlere ilham veriyor. Halk TV'de anketler, Muğla'da çevrecilerin %70'inin direnişi desteklediğini gösteriyor. X'te Elif Ilgaz gibi gazeteciler, "Zehra Nine hep Akbelen'deydi, orada öldü. Ruhu Akbelen'de" diye yazdı; bianet.org, "Simge isimdi, aylardır ön saflardaydı" diye duyurdu.

Geçmişte, 2023'te jandarma baskınları, 2024 acele kamulaştırmaları (190 parsellik tarım arazisi madene gitti), direnişi büyüttü. Zehra Nine'nin fotoğrafları, protestolarda pankart oldu; TİP üyeleri Limak önünde eylem yaptı, "Rant düzenine yeter!" diye haykırdı. BBC Türkçe, "Dört yıldır direnenler: Bir tek ağacı bile kaybetmemeliyiz" başlığıyla köylüleri konuşturdu. 2025'te, iklim yasaları tartışılırken, Akbelen hâlâ dava koridorlarında; ama Zehra Nine'nin ölümü, sessizliği bozdu. Gelecekte, bu mücadele kitlesel bir harekete dönüşebilir; zira nine, "Ölürsem bile ormanı bırakmam" demişti. Onun hatırasına, İkizköylüler nöbeti sıkılaştırdı: "Ne pahasına olursa olsun sürdüreceğiz." Bu, sadece yas değil; bir kalkış çağrısı. Zehra Nine'nin ruhu, çam dallarında esen rüzgâr gibi, direnişi taşıyacak. Ormanlar yanarken, onun ateşi sönmeyecek – peki ya biz, bu mirası yaşatacak mıyız?